AKUT'un kurucusu ve dağcı Nasuh Mahruki, sosyal medyada yaptığı paylaşımlar nedeniyle hakkında soruşturma başlatıldığı iddialarıyla gündemde. Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanı Ahmet Yener'in seçimlerde dijital oylama sistemi hakkında açıklama yapmasının ardından, Mahruki'nin sosyal medya hesabından yaptığı eleştiriler, polis tarafından soruşturma konusu oldu. Ancak, Mahruki'nin evi önceki gün polis baskınına uğradı ve o sırada evde olmaması nedeniyle herhangi bir işlem yapılmadı.

Mahruki'nin eşi Mine Mahruki, olayla ilgili sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, eşinin gözaltına alınmadığını belirterek, konuya dair şu açıklamayı yaptı:

"Nasuh'a yönelik herhangi bir çağrı yapılmadı ve kendisine savcılıktan gelen resmi bir yazı ya da soruşturma dosyası bulunmuyor. Bu konuda kendisine usulüne uygun bir davet yapılırsa, ilk fırsatta ifade vermeye gidecektir. Ancak şu ana kadar sadece medyadan öğrenmiş olduğu bilgilerle cevaplarını hazırlamaktadır."

Polis baskınına tepki: "Hukuka aykırı"

Mine Mahruki, eşinin yaşadığı baskına da tepki gösterdi. Nasuh Mahruki'nin evine gece vakti, sivil kıyafetli kişiler tarafından yapılan polis baskınına dikkat çekerek, şunları söyledi:

"Gece vakti, polis olduğu tahmin edilen 6-7 sivil kişi evimin önüne geldi. Ben evde yokken, evimin karşısında sabaha kadar beklediler. Hiçbir resmi yazı ya da çağrı kağıdı bırakılmadı. Bu tür uygulamalar, hukuka ve genel uygulamalara aykırıdır."

Cinayet işlemişim gibi

Mahruki'nin yaptığı açıklamada, sosyal medyada yaptığı sıradan bir paylaşım nedeniyle uygulanan baskının, adaletin ve hukukun nasıl işlediği konusunda ciddi bir soru işareti oluşturduğunu belirtti. Şunları ifade etti:

"Bir tweet paylaşmamdan dolayı, cinayet işlemişim gibi evime baskın yapılması, hele ki sivil polislerle, çocuklarımı ve eşimi korkutup, komşularımı huzursuz etmek kesinlikle kabul edilemez bir durumdur. Benim yerim belli, adresim belli. Bu şekilde bir uygulama, hukuka ve toplumsal barışımıza aykırıdır."

Kamuoyunun takdirine sunuyorum

Mine Mahruki, sözlerini şu şekilde tamamladı:

"Bu gayri ciddi ve kişisel uygulamayı protesto ediyorum. Bu tür durumlar, devletin resmi kuralları çerçevesinde ve yazılı davetle yapılmalıydı. Ancak, sanki olağanüstü bir suç işlemişim gibi gece vakti baskın yapılması ve uygulanan yöntemler, ne kadar hukuka ne kadar toplumsal barışımıza uygun bir durumdur, bunu kamuoyunun takdirine bırakıyorum."