Abdullah Öcalan hakkındaki sözleri gerekçesiyle hukuksuz şekilde tutuklanan TELE1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ, "Kazanılacak seçim, büyük hatalar yapıldığı için kaybedildi. Dahası, kaybetmek için adeta özel bir çaba gösterildi. Dolayısıyla; seçim yenilgisinin tek nedeni adil ve demokratik olmayan koşullar, hile ve iftiraya dayalı kampanya değildir" dedi.
Yanardağ, tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi'nden yazdığı yazıda, seçimlere ve CHP'deki 'değişim' tartışmalarına değindi.
Yanardağ, "CHP’de bir değişim ve yenilenme tartışması kaçınılmazdır, hiç kimse hiçbir şey olmamış gibi yoluna devam edemez" görüşünü dile getirdi. CHP'deki 'değişim' mesajlarına da dikkat çeken Yanardağ, "Yönü ve kapsamı belli olmayan, genel başkanın değişimine indirgenmiş bir tartışmanın partiyi paralize ederek önümüzdeki yerel seçimlerin de kaybedilmesine yol açacağını söylemek, sanırım yanlış olmaz" ifadelerini kullandı.
CHP'deki 'değişim' tartışmalarında öne çıkan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun "Türkiye için Yeniden” başlıklı yazısını değerlendiren Yanardağ, "Yazının liberal beyaz Türklerin gazetesi denilen Oksijen’de çıkmış olması, İmamoğlu’nun ekibinin bazı temel tercihlerini de ortaya koyuyor. Zaten, söz konusu yazı, demode liberal tezlerin arka arkaya sıralandığı (ağırlıklı olarak) bir metin olmuş" dedi.
Yanardağ'ın BirGün'de yayımlanan "Yenilginin ve değişimin anatomisi" başlıklı yazısından bazı kısımlar ise şöyle:
DEVRİMCİ BİR PERSPEKTİF OLMADAN DEĞİŞİM DE OLMUYOR
"Değişim tartışmaları, muhalefet alanında bütün tuhaflıkları ile sürüyor. Üstelik öznesi ve nesnesi CHP olan bu tartışma, sanki adil ve demokratik bir seçim yapılmış da kaybedilmiş gibi yürütülüyor. Tuhaflığı da yüzeyselliği de bu yanından kaynaklanıyor.
Oysa yapılması gereken şey: Seçimlerin hangi koşullarda gerçekleştiğini ortaya koyarak iktidarın ahlaki ve siyasal meşruiyetini sorgulamaktır. Çünkü, ancak böyle bir tartışma yapıldığı ve siyasal hamle geliştirildiği takdirde, gelecekte gidilecek seçimlerde de aynı şeylerin olmasını, hile ve kara propagandayı önleyebiliriz. İktidarın meşruiyetini (yasallığını değil) tartışalım demek bu anlama gelir. Ancak, bu an ne yazık ki kaçırılmış görünüyor. Devrimci bir perspektif olmadan değişim de olmuyor.
HİÇ KİMSE HİÇBİR ŞEY OLMAMIŞ GİBİ YOLUNA DEVAM EDEMEZ
Diğer taraftan, CHP’de bir değişim ve yenilenme tartışması kaçınılmazdır. Hiç kimse hiçbir şey olmamış gibi yoluna devam edemez… Ülkenin en gelişkin ve dinamik kesimlerinin derin bir yenilmişlik duygusu ile siyasetten ve örgütten kopması karşısında, bu kesimleri yeniden kazanacak ve ayağa kaldıracak dürüst ve serinkanlı bir seçim değerlendirmesinin yapılması gerekiyor. Bu sorumluluk seçimin üzerinden neredeyse 2,5 ay geçmesine karşın yerine getirilmiş değil. Birgün gazetesi, devrimci bir yaklaşımla bu tartışmayı yapıyor.
Dolayısıyla; kamuoyunda kişilere sıkıştırılmış, verimsiz, çerçevesi belirlenmemiş ve ideolojik-politik bir zeminden yoksun tartışmalar devam ediyor. Bir disiplini olamayan bu tartışmalardan anlamlı bir sonuç çıkması mümkün görünmüyor. Yönü ve kapsamı belli olmayan, genel başkanın değişimine indirgenmiş böyle bir tartışmanın partiyi paralize ederek önümüzdeki yerel seçimlerin de kaybedilmesine yol açacağını söylemek, sanırım yanlış olmaz.
KAYBETMEK İÇİN ADETA ÖZEL BİR ÇABA GÖSTERİLDİ
Bu tartışmayı başlatanlar, değişimin ideolojik oylumu, siyasal ve tarihsel yönü, felsefi ve teorik arka planına ilişkin hiçbir şey söylemiş değil. Bunu konuda ortaya yazılı bir metin, ciddiye alınacak teorik bir çalışma da konulamamış durumda. Bu nedenle; partideki sağa kayışı tersine çevirecek, halkçı, yurtsever, kamucu, laik ve cumhuriyetçi bir perspektifle hareketi/örgütü yeniden inşa edecek bir irade ve inisiyatif de gelişemiyor. Bugün yaşanan krizin asıl kaynağı budur.
Oysa bir rejim tartışmasının yapıldığı, ülkenin yönünün yeniden çizilmeye çalışıldığı bir tarihsel dönemeçte, “normal bir seçim” yapılması mümkün değildi. Zaten olmadı da…
DEMODE LİBERAL TEZLERİN ARKA ARKAYA SIRALANDIĞI BİR METİN OLMUŞ
Nihayet ortaya yazılı bir metin çıktı. Ekrem İmamoğlu, hafta sonu gazetesi Oksijen’de “Türkiye için Yeniden” başlıklı bir yazı yayımladı. Ben yazıya biraz geç ulaştım, çünkü haftalık olduğu için dergi sayılıyor, idarenin izini ile abone olmak gerekiyor. Neyse ki Tele1’den arkadaşlar yazıyı gönderdi ve gecikmeli olsa da tam metni okuyabildim.
Öncelikle belirteyim; ortaya yazılı bir metin konulmasını, bütün eksikliklerine karşın önemli buluyorum. Yazının ideolojik ve siyasal bir derinliği olmasa da bir tartışmanın yürütülmesi için ipuçları veriyor. İlk ipucu da yazının yayımlandığı gazete. Yazının liberal beyaz Türklerin gazetesi denilen Oksijen’de çıkmış olması, İmamoğlu’nun ekibinin bazı temel tercihlerini de ortaya koyuyor. Zaten, söz konusu yazı, demode liberal tezlerin arka arkaya sıralandığı (ağırlıklı olarak) bir metin olmuş. Yazı, bıktırıcı bir ezbere ve yaşam tarafından defalarca yanlışlanmış görüşlere dayanıyor. Bu görüşlerin ilerici ve yenilikçi olduğu ise tam bir şehir efsanesidir.
Bu durumda; CHP’nin emekçi tabanlı, sol eksenli, cumhuriyetçi ve yurtsever bir parti olmaktan çok daha da sağa çekileceği bir sürecin yolu da açılıyor. Yazının yarattığı bu izlenimin çok sayıda kanıtı bulunuyor. Oysa bu liberal tezleri Avrupa solu/sosyal demokrasisi terk edeli neredeyse 20 yıl oluyor."