Küskün AKP'li Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Halk TV'de İsmail Küçükkaya ile Yeni Bir Sabah programına konuk oldu.

Davutoğlu, "Kürtler bana 'Serok Ahmet' derler çünkü bilirler ki onların sorunlarını çözeriz. Aleviler 'Can Ahmet' der çünkü Alevilerin sorunlarını Sünniler olarak bizim çözmemiz gerekir" diye konuştu.

Davutoğlu'nun açıklamalarından satırbaşları şöyle:

Çok önemli bir adım. Cumhuriyetimizin 100. yılına biz yüzyıl içinde ortaya çıkan temel fay hatlarını çözerek mi gireceğiz yoksa derinleştirerek mi gireceğiz soru bu. Türkiye'nin önündeki en temel soru Cumhuriyetin 100. yılında üç önemli fay hattında ne kadar mesafe alabileceğimiz sorusu. İktidar bu üç fay hattını da derinleştirmeyi kendisine seçim stratejisi seçti. Biz ise altılı masa olarak bu üç fay hattını da çözmeye... Bunların birisi etnik fay hattı. İkincisi mezhebi, üçüncüsü ise laik muhafazakar.

'ERDOĞAN'A TEŞEKKÜR TWEETİ ATACAĞIM'

100. yıla bunları çözmüş olarak girelim. Bu fay hatlarını iktidarın yaptığı gibi derinleştirmeye yönelmemek lazım. Erdoğan ne yapıyor? Biz 28 Şubat'ın geri dönmesine, başörtü yasaklarına karşıyız ama bu korkuyu halka vererek, bu korku üzerinden otorite yaşatmaya çalışan iktidara da karşıyız. İktidar şu an bu fay hattında 'Eğer onlar gelirse... CHP gelirse o yasaklar geri gelecek' diyor. Kürtlerin haklarını Türkler savunuyorsa, Türklerin kaygılarını Kürtler gidermeye çalışırsa, Alevilerin hakkını Sünniler savunuyorsa, Sünnilerin Alevi geleneğin İslam içindeki birlikteliğini öne çıkan kaygılarını Aleviler göz ederse, temel dini ve hak özgürlükleri seküler, laik kesimler savunuyor, özgürlükçü laik anlayışı dindarlar savunursa Türkiye bir barış hattına girer.

AK Parti ve başta sayın Erdoğan bu çağrıda samimiyse önce dün yapılan çağrıya teşekkür edip, kabul ediyoruz deyip başörtü özgürlüğünü tümüyle sağlayacak yeni bir teklifin gelmesine destek versinler. Desteklerlerse sayın Erdoğan'a da teşekkür tweeti atacağım. Yeter ki şu yaralar kapansın.

KILIÇDAROĞLU'NUN 'TÜRBAN' AÇILIMINA DAİR

Geçmişte başörtü yasağı fiili olarak yasaklandı. Büyük acılar yaşandı. Sonra başörtü, bizimde içinde bulunduğumuz hükümet dönemlerinde adım adım özgürleşti. Bu yasak kalktı ama hala yasal bir teminat yok. Yani fiilen kalktı. İktidar değişse ve 28 Şubat'a benzeyen bir zihniyet tekrar iktidar olsa başörtü yasağını geri getirebilir. Sayın Kılıçdaroğlu'nun çağrısı şu bakımdan önemli 'Gelin bunu birlikte bir yasal şeye oturtalım' diyor. Ben bu açıdan atılacak her adımı destekliyorum. 

'AÇIK AF DÜŞÜNÜLEBİLİR'

Belli suçlar için af düşünülmeli. Yüzüncü yıla toplumsal barışla girelim. Yüzüncü yıl Türkiye'de bir seçim, gerilim yılı olmasın. Bir uzlaşma, barış, toplumsal barış, herkesin birbiriyle barıştığı... Helalleşme çağrısı önemli sayın Kılıçdaroğlu'nun. Herkes biliyor Bahçeli'nin inisiyatifiyle bazı isimlerin hapishaneden çıkarılması için düzenlenmiş özel yasa değil. Bütün toplum kesimlerine açık af düşünülebilir."

MAL VARLIĞI BEYANINA DAİR...

Devletin iradesinin en kilit kelimesi nedir derseniz, ben 'güven' derim. Bakın, mesela 'siyasi ahlak yasası' meselesi benim ayrılışımda en önemli etkendir. Çünkü benim anlayışımda siyasette en mühim temel güvendir. İzin vermediler o yasaya, kim vermedi? Çeteler, mafyatik yapılar... Bu mesele, Erdoğan'la aramızda kişisel bir şey değildi. Ben dedim ki 'Bu yasa çıksın, önemli', Erdoğan gücüyle kontrol altına almak istedi. Mal varlığının beyan edilmesi durumunda eski SPK Başkanı'na olanlar gibi şeyler olmazdı. Babandan kalan mal belli, gelir belliyse şaibe olmaz.

'BİNALİ YILDIRIM'IN MAL VARLIĞI HOLLANDA'DA TARTIŞILIYOR'

Bu borsa meselesinde de mesela; manipülasyonun arkasında muhakkak bir siyasi arka plan var. Şimdi birileri göstermelik tutuklandı. Eğer biz iktidardayken böyle bir şey yaşansaydı -ki yaşanmazdı- köküne kadar bitirirdik bunu. Şimdi yıllardır Halk Bank davasının, Sezgin Baran Korkmaz'ın davasının Democles'in kılıcı gibi durması yanlış. Sezgin Baran Korkmaz diyoruz bakın, milyarlarca dolar kara para aklama operasyonu. İtibarınız sarsılıyor, 'demek ki burası kara para aklanan bir yer' gibi bir algı oluyor. ABD Kongresi'nde Erdoğan'ın mal varlığıyla ilgili dosya var, niye olsun? Binali Yıldırım'ın mal varlığı Hollanda'da tartışılıyor. Eğer böyle şeyler olursa, o ülkeler yarın öbür gün sana karşı kullanır bunları.