Ukrayna’nın Rusya sınırları içinde başlattığı Kursk saldırısı, bir haftayı geride bıraktı. Rusya'dan gelen açıklamalara göre, bu saldırılar sırasında 12 kişi hayatını kaybetti ve Ukrayna güçlerinin Kursk bölgesindeki ilerleyişi durduruldu. Ancak Kiev, Ukrayna güçlerinin Kursk'ta bin kilometrekarelik bir alanı kontrol altında tuttuğunu iddia ediyor.
Ukrayna, 6 Ağustos’ta Moskova'nın yaklaşık 500 kilometre güney batısında yer alan Kursk'a yönelik bir saldırı başlattı. İlk başta rutin bir sınır çatışması gibi görülen bu saldırı, sonrasında Ukrayna’daki savaşın yeni bir aşamaya girdiğinin işareti olarak değerlendirildi. Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, "Bu adımlarımız, Rusya’yı barışa zorlamayı amaçlıyor" ifadelerini kullandı.
Zelenskiy, Ukrayna güçlerinin Rusya sınırlarına yönelik saldırılarında bin kilometrekarelik bir alanı kontrol ettiklerini öne sürerken, ABD merkezli Savaş Araştırmaları Enstitüsü (ISW), 12 Ağustos itibariyle Ukrayna'nın 800 kilometrekarelik bir bölgeyi ele geçirdiğini açıkladı.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, bölgedeki gelişmelerle ilgili yaptığı bir toplantıda, "Öncelikli görevimiz, Rusya Savunma Bakanlığı'nın düşmanı (Ukrayna askerlerini) topraklarımızdan çıkarması ve Rusya Sınır Muhafız Servisi ile birlikte sınır güvenliğini sağlamasıdır" dedi.
Putin’in bu toplantıda Kursk Valisi Alexey Smirnov ile yaptığı görüşmede, Smirnov saldırılar sonucu 12 kişinin öldüğünü, 10'u çocuk olmak üzere 121 kişinin yaralandığını bildirdi. Ayrıca Smirnov, Ukrayna güçlerinin Rusya içlerinde yaklaşık 11 kilometre ilerlediğini belirtti, ancak Putin bu rakamlarla ilgili olarak "rakamları orduya bırak" diyerek sözünü kesti.
Rusya’nın Acil Durumlar Bakanlığı, bölgeden yaklaşık 200 sivilin tahliye edildiğini açıkladı. Rus askeri yetkililer ise Ukrayna’nın Rusya içindeki ilerleyişinin durdurulduğunu ve durumun kontrol altına alındığını iddia etti.
Kursk saldırısı, Ukrayna’nın savaşı Rusya topraklarına taşıması açısından önemli bir adım olarak görülüyor. Bu saldırı, Batı’nın desteğiyle Ukrayna ordusunun Rusya’ya yönelik başlattığı ilk büyük çaplı askeri operasyon olma özelliğini taşıyor. Ayrıca, saldırıda ABD tarafından Ukrayna'ya sağlanan savaş araçlarının kullanılması, Washington’un bu silahların doğrudan Rusya topraklarında kullanılmasına yönelik kısıtlamalarındaki değişimi de gözler önüne seriyor.