Değerli okurlarım,

23 Nisan tarihi bugün Türkiye’nin hâlâ ayakta oluşunun önemli bir göstergesi.

Bakınız;

Cumhuriyetimiz 100 yaşında ve her şeye karşın varlığımız sürüyor.

Minicik, küçücük yavrularımızı bayram giysileri içinde, ellerinde bayrak, yüreklerinde yenilmez Atatürk sevgisiyle mutlu, heyecanlı görüyoruz.

Bizim nabzımız da o çocuklarınki gibi hızlı atıyor.

Bugüne dek Türk milletinin yolundan döndürülemediğini, onun bir türlü yıkılmadığını görüyoruz.

Bilelim ki bu millet, yüce liderimizin dediği gibi, ilelebet yaşayacak.

Bakınız;

Mustafa Polat’ın 2004’te Dumlupınar Şehitliği’ni ziyaret ettikten, orada 8,14 yaşlarında şehit çocuklarının mezarlarını gördükten sonra ‘bu dünyada yaşıyor nefes alıyorsam eğer bu şehitlere borçluyum’ diyerek, bir görev olarak yazdığı, bestelediği, «Uyanış» marşının şu dizeleri aklımızdan çıkmasın:

Yok başka toprağın

Yok başka bayrağın

Yok başka Türkiye’n

Kaldır başını Türk milleti

Bakınız;

2004’ten çok önce, 1940’larda bir şair ve siyasetçi; «Acunun en büyük, en temiz ve en derin halkı içinde yetiştim. Anadolu'da doğdum ve büyüdüm. Ben edebiyata ağlayarak değil, haykırarak; şüphelenerek değil, inanarak başladım. Haykıracağım ve inandığım şeyi yazmaktan başka bir şeyi yapmaya niyetim yok» diyen; 15 Ocak 1949'da Şemsettin Günaltay'ın başbakanlığa atanmasının ardından, Atatürk devrimlerinden ödün verildiği gerekçesiyle, 24 Ocak 1949'da Cumhuriyet Halk Partisi'nden ve milletvekilliğinden istifa eden, "10. Yıl Marşı" nın yazarı Behçet Kemal Çağlar, 1940’larda «Ziraat Marşı»’nı yazmış, Ahmet Adnan Saygun da bestelemiş. Bu marş, ilerideki yıllarda, Köy Enstitülerinin olmuş. Nakaratı şöyle:

Biz ulusal varlığın temeliyiz, köküyüz,

Biz yurdun öz sahibi, efendisi köylüyüz.

Kimsenin kuşkusu olmasın.

Türk Milleti’nin sesi bu toprakların bağrında ilelebet çınlayacak.

Bakınız;

Sahne adı Norm Ender olan Ender Eroğlu, 25 Mart 1985 İzmir doğumlu, gencecik bir Türk rap müzisyeni ve söz yazarı. Spotify’n açıkladığı Türkiye Müzik Haritasına göre, 2017'de Türkiye’nin en çok dinlenen üç sanatçısından biri. Yazdığı ve bestelediği «Parla ‘100. Yıl Marşı’» nda şöyle diyor:

Parla hilal ve yıldızım

Parla beyaz ve kırmızım

Türk’ün yolu Cumhuriyet

Parla 100 yaşındasın

Bitmedi…

2004 yılında Sakarya Üniversitesi Devlet Konservatuvarından “Okul Öncesi Eğitimde Müziğin Rolü” isimli tezle mezun olan, yazar, müzisyen Gönül Kazancı Yeprem, 2006 yılında İstanbul Üniversitesinde Tezsiz Yüksek Lisans programını, 2007 yılında Marmara Üniversitesinde Tezli Yüksek Lisans programını tamamlamış. 2002 yılından bu yana müzik öğretmenliği yapıyor ve “İşitsel Dikkat” ve “Eğitimde Müziğin Gücü” konularında uygulamalı seminerler veriyor.

Müzik eğitimcisi olarak çalışmalarına devam eden Yeprem 2022’de «23 Nisan Marşı» nı yazmış, bestelemiş.

Aydınlık geleceğin umutlarıyız

Kemal Atatürk’ün çocuklarıyız

Kahkahalarımız çınlasın gökyüzünde

100 yıldır kutlanıyor bizim bayramımız

Değerli okurlarım,

Bugün hâlâ Millet olarak bizim Türkiye’miz diyebiliyorsak,

Topraklarımızın öz sahibi, efendisi olarak kendi köylümüze sahip çıkıyorsak,

Bayrağımız bize ait bir gökte dalgalanabiliyorsa,

Zaman zaman da olsa attığımız kahkahalarla yeri göğü çınlatabiliyorsak,

Bu varlığımızın temeli, birincil göstergesi, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı günüdür.

TÜMÖD (Tüm Öğretim Elemanları Derneği) Genel Başkanı Prof. Dr. Lale Afrasyap dün şöyle bir basın açıklaması yaptı: "104 yıl önce açılan TBMM’nin kökeni Ulusal Kurtuluş Savaşı’na dayanmaktadır. […] Devletimizin başlıca iki temel niteliği vardır; ulusal egemenlik ve tam bağımsızlıktır. Emperyalizm ile yok edilmek istenen bu iki nitelik, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesi olarak, sonsuza dek hep var olacaktır. […] Ulusal egemenliğimize sahip çıkmanın yanında, çocuklarımızın haklarının korunmasının ve sorunlarının çözümünün takipçisi olacağımızı tüm kamuoyuna saygıyla duyururuz." dedi.

‘Vay Be!’

Selçuk Tepeli ile 22 Nisan NOW Ana Haber bültenini izlediyseniz bu şaşkınlık tümcesini duymuşsunuzdur.

Siz de ‘Vay Be!’ diyeceksiniz belki ancak Cumhurbaşkanımızın milli bayramları her defasında ‘çok önemli nedenlerle’ yurt dışında geçirmesine milletçe alıştırıldık bir kere.

İşte bugün, 23 Nisan 2024 Salı günü, Cumhurbaşkanımız Irak’ta.

Bağdat’ta tarihi bir ziyarette.

Birinci önemli neden: Irak’ın PKK’yı terör örgütü olarak tanıması, PKK’ya karşı Türkiye ile ortak hareket etmesi isteğini dile getiriyor.

Umuyoruz Cumhurbaşkanımız ikna eder de Irak Başbakanı Muhammed Şiya Es Sudani’nin verdiği güvence sözde kalmaz.

İkinci önemli neden: Irak ile ‘Kalkınma Yolu Anlaşması’ yapmak. Basra Körfezi’ni Irak-Türkiye üzerinden karayolu ve demiryoluyla Avrupa’ya bağlamak.

Buna da bol yol, bol para diyorum.

Değerli okurlarım,

Bu yazıda dikkat çekmek istediğim şey, Türkiye’nin tarihine ilişkin nabzımızı hızlandıran değerlerimizden 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımızın anlamının, değerinin, öteki ulusal değerlerimizinki gibi devletçe göz ardı edilmesi, yok sayılması.

Mustafa Kemal Atatürk, 23 Nisan 1933’ten başlayarak, her bayram çocukları makamına kabul edip onlarla sohbet etmeyi âdet edinmiş. Onun bu davranışı, gelenekselleşerek bayramın bir parçası olmuş.

Ancak 2013’te devlet adamlarının makam koltuklarına çocukları oturtma geleneği sona erdirilmiş.

Gene 1933'te başlamış olan, binlerce öğrenci ve devlet protokolünün katıldığı, stadyumlarda beden hareketleri gösterileri de 2013'te terkedilmiş.

Yerini sokaklarda karnaval havasında kutlamalara bırakmış.

Bugün Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı sitesine girdim 23 Nisan için bir basın açıklaması var mı diye.

Ana sayfanın hemen sol köşesinde karşıma çıkan bilgi şu oldu:

23 Nisan 2024 Salı: 13:30 Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin ve Beraberindeki Çocukları Kabul (Cumhurbaşkanlığı Külliyesi); 19:30 TBMM 23 Nisan Resepsiyonu (TBMM).

Hepsi bu kadar. Aradığım şeyi bulamadım anlayacağınız.

Cumhurbaşkanlığı Sözcülüğü’nden yapılan son açıklama 17.04.2024 tarihine ilişkindi ve Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Samia Suluhu Hassan’ın Ziyareti üzerineydi.

Bu arada şu dikkatimi çekti:

Ana sayfada yeri hiçbir sekmede değişmeyen, İngilizce açıklamasıyla yer alan şu bilgi: "15 Temmuz Darbe Girişimi ve Milletin Zaferi".

23 Nisan 2024 Salı yazının hemen altındaydı.

Hani nerede bizim Türkiye Cumhuriyetimiz?

Başka bir Türkiye mi var?

Bakınız;

Ulusal bayramlara ve anma günlerine ilişkin yönetmelikte 2013’te şu düzenlenmeler yapılmış.

23 Nisan’daki kutlamaların "Ulusal Egemenlik” ile ”Çocuk Bayramı” olmak üzere iki ayrı programla yapılmasına karar verilmiş.

Bu yönetmeliğe göre; 23 Nisan bayramı Millî Eğitim Bakanlığı tarafından düzenleniyor.

Devlet koltuklarına çocukların oturtulması uygulaması ve stadyum kutlaması yok.

Bakınız;

Şimdi de Anayasamızın ilk dört maddesini değiştirmek üzere tüm gayretleriyle çalışıyorlar.

«Kaldır başını Türk Milleti!

Yeniden kurtuluş destanını yaz!»

Dersem şair gibi çok şey mi istemiş olurum?