İzmir Barosu Başkanlığı, İspanya’nın Kuzey Afrika topraklarındaki Melilla'daki Fas-İspanya sınırındaki katliam ve Van'da Pazar günü gerçekleştirilen mültecilerin bulunduğu araca saldırının ardından açıklama yayımladı. İzmir Barosu bugün yayımladığı açıklamada, "Sivillere yönelik her türlü silahlı müdahalenin hukuken yasaklandığını, sivillerin yaşam hakkının savaş hukukunda bile 'insancıl hukuk' kapsamında korunduğunu hatırlatırız" diyerek olaylara tepki gösterdi.
İzmir Barosu, Van'da yaşanan olayın sorumlularının ortaya çıkarılması için etkin bir soruşturmanın yürütülmesinin takipçisi olacağını ve her koşulda herkes için hukukun üstünlüğü, temel hak ve hürriyetlerin savunucusu olmaya devam edeceği duyurdu.
DÜNYA ARTIK BİR KORKU FİLMİ SAHNESİ
İzmir Barosu Başkanlığı'nın "Dünya artık bir korku filmi sahnesi" başlıklı açıklaması şu şekilde:
İspanya’nın Kuzey Afrika topraklarındaki Melilla'daki Fas-İspanya sınırında silahsız sivillere yönelik insanlık dışı müdahale ve 2’si Faslı güvenlik gücü olmak üzere 37 kişinin hayatını kaybettiği olayların ardından, 03.07.2022 tarihinde ülkemizde Van'ın Saray ilçesine bağlı Karahisar Mahallesi'nde mültecileri taşıyan minibüse ateş açıldı. Biri çocuk olmak üzere hayatını kaybedenlerin olduğu ve çok sayıda mültecinin de yaralandığı bilgisine erişildi.
Sivillere yönelik her türlü silahlı müdahalenin hukuken yasaklandığını, sivillerin yaşam hakkının savaş hukukunda bile 'insancıl hukuk' kapsamında korunduğunu hatırlatırız.
Taraf olduğumuz İnsan Hakları Evrensel Sözleşmesi, 1951 Tarihli Mültecilerin Hukuki Statüsüne Dair Sözleşme ve 6458 Sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunumuz ile; başta yaşam hakkı olmak üzere iltica hakkı, taraf devletler ve ülkemiz tarafından güvence altına alınmıştır. İltica hakkına erişim yollarını sağlamak ve korumak, hukuk devleti olmanın gereğidir.
Dünya; özellikle Suriye savaşı ve sonrasında yaşanan iç karışıklık, açlık, yoksulluk ve ağır insan hakkı ihlalleri ile kendisine yurt arayışına girmiş milyonlarca insanla karşı karşıya. Devletler bu göçü doğuran nedenleri ortadan kaldırmaya yönelik politik ve insani tedbirlere başvurmak yerine, sınırlarını korumaya yönelik insanlık dışı önlemler almakta, kurucusu oldukları temel hakları yok saymaktadırlar. Dikenli teller, kanallar, duvarlarla başlayan önlemler; yerini saldırı eğitimli köpeklere, otomatik silahlara, silahlı devlet destekli sivil milislere bırakmıştır.
Melialla’da hayatını kaybeden insanların bedenlerinin üst üste yığıldığı korkunç sahnelerin ardından, bugün Van'da bebeğinin cansız bedeninin başında bekleyen babayı görmek; şiddetin olağanlaştırılmaya başlandığının habercisidir. Bu yaşananlar, ülkemiz ve dünyanın içinde bulunduğu şiddet ve nefret, olağan değildir; bunun parçası olmayacağız.
İzmir Barosu olarak; Van'da yaşanan olayın sorumlularının ortaya çıkarılması için etkin bir soruşturmanın yürütülmesinin takipçisi olacağımızı ve her koşulda herkes için hukukun üstünlüğü, temel hak ve hürriyetlerin savunucusu olmaya devam edeceğimizi kamuoyu saygıyla duyururuz.