Ankara Gölbaşı Belediye Başkanı Yakup Odabaşı, belediyeden işçi çıkarıldığı ve mobbing uygulandığı iddialarına ilişkin “Hiç kimseye özel bir kastımız yok. Ama siyaseten gelip keyif yapayım diyen birilerinin çocuklarını da ben burada beslemek zorunda değilim” açıklamasını yaptı. Geçici işçilerin sözleşmesi bitince belediyeden ayrıldığını belirten Odabaşı, onlardan da ihtiyaç sahibi ve çalışkan olanların geri çağrıldığını söyledi.
Gölbaşı Belediyesi Meclis Toplantısı’nın birinci oturumu, Başkan Odabaşı yönetiminde gerçekleştirildi. Başkan Odabaşı, başkanlık yazıları ve gündem maddelerinin okunup oylanmasının ardından “belediyeden işçi çıkarıldığı ve mobbing uygulandığı” iddialarına yönelik açıklamalarda bulundu.
Belediye bütçesine ilişkin bilgi vererek konuşmasına başlayan Başkan Odabaşı, şunları kaydetti:
“Gölbaşı Belediyesi’nin maaş veremez duruma düşmesini bir türlü kabul edemiyorum”
“Gölbaşı Belediyesi’nin maaş veremez duruma düşmesini bir türlü kabul edemiyorum. Yani Ankara’dan baktığınızda herkesin ortak görüşü şu: Gölbaşı Belediyesi, Ankara’nın en önemli ilçesi ve belediyede varlıklar anlamında en şanslısı. Herkes böyle bakıyor, doğru mu? Doğru. Böyle olması gerekir mi? Evet, böyle olması gerekir. Ama ilk geldiğimizde belediyenin durumuna baktık ve dedik ki: Gölbaşı Belediyesi, imkânları geniş bir belediye ama kişi başına borca bölerseniz herhalde Türkiye’nin en borçlu belediyelerinden birisidir ya da birincisi de olabilir.
“Yatırım yapan, kasasında parası olan belediyeydik”
2014 yılında bizim bıraktığımız belediyenin Sosyal Güvenlik Kurumu’na, Maliye’ye bir kuruş borcu yoktu. Devletin resmi kayıtları ortada. Yine piyasaya günü gelmiş, bir kuruş borcumuz yoktu. Bu şu anlama gelmez: Belediyenin hiç borcu yoktu demiyorum, 20 milyona yakın borç vardı ama o da yapılandırmadan kaynaklıydı. Yani bizden 10-20-30 yıl önce belediye başkanlarından devretmiş borçlardı. Bizim gününü aksattığımız borcumuz yoktur ve biz yatırım yapıyorduk, fazlası olan belediyeydik, herkes biliyor. Kasamızda paramız vardı.”
Başkan Odabaşı, belediyenin gelirlerini artmasına rağmen 2019’dan bu yana SGK’ya ve Maliye’ye borçların ödenmediğini, hatta 2023 Temmuz-Ağustos’tan itibaren personel maaşlarının yüksek faizli kredi çekilerek ödendiğini söyledi.
Belediye bütçesinin olmamasına rağmen seçimden bir gün öncesine kadar personel alımına devam edildiğinin altını çizen Odabaşı, şöyle devam etti:
“Biz siyaset yapsaydık yeni insanlar alırdık”
“Onları da biliyorsunuz, geçici almışlar. Mayıs-haziranda günü gelen eksildi ve onun bile belediyenin bütçesine katkısı oldu. İşlerde aksama olmaması için ne yaptık? Bakın biz siyaset yapsaydık yeni insanlar alırdık, bu geçici işçilerin içerisinden 78 tane personeli geri çağırmışız. Biz art niyetli olsaydık geçici çıkarılanlardan değil, dışarıdan adam alırdık. Özellikle ihtiyaç sahibi ve çalışkan olanları irdelemek kaydıyla işbaşı yaptırdık.”
Başkan Odabaşı, belediye bütçesinin yarısından fazlasının yılın ilk üç ayında harcandığını paylaşarak, şöyle devam etti:
“682 milyon 3 ayda nasıl tüketmiş”
“Dokuz ayı geride bıraktık. Bugüne kadar belediyemizin gideri 1 milyar 182 milyon TL, geliri 779 milyon. Açık ne? 403 milyon TL. Belediye, yılbaşından bu yana 403 milyon TL açık vermiş. Bu 1 milyar 182 milyonun ne kadarı hangi aylarda diye merak ederseniz onu da söyleyeyim: Bunun 682 milyonu ilk üç ayda. Geriye kalan 500 milyon da altı aylık gider. Personel giderleri zaten 780 milyon TL. Belediyenin geliri, personel giderlerini kıl payı karşılıyor ya da karşılamıyor. Peki, 682 milyon 3 ayda nasıl tüketmiş? Bunların bir kısmı yargıya gitti, daha da gidecek. Ben yargının işine karışmam, kimseye karşı bir önyargımız yok ama bizim tespit ettiğimiz, kanunsuz yapılan, yanlış yapılan işleri yargıya gönderdik, göndermeye de devam edeceğiz. Niye? Gölbaşı’nın nüfusu 157 bin, ben vatandaşlarımın hakkını korumak zorundayım. Öyle herkes keyfi harcayamaz. Harcamış, acısını ben çekiyorum, hepimiz çekiyoruz, Gölbaşılı çekiyor. Şimdi bu bütçe hala böyle gelmeseydi, bu borçlanmalar olmasaydı, gereksiz harcamalar olmasaydı bunları hiç konuşmayacaktık. Belki ihtiyaç olsa başka istihdam yapacaktık ya da yatırım yapacaktık.”
“Mobbing” iddialarına da yanıt veren Odabaşı, şunları söyledi:
“Ya amcası arıyor, ya dayısı arıyor”
“Şimdi size soruyorum: Hanımefendi ya da beyefendi işçi olarak girmiş, varsayalım park ve bahçelerde… Şoförlük yapıyor ya da düz işçi. Fen İşleri’ne gönderdiğinizde bize ‘mobbing’ uygulanıyor deniyor, gitmek istemiyor. Niye? Orada rahatı iyiymiş; ya amcası arıyor ya dayısı arıyor, bilmem kimi arıyor. İşçi arkadaşlarımızın birçoğu fedakarca çalışırken, araçta sıcakta mücadele ederken, bir kısmı da ‘Biz burada masa başında oturalım, iş yapmayalım, bilgisayarda oyun oynayalım’ diyorlar. Hangi vicdan buna razı olur? Ya arkadaş gidecek orada çalışacak ya da evinde istediği kadar oyun oynayabilir. Dolayısıyla bizim hiç kimseye siyasi görüşünden dolayı, şundan bundan dolayı, mobbing uygulayalım, sıkıntıya sokalım gibi bir derdimiz, art niyetimiz, önyargımız yok. Ama hatır içinde çalışmasın, otursun maaş alsın derseniz benim vicdanım buna rahat etmez.”
“Hiç kimseye özel bir kastımız yok”
Odabaşı, göreve geldiği ilk gün parti rozetini çıkardığını personelden de beklentisinin bu olduğunun vurgulayarak, “İşçi ise, memursa siyaset yapmasın. Kusura bakmasın, siyaset yapıyorsa gitsin siyasi partilere, orada siyaset yapsın. Hiç kimseye özel bir kastımız yok. Ama siyaseten gelip keyif yapayım diyen birilerinin çocuklarını da ben burada beslemek zorunda değilim. Bu kadar basit.”