Gündem

Gazeteci Zülal Kalkandelen: Tarihi Yarımada'nın ihmal edilmişliği İstanbul'a karşı affedilmez bir ihanet!

Cumhuriyet yazarı Kalkandelen, "Fatih, Moskova, kontrolsüz göç ve terör" başlıklı yazısında Tarihi Yarımada'dan izlenimlerini aktardı.

Cumhuriyet yazarı Zülal Kalkandelen, bugünkü köşesinde çekişmeli bir seçim yarışına sahne olan İstanbul'un Fatih ilçesinden izlenimlerini anlattı. 

Yazısında, Fatih'i anlatırken "İstanbul’un orta halli bir semtinden de farklı görünen, tarikatların ve cemaatlerin üslendiği, dökülen bina duvarlarında sık sık 4-6 yaş arası çocuklar için Kuran kursu ilanlarını gördüğünüz, tek tük kadına rastladığınız, derin bir yoksulluk ile koyu bir gericiliğin tüm izlerini yansıtan bir bölge burası..." ifadesini kullanan Kalkandelen, "Bizans surları, Haliç ve Marmara’nın çevrelediği bu tarihi yarımadanın ihmal edilmişliği, öyle bir aşamaya varmış ki bu artık İstanbul’a karşı affedilmez bir ihanet!" dedi. 

Kalkandelen, yazısına şöyle devam etti: 

Göç dalgasının vurduğu bu bölgede, CHP İstanbul Fatih Belediye Başkanı Adayı Mahir Polat’ın verdiği bilgiye göre 100 bin kaçak göçmen var. Her dört kişiden birinin kaçak göçmen olduğunu söylüyor Polat. 2020’de bir genelge ile Fatih’te göçmen yerleşimi yasaklansa da uygulamada bunun etkin sürdürülmediği açık. Kaçak göçmenler yoğun olarak Fatih’e yerleşirken kira fiyatları birkaç katına çıkınca, zaten yoksulluk sınırının altında kalan yerli nüfustan 110 bin kişi bu merkez ilçeyi terk etmiş. 

"Moskova’daki konser salonuna silahlı saldırıda bulunan IŞİD teröristlerinden birinin de Fatih’te dolaştığım bölgede, kısa bir süre önce yaşadığı ortaya çıktı" diyen Kalkandelen, "O sokaklarda rahatça gezip sosyal medya hesabında paylaşımlar yaptığı, Moskova’ya İstanbul’dan gittiği yabancı medyada da yer aldı" aktarımında bulundu. 

"Ankara gar katliamı, Reina saldırısı, Taksim saldırısı gibi birçok olayda da Türkiye’deki kaçak göçmenlerin neden olduğu terör saldırılarında yüzlerce insanı kaybettik. Çok açık ki bu durum ciddi bir güvenlik sorunu yaratıyor" ifadesini kullanan Kalkandelen; "Irak ve Suriye’deki iç savaşlar yüzünden ülkemize gelen her göçmen elbette terörle ilişkilendirilemez, bir bölümü savaş mağdurudur. Ancak herkes biliyor ki AKP’nin pazarlık ederek AB’den aldığı paralar ve oy deposu olarak görüp önünü açtığı kontrolsüz göç sonucunda gelen milyonlar arasında katiller ve cihatçı militanlar da var. Bunlar terör örgütlerinin uyuyan hücreleri!" diye yazdı. 

Kalkandelen yazısına şöyle devam etti: 

Bu duruma derhal çözüm bulunması şarttır. Öncelikle AKP iktidarının sınırlardaki açık kapı politikasını sonlandırması gerekiyor. Kendi emellerine ulaşmak için Ortadoğu’yu kana bulayan emperyalist devletlerle hiçbir şekilde işbirliği yapmamak, komşu ülkelerin topraklarını işgal edenlerin yanında durmamak ve yabancı ülke askerlerini Suriye’den çıkarmak gerekiyor. 

Suriye ve bölgedeki diğer ülkelerle gereken temasların kurulup insanların ülkelerine insani koşullarda geri dönmelerinin sağlanması ve burada olanların da ucuz insan gücü olarak sömürülmesine son verilmesi gerekiyor. 

Kaçak göçmen sorununa ilişkin gerçekleri dile getirmek ırkçılık değildir. Bu duruma hızla müdahale edilmezse, Türkiye, hem kendi vatandaşlarının güvenliğini tehlikeye atan hem de tüm dünyada terörist yuvası olarak bilinen bir ülke olacaktır.

{ "vars": { "account": "G-9KFVFXJPJ" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }