AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, G20 Liderler Zirvesi'nde yaptığı açıklamada, Türkiye'nin dezenflasyon sürecine girdiğini ve bu sürecin 2025 yılına kadar devam edeceğini duyurdu. Erdoğan, son bir yılda 1,1 milyon kişilik istihdam artışı sağlandığını ve işsizlik oranının yüzde 8,6'ya düştüğünü belirterek, Ekim ayında ihracatın 262,3 milyar dolarla tarihinin en yüksek seviyesine ulaştığını ifade etti.

Erdoğan’ın konuşmasından satır başları şu şekilde:

“Savaşlar, doğal felaketler ve zulümler karşısında uluslararası kuruluşların iflasına tanıklık ediyoruz. Bunun en başında BMGK geliyor. Güvenlik Konseyi 193 ülkenin hak, hukuk kaygılarını gözetmek yerine sadece 5 daimi üyenin çıkarlarını önceleyen ve bu 5 ülkeye hizmet eden elitist yapıya dönüşmüştür. Bunun günümüzün çoğulcu dünyasında tutarlı izahı olamaz.

Dünya 5'ten büyüktür

Dünya 5'ten büyüktür. Çok yakınımızdaki bölgede Rusya ile Ukrayna arasında yaşanan savaş bu gerçeği tüm insanlığın yüzüne çarpmıştır. Daha adil düzenin inşasını hedefleyen gayretlerimizde etkili BM ve Güvenlik Konseyi reformu vardır. 11 yıl önce ilk kez dillendirdiğimiz önemli tespitimizin her geçen gün geniş kitleler tarafından benimsendiğini görüyoruz. Mevcut mekanizmaların dışladığı, mağdur ettiği latin Amerika, Afrika ve Asya'dan ciddi destek alıyoruz.

Rio zirvesi bunun adeta ispatı oldu. Bizim 11 sene evvel açtığımız yolun bugün veya yarın ama bir gün mutlaka menzile varacağına yürekten inanıyorum.

Bu vahşete sessiz kalanları tarih affetmeyecektir

İsrail hükümeti açık hava hapishanesine çevirdiği Gazze'ye insani yardım girişlerini engelleyerek insanlığa karşı suç işliyor. BM ve birçok kuruluş bunu söylüyor. Ağır bombardıman altında bir kap yemek, bir yudum suya ulaşmak için canlarını tehlikeye atan çocukların dramlarını takip ediyoruz. İsrail saldırılarında hayatını kaybeden yaklaşık 50 bin Filistinli'nin yüzde 70'inden fazlası kadın ve çocuktur. Lübnan'da katledilenlerin önemli kısmı masum sivillerdir. Batılı güçlerin desteği ile İsrail'in estirdiği devlet terörünün insani maliyeti her geçen gün artmaktadır. Bu zulme, bu vahşete sessiz kalanları tarih affetmeyecektir.

Türkiye olarak Gazze'deki soykırım, Lübnan ve Batı Şeria'daki katliamın sona ermesi için acil ve kalıcı ateşkesi her fırsatta dile getiriyoruz. Girişimlerimizin neticesinde G-20 Liderler Bildirgesi'nde Gazze'ye dair güçlü ifadeler yer aldı. Lübnan'daki tehlikeli tırmanış hakkında, Gazze'ye insani yardımların ulaştırılması önündeki engellerin kaldırılması liderler düzeyinde kayda geçirildi. Bizim hiçbir ülkeyle, hiçbir halkla, hiçbir inançla sorunumuz yoktur. Bizim sorunumuz katliam ve katliamcılarladır. Bizim sorunumuz ülkesinin ve vatandaşlarının güvenliğini daha fazla masum kanı dökmekte arayanlardadır. Bizim sorunumuz işgal ve istila politikasıyla coğrafyamızı kaosa ve istikrarsızlığa sürükleyenlerledir.

Gazze halkına 14 aydır reva gelen soykırımın cezasız bırakılmaması için Uluslararası Adalet Divanı'nda açılan müdahil olmaya karar verdik. İsrail'e karşı sorumluluk sahibi devletler tarafından yine uluslararası hukuk temelinde zorlayıcı tedbirler şarttır. İsrail'e silah ve mühimmat sevkinin durdurulmasını talep eden mektubumuz 52 ülkenin ortak imzasıyla BM belgesi olarak yayınlanmıştır. Filistin devletinin daha fazla ülke tarafından tanınması bu dönemde çok çok önemlidir.

İstanbul sürecindeki tarihi fırsat değerlendirilmedi

Ukrayna'daki savaşın adil ve kalıcı barışla neticelenmesi için tarafların eşit statüde temsil edileceği diplomatik girişimleri destekliyoruz. Çatışmaların ilk aylarında İstanbul süreci ile tarihi fırsat yakalanmıştı. Ancak bu imkan değerlendirilemedi. Bunun faturasını yarım milyona varan can kaybıyla her iki komşumuz enerji ve gıda kriziyle tüm insanlık ödedi.

Türkiye taraflar arasında her türlü kolaylaştırıcı rolü üstlenmeye hazırdır. Bunu yapabilecek irade ve kabiliyete ziyadesiyle sahiptir. Yeni Amerikan yönetiminin her iki çatışma bölgesinde barışa giden yolda daha cesur, basiretli adımlar atmasını ümit ve arzu ediyoruz. Barışa giden yolu tıkayacak, savaşı körükleyecek adımları doğru bulmadığımızı vurgulamak istiyorum.

5 yıllık kesintisiz icraat dönemine girdik

Çevremizdeki sıkıntılara ve çatışmalara rağmen Türkiye ekonomisi büyüme trendini istikrarlı şekilde sürdürüyor. Geçtiğimiz yıl 14-28 Mayıs tarihinde yapılan genel seçimlerle 5 yıllık kesintisiz icraat dönemine girdik. Ekonomi programıyla belirsizlikleri ortadan kaldırdık. 6 Şubat 2023'te yaşadığımız depremin insanımızın hayatında ve ekonomimizde yol açtığı yaraları hızla sarıyoruz. Geçtiğimiz ay 131 bininci deprem konutunu teslim ettik. 2024 sonunda 200 bin konut, gelecek yıl ise toplam 453 bin bağımsız bölümün inşasını bitireceğiz. Depremin izlerini silmek için bugüne kadar 71,5 milyar dolar harcama yaptık.

Ekonomide 2023 yılını yüzde 5,1 oranında büyümeyle kapatarak 14 yıl boyunca kesintisiz büyüme sürecimizi devam ettirdik. 2024 yılının ilk yarısında büyümemiz yüzde 3,8 olarak gerçekleşti. Milli gelirimizin 2024 sonunda 1 trilyon 331 milyar dolara ve kişi başına gelirimizin ise 15 bin 551 dolara yükselmesini bekliyoruz.

Ekonomimizin rekabet gücünü artırmayı kararlılıkla sürdüreceğiz

Tüm dünya gibi bizim de en büyük endişemiz yüksek enflasyondur. Amerika ve Avrupa dahil pek çok yerde son 60-70 yılın zirvelerini gören enflasyon baskısından herkes gibi biz de olumsuz etkilendik. Dezenflasyon sürecimiz başladı, 2025 yılında da devam edecek. Son 1 yılda toplam istihdamı 1,1 milyon kişi artırarak işsizlik oranımızı yüzde 8,6'ya düşürdük. Ekim ayında ihracatımız toplam 262,3 milyar dolar ile tarihimizin en yüksek seviyesine ulaştı. Turizmde 2024'ün ilk 9 ayında 47 milyar dolar gelirle rekor kırdık. Cari açığımızı 10 milyar doların altına indirerek dış kırılganlığımızı giderdik.

Merkez Bankamızın rezervleri 160 milyar dolara dayandı. Bu pozitif gelişmeler yatırımcıların ülkemize yönelik bakışını olumlu yönünde etkilemiş, kredi notumuz artarken ülkemizin risk primi de emsallerimize göre daha hızlı düşmüştür. 2024'te notu ikişer kademe artırılan tek ülkeyiz. Ekonomide hedeflerimizi gerçekleştirmek amacıyla ülkemizin araştırma geliştirme ve yenilikçilik kapasitesini geliştirmeyi, aktif sanayi politikalarımızda yükselmeyi, yeşil ve dijital ekonomiye geçişle yönelik teknolojik dönüşümü hızlandırmayı, yatırımcı dostu politikalar iş ve yatırım ortamımızı iyileştirmeyi, ekonomimizin rekabet gücünü artırmayı kararlılıkla sürdüreceğiz.

Türk ekonomisindeki iyileşme daha da hızlanacak

Türk ekonomisindeki iyileşme daha da hızlanacak, hedeflere doğru koşar adımlarla gidecektir. Zirve boyunca katılımcı liderlerle ikili görüşmeler gerçekleştirdik. İlk olarak Rio'ya geldiğimiz Pazar günü ev sahibi Brezilya Devlet Başkanı ile kapsamlı görüşme yaptık. Aralarında Malezya, Endonezya, İtalya, İspanya, Fransa liderleriyle Avusturalya Başbakanı'nın bulunduğu birçok devlet ve hükümet başkanıyla temaslarımız oldu.

Barışı, adaleti ve insanlığın ortak değerlerini merkeze alan girişimci dış poitikasıyla Türkiye çok taraflı platformlarda etkin rol oynamaya devam edecektir. Daha adil bir dünyanın mümkün olduğunun inancıyla evlatlarımıza müreffeh dünya bırakmanın mesuliyetiyle çalışmalarımıza hız vereceğiz. Rabbim yolumuzu açık etsin diyorum. Yaptığımız istişarelerin hayırlara vesile olmasını diliyorum.

 BRICS konusunda çalışmalarımızı sürdürüyoruz

Şu an itibariyle BRICS konusunda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Çalışmalar tamamlanınca gerekli olan cevabı BRICS başkanlığına vereceğiz.

Nükleer silahların kullanıldığı savaşın olumlu yönü vardır diyemeyiz. Özellikle Ukrayna'nın kullandığı füzeler bu durumun nerelere vardığını, varacağını gösteriyor. Bunlar tabii olumlu gelişmeler değil. Bütün bu olumsuzluklara karşı Türkiye olarak biz tavrımızı aynen koruyor ve burada bu durumun süratle barışa yönelik bir gelişme olmasını da bekliyoruz. Bununla ilgili görüşmelerimizi, bununla ilgili yine taraflara barışı tavsiye eden adımlarımızı atıyoruz.

Rusya'nın attığı bu adım, NATO yetkilileri tarafından da düşünülmelidir

Rusya'nın açıklaması herşeyden önce kendine yönelik bir tavra karşı konvansiyonel silahlara karşı alınan bir tedbirdir diye düşünüyorum. Bu tedbire karşı özellikle Rusya'nın attığı bu adım bence NATO yetkilileri tarafından da düşünülmelidir, NATO yetkilileri tarafından da bu adım gözden geçirilmelidir. Herşeyden önce Rusya kendisini koruyacak güce, kendisini koruyacak tedbirlere o da sahiptir. Sahip olmak durumundadır. Aynı şekilde bir NATO ülkesi olarak kendimizi koruyacak adımları atmak durumundayız. Rusya ve Ukrayna komşumuz. Onlarla ilgili ilişkilerimizi korumak durumundayız. Temenni ediyorum ki, bir an önce kesin ateşkesi Ukrayna ve Rusya arasında sağlarız ve dünyanın beklediği barışı temin etmiş oluruz.

İsrail'e ilişkileri tamamen kestik

İsrail-Filistin savaşında ton gıda yardımı yaptığımızı, ki 80 bin tonun üzerinde oraya desteğimiz var. Bu artarak devam ediyor, devam edecek. Bu konuyla ilgili olarak da bütün dostlarımızı Filistin'e yardıma davet ediyoruz. Burada herhangi endişemiz yok, bu yardımlarımızı hiç aralıksız devam ettiriyoruz, devam ettireceğiz.

Herşeyden önce biliyorsunuz biz İsrail'le ticari ilişkileri kestik. Her ne kadar ülkemizin içerisinde bazı siyasi partiler garip garip şeyler söylüyorsa da İsrail'e ilişkileri tamamen kestik. İsrail Cumhurbaşkanının Azerbaycan'a gitmesiyle ilgili konuda da bizim hava alanımızı, hava hattımızı kullanmasına müsaade etmedik. Daha farklı alanlar, imkanlar var, oralardan gitmesini söyledik. Ve öyle de oldu. Gidebildi mi, gidemedi mi onu da bilmiyorum. Biz artık bazı şeylerde tavrımızı Türkiye olarak ortaya koymaya devam ediyoruz, ortaya koyacağız.”