Dicle Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Maden Mühendisliği Bölümü Genel Jeoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Orhan Kavak, deprem gerçeğinin önemine vurgu yaparak, Türkiye'nin deprem riski taşıyan bir coğrafyada bulunduğunu belirtti.
Kavak, gelecek süreçte özellikle fay hatlarının sıkışması sonucu oluşacak kırılmaların depremlere yol açabileceğini ifade etti. Doğu Anadolu Fay Hattı'nın öne çıktığına dikkat çeken Kavak, özellikle Bingöl ve çevresinin enerji birikimi potansiyeli taşıyan bölgeler arasında olduğunu açıkladı.
Doğu Anadolu Bölgesi'nde, özellikle Hakkari'de depremlerin beklendiğini belirten Kavak, enerji transferinin Kahramanmaraş ve Malatya'dan Bingöl'e doğru gerçekleştiğini ifade etti. Bingöl'de 6'nın üzerinde bir depremin beklendiğini aktaran Kavak, önlemlerin alınması ve toplumun deprem gerçeği konusunda bilinçlendirilmesi gerektiğini söyledi.
Depremin ne zaman ve nasıl gerçekleşeceğinin önceden tespit edilemeyeceğini ifade eden Kavak, ancak sıkışmaların varlığının ve enerji transferinin gerçekleştiğinin belirlendiğini vurguladı. Bu noktada, depremin yaşandığı yerden çok, etkilerinin önemli olduğuna dikkat çekti.
Depreme dayanıklı yapılar ve uygun teknikte yerleşim yerlerinin önemine değinen Kavak, bu şekilde oluşturulan yapıların depremlerin etkilerine daha dayanıklı olacağını ve yaşanacak depremlerin etkisinin daha hafif hissedileceğini belirtti.
Doğu ve Güneydoğu'nun sürekli depremlere maruz kaldığını ifade eden Kavak, "Afetler insanı öldürmez, insanları öldüren kötü yapılan binalardır. Eğer önlemlerimizi alır, binaları uygun teknikte yaparsak, yapıların etkilenmesi minimuma düşer. Büyük depremlere rağmen etkileşim düzeyi minimumda kalır. Her an depreme hazırlıklı olmalıyız" diye konuştu.
Fırat Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ercan Aksoy ise, Sivrice ilçesinde 24 Ocak 2020'de meydana gelen 6,8 büyüklüğündeki depremin, Doğu Anadolu Fay Zonu'nda başlayan esas aktivitenin ilk işareti olduğunu ifade etti.