Eğitim-İş Sendikası, TBMM Milli Eğitim Komisyonu’nda görüşmelerine başlanan Öğretmenlik Mesleği Kanun Teklifi’ne karşı TBMM yanındaki Milli Egemenlik Parkı’nda “Nöbetteyiz” eylemi başlattı.

Burada açıklama yapan Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay, şunları söyledi. 

Bugün Eğitim-İş örgütü olarak öğretmenlik mesleğinin onuruna sahip çıkacağımızı bir kez daha ilan ettiğimiz, ‘Öğretmenlik Meslek Kanunu’ denilen ama aslında öğretmenin mesleksizleştirme kanunu anlamına gelen, öğretmenlik mesleğini bitirme amacı içeren, aslında Türkiye Cumhuriyeti’nde öğretmene verilen önemin tam tersi cumhuriyet öğretmenleri açısından bir kıyımın amaçlandığı sözde bir meslek kanunu, öğretmenin adının olduğu ama fikrinin ve taleplerinin yok sayıldığı bir meslek kanununu kabul etmediğimizi buradan bir kez daha ilan ediyoruz. 

Bakın bu meslek kanunu Milli Eğitim Bakanı’nın da açıkça itiraf ettiği üzere yasama yetkisinin yerine getirilmesi gereken Meclis’te değil, külliyede ve bakanlık koridorlarında hazırlanmıştır. Yani bugün TBMM'deki milletvekilleri yasama görevini yerine getirmek için halkın sorunlarına çare üretmek için orada maaşlarını alıyorlar. Deri koltuklarında oturuyorlar. Ama ellerine tutuşturulan metre saraydan gelen talimata noter bile diyemeyeceğiz, çünkü noter bile en azından ne yapar, orada Anayasa’ya uygun mu diye bakar. Adeta bunu el kaldır indir mantığı ile onaylamak ve geçirmek amacıyla toplandıkları görülüyor. Yani öğretmenlik mesleğini, öğretmeni tasfiye etmek istedikleri, özgür düşünen sorgulayan demokratik haklarına sahip çıkan sendikalarda örgütlenen öğretmenleri baskılamak istedikleri çok net.

'BU AKP'NİN KENDİ MEMURUNU SEÇME SİSTEMİDİR'  

Bunun bir meslek kanunu olmadığını, mesleği bitirme kanunu olduğunu söyledik. Şimdi 19 sayfadan oluşuyor. 39 maddeden oluşuyor. Dedik ki sayın bakan sizin zamanınızda 3 sayfaydı 1 sayfasında öğretmenler  ayrıştırdınız. Bunlara KPSS de yetmedi. 12 yıl zorunlu eğitimini tamamlayan, 4 yıl üniversite eğitimini geçen, birçok zorlu eğitimi geçen gençleri kendi istedikleri gibi seçmedikleri için işte buldukları sistemin adı akademi. Ama bu bir akademi değil aslında. Bu AKP’nin kendi memurunu seçme sistemidir. Bu  siyasi iktidarın kamu personel seçiminde köklü bir değişiklik amaçladığının çok net göstergesidir. Bu siyasi iktidar öğretmene değer vermeyi bırakın öğretmeni mesleki olarak itibarsızlaştırmıştır. 

Öğretmenlere zorla bu çağ dışı müfredatı uygulatmak için böyle bir meslek kanunu çıkartılıyor. Bu meslek kanunu ÇEDES ve benzeri  tarikat ve cemaatlerle yapılan protokolleri uygulatmak için, buradan disiplin hükümleri ile öğretmenleri tehdit etmek için yapılıyor. Yani AKP’nin kendi memurunu yaratması için yapılıyor.  Eğitim-İş burada öğretmenler odasını kurmuştur. Dersimiz Cumhuriyet’tir. Konumuz Atatürk devrimleridir, tevhidi tedrisatdır. Öğretmene verilen değerin Cumhuriyet döneminde ne olduğudur. Yusuf Tekin öğretmenlik mesleğine her sözüyle her eylemiyle zarar vermeye devam etmektedir. Tüm yurttaşlarımızı eğitime, eğitim emekçisine sahip çıkmaya davet ediyorum.