Vatan Partisi Genel Başkanı Dr. Doğu Perinçek, Suriye'deki son gelişmelere dair önemli açıklamalarda bulundu. Türkiye’nin ulusal güvenliği ve bölgedeki dengeler üzerine yaptığı değerlendirmelerde, Şam’ın düşmesinin Türkiye’nin birliği ve bütünlüğü için büyük bir tehdit oluşturacağını vurgulayan Perinçek, "Hedef Şam değil, hedef Ankara olur" ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamalarının yanlış aktarıldığını belirten Perinçek, hükümete yakın medya organlarında yer alan "Hedef Şam" manşetlerini de "rezalet" olarak nitelendirerek, bu tür haberlerin Türkiye’nin ulusal çıkarlarıyla çeliştiğini ifade etti.

Şam Düşerse...

Perinçek açıklamasında şunları söyledi: "Şunu çok açık şekilde ifade edelim; Şam düşerse Diyarbakır tehdidi ciddileşir. Çünkü Şam'ın düşmesi durumunda Beşar Esad'ın Suriye'nin birliğini bütünlüğünü sağlayacak bir alternatifi yok. Şam'ı kim düşürüyor? HTŞ... HTŞ, ABD ve İsrail'in kontrolunda. Şam düştüğü zaman Suriye parçalanıyor. Suriye'de kim kuruluyor? PKK/PYD devletçiği kuruluyor. Diyecekler ki zaten yok mu? Var ama orada iyice pekişiyor ve hatta meşruluk kazanıyor. Türkiye'nin güneyinde bir PKK devleti istikrar kazanıyor. Arkasında da üstelik HTŞ'den oluşacak bir Şam yönetimi olacak... Bugün birtakım hükümetin yandaşı olan basında 'Hedef Şam' gibi manşetlerin atılması bir rezalettir. Hedef Şam değil, hedef Ankara olur. Şam düştüğü zaman Türkiye'nin birliği, bütünlüğü tehlikeye düşer. Diyarbakır hedef hale gelir. Çünkü Amerika'nın bütün planları 1991 bu yana adım adım ilerlemiş olacak.

HTŞ Antiemperyalist Bir Güç Değil

"Sayın Cumhurbaşkanımız da dikkat edilirse önce nesnel olarak süreci anlatıyor. HTŞ adını vermiyor ama muhalifler diye adlandırıyor. Cumhurbaşkanının muhalifler adlandırmasıyla MGK bildirisinde geçen meşru muhalefet adlandırması da farklı. Bir muhalifler var, HTŞ gibi terörist. Amerika ve İsrail güdümlü... Bir de MGK'ya göre meşru muhalefet var. Bu ikisi arasındaki ayrıma dikkat edelim. Sayın Cumhurbaşkanımız bir nesnel gerçeklik olarak muhaliflerin Şam'a doğru ilerlediğini belirtiyor. Ama hemen arkasından arzumuz bu değil, bu yürüyüşün Şam'a varması gönlümüzden geçen değil diyerek Türk devletinin tavrını sayın Cumhurbaşkanımız ifade etmiş oluyor. Bir takım Amerikancı İsrailci basında 'Ordular ilk hedefiniz Şam'dır' denilerek hangi ordulardan bahsediyorsunuz? HTŞ'nin ordularından mı? Mustafa Kemal Paşa'nın TBMM ordularından değil. Mustafa Kemal Paşa, 30 Ağustos sonrasında 2 Eylül'de 'TBMM'nin orduları ilk hedefiniz Akdeniz'dir, ileri' diyordu. Oradaki ordular TBMM ordularıydı, şimdiki HTŞ'nin askeri güçleri antiemperyalist bir güç değil, ABD-İsrail'in güdümündeler. Onun için Mustafa Kemal'e benzeyen yakıştırmalarla o orduların arkasında durmayın. O ordular en sonunda perişan olacak. Aynı zamanda sizin cepheniz neresi? Siz Şam'ı düşürecek, Suriye'yi parçalayacak ve Suriye'de bir Kürdistan'ın kurulmasına PKK/YPG'nin orada bir devletçik haline gelmesine hizmet eden askeri güçlerin yanında mısınız? Türkiye'nin TSK'nın yanında mısınız? Şimdi cepheleşme buraya doğru gidiyor. Şam düştüğü takdirde Suriye parçalanır. Suriye'nin bütünlüğünü sağlayacak Beşar Esad'ın bir alternatifi yok. Oraya giren HTŞ Suriye'nin bütünlüğünü sağlayacak değil ABD-İsrail güdümünde Suriye'yi parçalayacak bir askeri güçtür. O bakımdan herkesi uyarıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanının muhalefet kuvvetleriyle ilgili söylediği 'Hedefleri Şam' tespitini kalkıp da Türkiye'nin bir tespiti, hedefi gibi kamuoyuna yansıtmak bir ABD-İsrail görevidir. Şam düşerse, Beşar Esad yönetimi yıkılırsa onun Suriye'nin bütünlüğünü sağlayacak bir alternatifi, seçeneği yok. Şam düşerse kuzeyde Türkiye sınırlarında PKK devletçiği kurulur. HTŞ ile PKK arasında bir çekişme olmadığı da apaçık ortaya çıktı. Beraber hareket ettiklerini açıkça söylüyorlar. İkisi de maşadır, ikisi de ABD-İsrail'in piyon kuvvetleridir. Ama bu önlenecek, önlenmesi gerekir.

Şam'ı Savunma Toplantısı

"İran, Rusya ve bizim dışişleri bakanlarının yapacağı toplantı çok çok önemli. Bu toplantı Şam'ı savunma toplantısı olacaktır ve Şam'a doğru ilerleyen HTŞ'yi durdurma toplantısı olacaktır. Türkiye yönetiminde şöyle bir hata var; Beşar Esad'ı korkuturuz. Bak Şam düşüyor aklını başına topla, bak biz senin işbirliği önermiştik, şimdi gel seninle işbirliği yapalım. Suriye'nin geleceğini birlikte kuralım şeklinde bir baskı yaratıyorlar. Ve HTŞ'nin Şam'a ilerlemesinden de yararlanıyorlar. Bu da çok yanlış. Suriye ile ilişkilerde onu korukutmak, baskı altına almak, bak düşüyorsunuz, yıkılıyorsunuz şeklindeki tavırlara lüzum yok. Doğru tavır şudur, Vatan Partisi'nin tavrıdır. Türkiye, Suriye, Irak ve İran'ın toprak bütünlüğü birbirlerine bağlıdır. Bizim geleceğimiz ortaktır. Hem vatan birliğimiz açısından ortaktır hem de ekonomik geleceğimiz, özgürlüğümüz, bağımsızlığımız, egemenliğimiz bakımından ortaktır. O nedenle Suriye'ye elimizi uzatıyoruz. Ve Suriye yönetimini bu ortak vatan bütünlüğünde, ortak ekonomik refahta, ortak bağımsızlık ve egemenlikte beraberliğe çağırıyoruz. Gelin birlikte Suriye'deki terör örgütlerini temizleyelim. Türkiye'nin Suriye Arap Cumhuriyeti'ne tavrı bu olmalıdır."

Esad'ın Direnmesi Mi? Şam'ı Savunması Mı?

"Bugün Şam tehdit altında. Bugün bulunduğumuz durum budur. Bugün Şam tehdit altındadır. Dolayısıyla Diyarbakır tehdit altındadır. Türkiye'nin güneyinde bir PKK devletçiliğinin kurulması gündeme gelmiştir. Türkiye'nin önündeki sorun budur. Yoksa Türkiye'nin önündeki sorun Esad'ı yargılamak, geçmişte şöyle yaptın, böyle yaptın, senin yüzünden oluyor falan bunlar Türkiyeci olmayan tavırlardır. Bunlar Beşar Esad düşmanı, aklını oraya takmış, oraya aklını takmasının sebebi de Amerika ve İsrail'dir. Kimileri için de mezhepçiliktir. Onun için bugün mesele Esad ne yapıyor? Tayyip Erdoğan ne yapıyor? Tayyip Erdoğan şu hatayı yaptı. Esad bu hatayı yaptı, bunları yargılamak değil. Bugün bir Türkiye vatanseveri için, bir Rusya vatanseveri için bugün bir İran vatanseveri için ve bütün insanlık için tavır şudur. Amerika ve İsrail HTŞ üzerinden Şam'ı ele geçirme gayreti içerisindedir. Oraya doğru ilerleyen HTŞ'nin silahlı kuvvetleri vardır. Amerika, İsrail güdümlü silahlı kuvvetlerdir. Bunu önlemek, engellemek bu bizim bugün önümüzdeki sorun. Onun için bunu engellerken Beşar Esad'a iki de bir iğnelemek, dokundurmak, eleştirmek, bununla yapamazsınız. Sonuç itibariyle onun direnmesi, Türkiye'nin direnmesi. Yani biz bugün Beşar Esad'ın direnmesini mi istiyoruz? Şam'ı savunmasını mı istiyoruz? Yoksa Şam'ın düşmesini mi istiyoruz? Türkiye vatanseverinin önündeki sorun bu. O bakımdan böyle tutturmak, zaten Esad yüzünden oluyor. Esad sen hatalısın falan bunlar Türk vatanseverine yakışan tavırlar değil.

Türkiye'yi Yalnızlaştıran Girişim

"Bakın HTŞ diyelim geldi Şam'ı ele geçirdi. Ne olacak? Orada El Kaide'ler şunlar bunlar. Yani tamamen Ortadoğu'da mezhep savaşlarına hizmet eden bir yönetim olacak. O çok tehlikelidir. O bakımdan Beşar Esad'ın Suriye'nin toprak bütünlüğünü savunacak bir alternatifinin seçeneğinin olmaması en büyük gerçektir. Hani HTŞ oraya girdiği zaman Suriye'nin toprak bütünlüğünü mü sağlayacak? Suriye'yi bölmek için giriyor. Suriye'yi bölmek için oraya itiliyor. En büyük gerçek bu. Aynı zamanda HTŞ'nin tabii ideolojik konumu yani DEAŞ kökenli, El Kaide kökenli olması, İslam'a düşman olması, Amerika tarafından kullanılan bir örgüt olması, hâlâ Amerika tarafından beslenen, eğitilen bir örgüt olması, bunlar çok çok önemli ve dahası Türkiye'yi yalnızlaştıran bir girişimle karşı karşıyayız. Yani HTŞ'nin karşısında olanlar Türkiye ile Rusya arasındaki Türkiye'yle İran Suriye arasındaki Türkiye bölge ülkeleriyle arasındaki birlikleri de dağıtan Amerika ve İsrail hesabına Türkiye'yi yalnızlaştıran bir çabanın içindeler. Türkiye, Rusya'dan, İran'dan, Suriye'den, Irak'tan, bölge ülkelerinden ayrı düştüğü zaman, yalnızlaştığı zaman ne olur? O zaman Amerika ve İsrail için daha kolay bir hedef olur Türkiye ve Diyarbakır'ı ele geçirmeleri için aynı zamanda bir zemin hazırlamış olursunuz. O bakımdan da bu Şam'a gidiyor falan filan diye çengi çalan, alkış yapanları buradan şiddetle uyarıyoruz, kınıyoruz, mahkum ediyoruz.

Türkiye 'Dur' Derse HTŞ Durur

"HTŞ'yi durduracak bir Türkiye burada. Türkiye'nin HTŞ'yi durduracak gücü var. Yani onun çok çeşitli imkanları var. Yarın Dışişleri Bakanları arasındaki toplantıdaki alacağı tavır bile Türkiye için HTŞ'yi durdurmaya yönelik olabilir. Yani Türkiye'nin öyle gücü var ki HTŞ'yi durdurur. Yani askeri güç de kullanması gerekebilir ama askeri güçten önce HTŞ'ye Türkiye 'Dur, orada Suriye'yi parçalamaya kalkıyorsun, Kürdistan projesine Amerika-İsrail'in ikinci İsrail projesine hizmet ediyorsun. Sana dur diyorum' demesi bile HTŞ'yi durdurur. Yanında ayrıca Rusya var. İran var. Tabii ayrıca direnen Suriye Kuvvetleri de var.

Erdoğan'ın Açıklamaları

"Sayın Cumhurbaşkanımız zaten açık söylüyor. Sıkıntı lafını da sözünü de kullanıyor. Diyor ki Şam'a doğru bunlar ilerliyorlar. Bu gönlümüzün istediği ve arzu ettiğimiz iki cümle halinde bunun sıkıntılı bir durum olduğunu ve arzu da ettiğimiz bir durum olmadığını, gönlümüzden geçen bir ilerleyiş olmadığını Sayın Cumhurbaşkanımız çok açık bir şekilde ifade ediyor."


Tarihi Cephe Çağrısı

Perinçek "Herkesin cephede olması gereken bir tarihsel süreç yaşıyoruz. Günler yaşıyoruz hatta. Yani biz de Türkiye olarak, Türk milleti olarak ve Türkiye'nin her insanı olarak, siyasi partiler olarak sendikaları, demokratik kitle kuruluşları ve bütün Türkiye halkı olarak Şam savurmasında bütün gönlümüzle ve gayretimizle Suriye Arap Cumhuriyeti'nin yanındayız. Beraber olmak durumundayız. Görev günleri bugünlerdir. Sorumluluk günleri bugünlerdir. Daha sonra Suriye parçalandığı zaman milletçe karşılaşacağımız, devletçe karşılaşacağımız durumlarda Mehmetçik'in canıyla, kanıyla ödeyeceği durumlarda pişman olmanın bir faydası olmaz. Bugün herkes aklını başına toplasın. Bunu bütün Türk milletinin evlatları için, fertleri için söylüyorum, basını için, diğer kurumları için, yöneticileri için, herkes için söylüyorum. Bugün sorumluluk günüdür. Hepimiz göğsümüzü Şam'a siper etmeliyiz. Göğsümüzü Şam'a siper ettiğimiz zaman göğsümüzü Türkiye'ye siper ediyoruz. Göğsümüzü Diyarbakır'a siper ediyoruz. Suriye'nin bölünmesine karşı tavır bugün Türk vatanseverinin sınavdan geçtiği tavırdır. Sınav bugünün sınavıdır. Onun için herkesi sorumluluğa, kararlılığa davet ediyorum" dedi.