Gündem

Cumhuriyetçi Vatanseverler Partisi kuruldu: Görev bize düşmüştür

CVP, kuruluşunu talanın sembolü haline gelen ve işçilerin siyanürlü toprağın altında can verdiği İliç’ten ilan etti. Atatürk’ün Samsun’a çıkışının 105'inci yılında partileşme kararını duyuran CVP adına konuşan Nihat Genç, Cumhuriyet mücadelesi vereceklerini belirterek “Görev bize düşmüştür” dedi.

Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılının kutlandığı 29 Ekim 2023 gününde  Ankara’da kurulan Cumhuriyetçi Vatanseverler Hareketi, partileşme kararını Atatürk’ün Samsun’a çıkışının 105. yılında ilan etti.

Veryansın'ın haberine göre Cumhuriyetçi Vatanseverler Partisi kurucuları, talanın sembolü haline gelen ve işçilerin siyanürlü toprağın altında can verdiği Erzincan’ın İliç ilçesinde bir araya geldi.

Türkiye’nin çeşitli illerinden gelen temsilcilerden oluşan CVP kurucuları, maden sahasının önünde toplanarak önce saygı duruşunda bulunup İstiklal Marşı okudu. Cumhuriyetçi Vatanseverler ardından tek tek söz alarak partiyi neden kurduklarını anlattı.

Cumhuriyetin AKP tarafından ilga edildiğini, CHP’nin geçmişini inkar ettiğine dikkat çeken yazar Nihat Genç, son 3 yılda bir dizi yapılan toplantı sonucunda partiyi kurmaya karar verdiklerini vurguladı.

İşbirlikçi, sömürgeci şirketlere karşı Cumhuriyet mücadelesi vereceklerini belirten Genç, “Bu meydanı unutmayın. Buraya gün gelecek Türk istiklalinin, bağımsız cumhuriyetin bayrağını dikeceğiz. Biz bağımsız bir cumhuriyetin çocuklarıyız. Görev bize düşmüştür” dedi.

Genç, “İşbirlikçi, sömürgeci şirketler gözlerini Türkiye’ye dikti. Tarikatları, Erdoğan’ın yanındaki beşli çeteleriyle ülkenin bütün servetlerin ele geçirdiler. O haksız, hukuksuz serveti ellerinden alacağız. Buraya toplanmamızın nihai hedefi vardır, bunları kovacağız” diye konuştu.

‘AKP İLGA, CHP İNKAR ETTİ’

Genç şu ifadeleri kullandı:

Konya’dan İzmir’den  İstanbul’dan, Anadolu’nun dört bir tarafından buraya geldiniz, bu yalçın tepelere… Bir zamanlar hayvancılıkla meşhur toprakların, terkedilmiş yabani köylerini ve sömürgeci şirketi gördünüz. Bizi zehirlemek için buradalar. Yalnızca burayı değil Türkiye’yi talan ediyorlar. İşbirlikçi İslamcı iktidar tarafından önleri açıldı. Birileri zengin oluyor ama Türk halkı toprağına ve hukukuna sahip çıkamıyor, hakimleriniz, kaymakamlarımız bu şirketlere karşı gelemiyor.

YOLA ÇIKMAYA KARAR VERDİK’

Cumhuriyetin AKP tarafından işgal ve ilga edildiğini, CHP’nin kendi geçmişini inkar ettiğini, Seyit Rızaların heykellerini diktiğini ve milli istiklalimiz ve milli egemenliğimizle kazandığımız cumhuriyetin sahipsiz kaldığını gördük. Şu anda cumhuriyetimize, hukukumuza sahip çıkan bir parti yok. Milli irade nedir? Milli Meclis’tir. Meclis yok! Yargımız tarikatlar tarafından ele geçirildi. Bağımsız hukuk yok. Tek bir şey var elimizde. Türk milletinin öz, tertemiz evlatları var. Kaybedilmiş, işgal edilmiş, aşağılanmış cumhuriyete sahip çıkan bir gençliği var. Biz cumhuriyete sahip çıkacak bir nesil olduğunu biliyoruz, buna inanıyoruz. Bu topraklara inancımız hiçbir zaman bitmedi ve bitmeyecek. Bu yüzden arkadaşlarla 3-4 yıldır bir dizi toplantı yaptık yola çıkmaya karar verdik. Biz Cumhuriyetçi Vatanseverler Partisi olarak yoldayız artık. Bir davamız var.

‘GÖREV BİZE DÜŞMÜŞTÜR’

Cumhuriyeti kurulduğu günden beri bütün kurumlarıyla Türkiye’ye getireceğiz. Cumhuriyetin her gün nasıl aşağılandığını, bize ikinci sınıf muamele yapıldığını, köylümüzü insan yerine koymadıklarını görüyorsunuz. Biz köle olmuşuz, esir olmuşuz. Dışarıdan gelen göçmenler her türlü dokunulmaz! Bu topraklar için kan döken, şehit olan o kutsal insanların mübarek insanların evlatlarıyız. Görev bize düşmüştür. Cumhuriyetçi Vatanseverler Partisi olarak buradayız. Yola çıktık arkadaşlar!

‘BAĞIMSIZ CUMHURİYETİN BAYRAĞINI DİKECEĞİZ’

Şu meydanı unutmayın. Buraya ağacımızı da dikeceğiz,  gün gelecek Türk istiklalinin bağımsız cumhuriyetin bayrağını dikeceğiz. Biz bağımsız bir cumhuriyetin çocuklarıyız. Nerede cumhuriyet? Tarikatlarıyla, Erdoğan’ın yanındaki beşli çeteleriyle İşbirlikçi sömürgeci şirketler Türkiye’nin servetlerini ele geçirdi. O haksız, hukuksuz serveti ellerinden alacağız. Buraya toplanmamızın nihai hedefi vardır, bunları kovacağız! Bunlar gidecek. Bu toprak mübarek bir topraktır. Suyunu içtiğimiz, büyüdüğümüz, doğduğumuz, şehit olduğumuz topraktır. Bu toprak bu kadar aşağılanmayı kabul etmiyor! Etmediğimiz için buradayız. Cumhuriyet bağımsızlık demektir, erdem demektir, onur denmektir, başı dik yaşamaktır. Başımız dik yaşayacağız. Tarikatçı sömürgeci şirketlere Türk milletinin gücünü göstereceğiz. Afyon’u hatırlatacağız! İyi ki geldiniz, iyi ki varsınız. Artık dava arkadaşıyız. Bir Cumhuriyet davamız var, yolumuz kutsal, mübarek olsun!

‘GENÇLİĞE HİTABEDEKİ ŞARTLAR GERÇEKLEŞMİŞTİR’

Av. İsmail Hakkı Atal da 19 Mayıs’ın 105. yıldönümünde Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi’ndeki şartların gerçekleştiğini dile getirdi.

Atatürk, şehitler ve kutsal topraklara borcu ödemek için sömürgecilere karşı yola çıktıklarını belirten Atal, yalnızca iktidar değil muhalefetin de işgalcilerin siyasi emellerine hizmet ettiğini ifade ederek, şunları söyledi:

Atatürk Samsun’a çıktıktan 105 yıl sonra Atatürk’ün gençliğe hitabesindeki şartlar gerçekleşmiştir. Bugün memlekette iktidara sahip olanlar müstevlilerinin siyasi emelleriyle kendi şahsi menfaatlerini tevhit etmişlerdir. İşte müstevliler, işgalciler buradadır. Rothschild’in Anagold şirketi Erzincan’ı, İngilizlerin altın maden şirketi Kütahya’yı, Fatsa’yı, Kanadalıların şirketi Uşak, Bergama ve İzmir’i işgal etmiştir. Türk halkını zehirlemektedir. Dağlarımız, ovalarımız, akarsularımız, tarlalarımız, kıyılarımız işgalciler sömürgeciler ve onların yerli işbirlikçileri olan Mehmet Cengizler, Nihat Özdemirler ve İbrahim Çeçenler tarafından işgal edilmektedir. Yurt işgal altındadır, memleketin bütün tersanelerine girilmiştir. Orduları zapt edilmiştir. Ve biz bugün Çanakkale’de tüfeğinde mermisi yokken kendi cenaze namazını kılarak ölüme giden dedelerimizin verdiği kanla bu topraklarda yaşıyoruz.

‘İKTİDAR GİBİ MUHALEFET DE MÜSTEVLİLERİN SİYASİ EMELLERİNE HİZMET EDİYOR’

100 yılı devirdik. Ama yüzüncü yılda artık memleketin dahilinde sadece iktidara sahip olanlar değil, kendilerini muhalefet gibi gösteren yalancı muhalefetler de müstevlilerin siyasi emellerine ve kendi şahsi emellerine hizmet ekmektedir. Bugün biz Atatürk ve şehitlerimize kutsal topraklara olan borcumuzu ödemek için Türk halkını sömüren sömürgecilere karşı Cumhuriyetçi Vatanseverler Partisi’nin kuruluşunu 19 mayıs 2024’te ilan ediyoruz. Yaşasın bağımsız Türkiye Cumhuriyeti!

Vatan toprağını savunmak için yabancı ortaklı maden şirketine direnen İliç mücadelesinin simge ismi Sedat Cezayirlioğlu da vatanı canının pahasına savunanların partisini kurduklarını söyledi.

‘VATAN İÇİN BEN ÖLÜRÜM’ DİYENLERİN PARTİSİ

Cezayirlioğlu “Atatürk Samsun’a bir avuç kader arkadaşıyla çıkmıştı. Biz bu tarihi günde 105 yıl sonra aynı yerdeyiz. Başarılı olduğumuz günü biz olmasak bile torunlarımızın göreceğinden eminim. Bir inanmışlıkla buraya geldik, birleştik. Cumhuriyetin bu kadar örselendiği, kendi toprağını savunanların bu kadar dışlandığı bir dönem yaşanmadı. Atatürk’ün dediği gibi; ‘şayet bir gün çaresiz kalırsanız bir kurtarıcı beklemeyin’. O kurtarıcı sizsiniz. Biziz, hepimiziz. O inanmışlıkla buradayız. Bizi yönetenler Atatürk’ün 10. yıl nutkunda söylediği gibi gaflet ve dalalet içinde olabilir. Küresel emperyalistler tarafından topraklarımızın yüzde 70’i maden sahası ilan edilmiş. Bunların yüzde 93’ü yabancı şirketler. Öyle bir yola çıkıyoruz ki, Atatürk’ün çizgisinde Kuvayı Milliye ruhuyla milli mücadeleye inandık. Cengiz Han’ın deyişiyle sakın ola bir çiviyi küçümsemeyin. Bir çivi bir nalı bir nal bir atı bir at bir askeri bir asker bir orduyu bir ordu bir devleti kurtarır. Biz şu anda o çiviyiz, o atın nalıyız arkadaşlar. ‘Bu vatan için ben ölürüm’ diyenlerin yeri geldiği zaman canı pahasına bu vatanı savunacakların partisini kuruyoruz. Bu partide ben yok, bir kişi yok. Hepimiz var” diye konuştu.

‘BU ÇAĞIN SOYLULARIYLA OMUZ OMUZAYIM’

En genç üye sıfatıyla konuşan Ejder Turan “Cumhuriyetçi Vatanseverler Partimizin ilanı için buradayız. 6 Şubat depreminde bu ülke insanının ferasetini, basiretini ve yardımseverliğini, aynı zamanda Cumhuriyetimizin, kurumlarımızın yetersizliğini aynı anda tattık. Oradan çıkarken bir hayal kurdum, bir düş kurdum. Dedim ki basiretli yardımsever bir cumhuriyet inşa etmek için ne yapabilirim? Bugün burada sizlerle birlikteyim. Her çağın kendi içerisinde yetiştirdiği gafiller olabilir ama biz şuna inandık, her çağın kendi soyluları da vardır, burada ben bu çağın soylularıyla omuz omuzayım.” diye konuştu.

‘YA İSTİKLAL YA ÖLÜM’

Açıklamaya katılan diğer parti kurucularının konuşmaları şöyle:

Mustafa Kemal Kayış: Cumhuriyetçiler birleşin. Birleşin ki şafak söksün artık. Birleşin ki bilgelik çağının kapısı aralansın. Bugün burası Conk Bayırı, biz de 57. Alay’ız. Meclis işgal altında, şehirlerimiz işgal altında, okullarımız, madenlerimiz, limanlarımız, tarımımız işgal altında. Biz özgür Türkleriz, cumhuriyet çocuklarıyız. Herkesi bu davaya, vatana, cumhuriyete sahip çıkamaya davet ediyorum. Ya istiklal ya ölüm!

‘YOLUMUZ MUSTAFA KEMAL’İN YOLU’

Rana Kara: 19 Mayıs sözün değil eylemin günüdür. 19 Mayıs cesaretin, ölümü göze almışlığın, aklın, özgüvenin günüdür. 19 Mayıs kararlılığın, sorumluluk duygusunun vatan sevgisiyle yola çıkmışlığının günüdür. 19 Mayıs örgütlenen isyanın Anadolu’da vücut bulma, emperyalizme tek başına kılıç çekmenin günüdür. Bandırma vapurunu lunapark oyuncağı sananlar için; Bandırma vapuru önünden bir kere  geçer anlayamazsın… Yolcusu dünyanın en ağır yükünü bir kuş kanadında taşır tartamazsın…

Oysa yükü anlamanın da taşımanın da en üst bilincini sana gene o yolcu vermiştir. ..Nedir o bilinç? Değerli dostlar, hiç kimse ailesine, mahallesine, şehrine, ülkesine kayıtsız kalarak var olamaz. Bizlerin kayıtsız kaldığı, umursamadığı her yerde bir başkası doğmamış çocuklarımızın dahi hayatına değer biçmekte. Bizlerin kayıtsızlığı, bananeciliği başımıza gelecek her şeye boyun eğmek, korkmak ve irademizi başkalarına devretmek anlamına gelmekte. Yaşadığımız  bunca musibetten sonra şu soruyu sormamız gerekiyor; ben vazifemi yapsaydım, fikirlerimi cesurca  dile getirip savunsaydım, doğru ve haklı mücadele edenlerin yanında yer alsaydım bunlar olur muydu? Bizler milletimizin yaşadığı acılarda bu soruların yanıtlarını bulduğumuz için Cumhuriyetçi Vatanseverler Partisi adı altında bir araya geldik. Bizler İliç’e ve İliç örneğiyle yurdumuzun tamamında emperyalist talan düzeni kuran küresel maden şirketlerinin cinayetlerine, sömürülerine, milletimizi aşağılayan, 5. Sınıf insan yerine koyan düzenlerine ve bu düzeni onlara sağlayan işbirlikçi siyasetçilere, hukukçulara, akademisyenlere, bilim adamlarına kayıtsız kalmadık. Tıpkı 1918’de Musul’u işgal edip ardından İskenderun Limanı’na asker çıkartmak isteyen İngilizlere Mustafa Kemal’in, “İskenderun’u İngilizlere teslim etmek yaradılışıma uygun değil!” diyerek Mehmetçiğe karşı koyma emri verdiği gibi; “İliç’i teslim etmek, Anadolu’yu teslim etmek, laik Cumhuriyeti teslim etmek yaradılışımıza uygun değildir diyen vatanseverler olarak Cumhuriyetçi Vatanseverler Partisinin kuruluşunu büyük Türk Milletine İliç’ten duyurmanın onurunu yaşıyoruz!

19 Mayıs 1919’un 105. yılında dünyanın en haklı bağımsızlık savaşını başlatan ve zaferle taçlandıran Mustafa Kemal’in yolu yolumuz, fikri fikrimiz, ülküsü ülkümüzdür. Varlığımız Türk varlığına armağan olsun! Ne mutlu Türküm diyene!

‘VATANINI EN ÇOK SEVEN GÖREVİNİ EN İYİ YAPANDIR’

Serdar Özveri: Vatanını en çok seven görevini en iyi yapandır. Görevimizi en iyi şekilde yapacağız ve vatanımıza, toprağımıza, ormanımıza ve sahillerimize sahip çıkacağız.

{ "vars": { "account": "G-9KFVFXJPJ" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }