CHP Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, “Askeri sağlık sisteminin öncelikli olarak revize edilerek tekrar tesisi hayati önemdedir. Güçlü bir ordusu olup da askerî sağlık sistemi olmayan Türkiye’den başka bir devlet bulunmamaktadır. Yapılan tüm yapısal değişikliklerde FETÖ gerekçe olarak gösterilmiştir. 15 Temmuz öncesi, tüm devlet kurumlarına olduğu gibi askeri sağlık sistemine de FETÖ militanlarının sızdığı aşikardır. Ancak diğer hiçbir devlet kurumu kapatılmazken sadece hayati öneme haiz askeri sağlık sisteminin tüm elemanlarıyla ilga edilmesi büyük zafiyettir” dedi.

CHP Milli Savunma Bakanlığından (MSB) Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında kapatılan askeri hastanelere ilişkin yazılı açıklama yaptı. Bağcıoğlu’nun açıklaması şöyle:

“15 Temmuz Darbe Girişimi gerekçe gösterilerek Türk Silahlı Kuvvetleri’nde (TSK) yapılan; askeri sağlık sistemi, askeri eğitim sistemi, askeri yargı sistemi, TSK komuta yapısı, personel temin, terfi, atama ve emeklilik sistemi, jandarma ve sahil güvenlik’in TSK ile bağının kopartılması/zayıflatılması gibi ‘yapısal değişiklikler’ silahlı kuvvetlerimizin etkinlik ve kabiliyetini olumsuz etkilemiştir. Hepsi önemli olan tüm sistem/yapılar içerisinde askeri sağlık sisteminin öncelikli olarak revize edilerek tekrar tesisi hayati önemdedir. Güçlü bir ordusu olup da askerî sağlık sistemi olmayan Türkiye’den başka bir devlet bulunmamaktadır. GATA ve asker hastanelerimiz bu alanda dünya ölçeğinde sayılı ve saygın kurumlarken menfur darbe girişimi sonrasında, 17 Ağustos 2016 tarihli ve 669 sayılı OHAL KHK’sıyla kapatılmışlardır.

"Hiçbir devlet kurumu kapatılmazken sadece askeri sağlık sisteminin tüm elemanlarıyla ilga edilmesi büyük zafiyettir”

Yapılan tüm yapısal değişikliklerde FETÖ gerekçe olarak gösterilmiştir. 15 Temmuz öncesi, tüm devlet kurumlarına olduğu gibi askeri sağlık sistemine de FETÖ militanlarının sızdığı aşikardır. Ancak diğer hiçbir devlet kurumu kapatılmazken sadece hayati öneme haiz askeri sağlık sisteminin tüm elemanlarıyla ilga edilmesi büyük zafiyettir. Darbe girişimi sonrası askeri sağlık sistemi kaldırılmış, askeri tababete ve harp cerrahisine yönelik bilgi birikimi, tecrübe, kurumsal kültür, muharip personel-sağlık personeli birlikte çalışabilirlik kabiliyeti ve özel alanlardaki uzmanlık kaybedilmiş veya zafiyete uğramıştır. Sağlık Bakanlığı’na yönelik hastanelerin bazılarının veya bazı bölümlerinin TSK’ya tahsisi, askeri sağlık sistemi bütünüyle yeniden tesisi edilmediği müddetçe arzu edilen faydayı sağlamayacak, adeta geçici, yetersiz ve kısmi bir çözüm çabası olacaktır.

"Askeri sağlık sisteminin revize edilerek tekrar tesis edilmesinin öncelikli hedef olması zaruridir”

Askeri sağlık sisteminin üç kademeyi içerecek şekilde geçmiş uygulamalardan alınan dersler çerçevesinde revize edilerek tekrar tesis edilmesinin öncelikli hedef olması zaruridir. Bu kademeler: Harekât sahasında görev yapan birliklerde, kıta ve gemilerde acil ve süratli tıbbi müdahale yapabilecek eğitimli ve donanımlı, temel askeri eğitim almış harp cerrahisine ilişkin tecrübe ve uzmanlığa sahip askeri sağlık personeli. Türkiye’nin tüm bölgelerinde birbirlerini destekler şekilde oluşturulmuş, öncelikle askeri personel ve aileleriyle diğer güvenlik güçlerine imkanlar ölçüsünde hizmet veren tam teşekküllü asker hastaneleri. Askeri sağlık konusunda eğitim ve öğretim veren, kurumsal bilgi birikimine haiz, özel ihtisas gerektiren alanlarda (yanık tedavisi, ateşli silah ve patlayıcı madde yaralanmaları, protez uygulamaları, kimyasal, biyolojik, radyolojik ve nükleer harp vb.) uzmanlık sahibi, konusunda dünya çapında referans alınabilecek adeta bir mükemmeliyet merkezi olan Gülhane Askeri Tıp Akademisi’dir.

"Askeri sağlık sisteminin, siyasi iktidar tarafından engellenmesi anlaşılır bir husus değildir”

Ayrıca Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nda SAT, SAS, birinci sınıf dalgıç ihtisaslı personelin bulunduğu birliklerde görev yapacak ihtisasa sahip doktor ve diğer sağlık personelinin yetişmesi uzun yıllar aldığı bilinmektedir. Ayrıca Hava Kuvvetleri Komutanlığı’ndaki uçucu ve uzman yer personelinin sağlık muayeneleri çok özelliklidir. Dalış ve uçuş tabipliği özel ihtisas ve eğitim gerektiren branşlardır. Yapısal değişiklikle bu alanda da zafiyet yaşanmaya başlamıştır. Kahraman askerlerimizin, sağlık sorunları ancak onlarla birlikte eğitim almış, onlarla birlikte muharebe meydanında veya tatbikatlarda omuz omuza görev yapmış sağlık personeliyle çözülebilir. Ayrıca, harekata iştirak eden askerlerimizin herhangi bir menfi durumda, sağlık hizmetini süratle ve etkinlikle alacaklarını bilmelerinin moral ve motivasyonlarına olumlu katkı sağlayacağı aşikardır. Askeri sağlık sisteminin tesisine şu anda karar verilse dahi, sistemin geçmiş etkili yapısına ulaşması en az 10 yıl alacaktır. Hangi rütbeden olursa olsun tüm askeri personelin gerekliliğine emin olduğu ve eksikliğini doğrudan hissettiği askeri sağlık sisteminin, siyasi iktidar tarafından engellenmesi anlaşılır bir husus değildir.”