Ülkücü mafya Sedat Peker'in basın danışmanı Emre Olur'un yakalanarak Türkiye'ye getirilmesine ilişkin ayrıntıları T24ten Tolga Şardan yazdı.
Şardan, Olur'un BAE'ye gitmesinin nedenine ilişkin, "Kendisine yönelik diplomatik girişimlerden haberdar olan Peker, yakın zamanda yaşanması olası yeni süreçte, elindeki görüntü, kayıt, bilgi ve belgelerin bir kopyasını Olur'a teslim etmeyi planladı. BAE yönetiminin Olur'a yönelik sınır dışı işlemi yapması, planı bozmuş olabilir. Olur'da söz konusu arşiv var mı? Bu da henüz bilinmiyor maalesef" dedi.
Şardan'ın yazısından bir bölüm şöyle:
"Olur'un neden BAE'ye gitmesi gerekti?" sorusunun yanıtı önemli. Türkiye'nin hakkında ulusal yakalama kararı çıkarmasına rağmen Üsküp'te gözlerden uzak yaşayan Olur, neden Peker'in yanına geçmek istemesinin sebebi olmalı.
Sorunun yanıtını şimdilik bilmiyoruz ancak zaman içinde ortaya çıkacaktır.
Fakat bu konuda bir iddia var. Şöyle ki; kendisine yönelik diplomatik girişimlerden haberdar olan Peker, yakın zamanda yaşanması olası yeni süreçte, elindeki görüntü, kayıt, bilgi ve belgelerin bir kopyasını Olur'a teslim etmeyi planladı.
BAE yönetiminin Olur'a yönelik sınır dışı işlemi yapması, planı bozmuş olabilir. Olur'da söz konusu arşiv var mı? Bu da henüz bilinmiyor maalesef.
Dediğim gibi sıkça konuşulan iddia bu.
Olur'un BAE'ye ulaşmasının ardından bu kez Emirlik yönetimi devreye girerek Peker'in basın danışmanının Sırbistan'a sınır dışı edilmesinin arkasında Türkiye'nin bulunduğunu söylemek yanlış olmaz.
Hatırlatayım, Türkiye'nin de üye olduğu Uluslararası Polis Teşkilatı Interpol'ün Başkanı BAE'li. Ve Başkan Ahmed Naser Al – Raisi bu göreve Interpol'ün İstanbul'da gerçekleştirilen genel kurulunda seçildi.
Türkiye, Al – Raisi'nin seçilmesinde çaba gösterdi. Aynı zamanda Türkiye, Interpol'ün yönetimini oluşturan Executive Committee'nin (Yürütme Kurulu) 13 üyesinden birisi. Türkiye, Avrupa kanadını temsil ediyor.
Olur'un BAE'ye gittiğinin anlaşılması üzerine Türkiye, Interpol üzerinden devreye girerek - biraz da baskı yaparak - destek istedi. Her ne kadar Peker'in durumuyla ilgili desteği pek görülmese de BAE yönetimi, bu kez Olur'un sınır dışı edilmesini sağladı.
Sonrası malum; Sırbistan'a dönen Olur, "transit yolcu" statüsü nedeniyle Arnavutluk'a gönderildi.
Türkiye'ye getirilen Olur'un üzerinde neler çıktı? İddiaya konu olan arşiv bulundu mu? Resmi bir bilgilendirme henüz yapılmadı.
****
Bir de Olur'la bağlantılı olanlar var elbette. Özellikle muhalif medyadan kimi gazetecilerin Olur'la temasta olduğu biliniyor. Olur'un suç örgütü üyeliğinden adli işlem görmesi – belki ileri bir yorum olacak – bazı gazetecilerin savcılıkça ifadelerinin alınmasının önünü açabilir.
Bu durum elbette savcılığın tutumuyla belli olacak.
Yazının yayına girdiği bu saatlerde Olur, büyük olasılıkla savcılığa çıkartılmış olacak. Ve yine büyük olasılıkla tutuklanacak. Böylece Peker'e bir mesaj daha verilecek!
* * *
Yaşananların, bu coğrafyada yaşayan ve gazetecilik yapmaya çalışan birey olarak endişelendirdiğini de söylemeliyim. Özellikle kamu güvenliği çerçevesinde.
Bir süredir bilhassa Sedat Peker'in de adının geçtiği İstanbul'da silahlı çatışmalar yaşanıyor. Peker, bu olaylara karşı tavrını koymuş görünüyor. Hatta, kendine yakın olanlara karşı yaşanan silahlı saldırıların kim tarafından hangi amaçlarla gerçekleştirildiğini açık açık anlatıyor.
Zamanında ya da tarihinden önce yapılacak genel seçimler öncesinde benzer - hele ki ivmesi daha yukarı çıkacak - olayların yaşanması ihtimali sadece beni mi rahatsız ediyor acaba?