Toplumsal Özel
Prof. Dr. İzzettin Önder, Erdoğan politikalarını değerlendirirken, Türkiye'yi emparyalizmin, ekonomiye de İMF aracılığı ile yön verdiğini kaydetti.
Prof. Dr. Önder, Çanakkale'nin geçildiğini belirtirken, "Ama topla tüfekle değil, ekonomi ile geçildi" dedi.
ERDOĞAN'IN KİRADA KONTROLÜ YOK!
Önder, ekonomi politikalarında AKP'nin sadece kendini kullandırdığı tespitini yaparken, yakında İstanbul'da kiraların dolarla alınacağını ve bunda iktidarın kontrolünün kalmadığını ifade etti.
Düşük kur, düşük faiz politikasını değerlendiren, Prof. Dr. Önder, kurun halen yüksek olmasına ve ihracatçıların da zor durumda olduğuna işaret etti. Ücreti baskılayarak, bazıları için devletten KDV gibi vergisel avantajlarla ayakta kalmaya çalıştıklarını anlattı.
"AKP politikası yanlıştı. Ama bunu İMF yaptırdı.
2000 politikasının ruhu budur!
Siz, 'Bütçenizi küçültün, KİT'leri özelleştirin ve serbest piyasa ekonomisine karışmayın' dendi. Merkez Bankası'nı bir bankalar sistemi içine alarak, devletin açığına para vermesinin yolunu kapatın, dendi."
Önder bu yolla, Hazine bonosu satarak devlete aktarılmasının engellendiğini ifade etti.
Serbest piyasaya çıkıp döviz bulma girişiminin dövizi yükselttiği tespitini yapan Prof. Dr. Önder, kuru kontrol için dövizi Kur Korumalı Mevduat -KKM- ile TL'ye çevirip, parayı da dışarıya çıkardıklarını anlattı.
İMF, dövizin bu yolla baskı altına alınmasını istedi.
KRİZ 2008'DEN ÖNCE BAŞLADI
Krizin 2008'den önce, reel sektörde ve 1973-1975'te başladığı tespitini yapan Prof. Önder, reel sektörde kar hadleri düştüğü için, dünya piyasasını açmaya karar verdiklerini kaydetti.
SİSTEM TÜRKİYE'Yİ SEÇTİ
Küresel sistemin, tüm projeleri için Türkiye'yi seçtiğini belirten Önder,
Dünya Bankası Türkiye'ye proje kredisi veriyordu. İMF Türkiye örneği alınarak, Türkiye ile ve gelişmekte olan ülkeler için kurulduğu tespitini yaptı. "Komünistler karşısında cari açık dendiğinde mahçup olmayalım, açığı kapatalım, dendi."
2000 PROJESİ, DÜNYAYI PİYASAYA AÇMA PROJESİDİR
"70'lerdeki borçluluk yapısal sorundu. O yüzden bize Dünya Bankası gelip, yapısal olarak ne yapmamız gerektiğini söylemesi gerekiyordu. Öyle olmadı. Batı, Türkiye'yi pazar olarak gördü!
2000 projesi Türkiye için değil, dünyayı piyasaya açma projesiydi.
Erdoğan bunları anlayamazdı, sadece alet oldu."
3. PAYLAŞIM SAVAŞINDAYIZ
Özal ile yabancı finans kuruluşlarının 32 sayılı kararname ile de bir yandan para, öte yandan da mal geldiğini belirten Önder, yine de Türkiye'nin zengin olmadığına dikkat çekti.
"Türkiye'ye bir yandan para, bir yandan da mal sattılar. AKP buna yol açtı, alet oldu."
Yönetişim denerek, yap- işlet- devret ile aslında 3. Paylaşım Savaşı yaşandığını belirten Önder, "Merkez kapitalislerinin amacı toprak değil, zenginlik almak.
Bu yüzden gençlerimiz ABD'ye İngiltere'ye gidiyor" dedi.
Finans hareketini merkeze çekelim mantığı ile piyasanın canlandırıldığını söyleyen Önder, "Çanakkale köprüsü iyi mi iyi. Ama önceliğimiz değil. Bizim depreme dayanıksız evleri yenilmeye ihtiyacımız vardı" sözleri ile yatırımların niteliğine işaret ediyor.
ÇANAKKALE KÖPRÜSÜNÜ YAPIP, GEÇTİLER!
"Çanakkale Köprüsü söz gelimi. Fabrika'nın kar haddi düşük. Yabancı yatırım Türkiye'de fabrikaya yatırım yapmıyor.
'Ben, devletin aklına girer, faturayı iş bitiminde önüne koyarım' mantığı ile köprüyü yapıyor. Yıllar boyu bütün geçişleri, üstelik de dolarla ödüyoruz.
Biz, 3. paylaşım savaşında aslında harp tazminatı ödüyoruz.
Çanakkale geçildi!
O zaman askerle geçemediklerini bugün ekonomiyle geçtiler."
EMPERYALİZM DOLARLA KİRA İSTİYOR!
Doğduğu Fatih'te yüksek kiralar nedeniyle yarın oturamayacağını anlatan Prof. Önder, "Erdoğan buna engel olamıyor.
Bunların kiraları dolarla olacak artık. Bütün bunları AKP'ye yaptırdılar. AKP hizmet partisi. Ama Halka değil, emparyaliste hizmet eden partidir."
"EMPERYALİZM DİNCİLİK İSTER!"
Emperyalistlerin dinciliği istediğini belirten Önder, "Dinci ülkeyi dışarıda tutarken, bize hizmet, kölelik edin diyebiliyorlar." dedi.
Samimi islamda bu denli finansın olmadığını kaydeden Önder, AKP iktidarının bundan korkacağını söyledi. "Bu yüzden ılımlı islam vitriniyle sattılar. Aynı nedenle de Erbakan'ı tasfiye ettiler."
İMF programında bile olmayan parayı AKP'nin 2005'te ikinci seçiminde vererek, destek olduğunu söyledi.