Esra Örnek

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, önceki günlerde yandaş medya kanalında eğitim sistemi hakkında açıklamalarda bulunmuştu.  

Tekin, kız çocuklarını okula göndermeyen ailelerin 'Ben çocuğumu erkeklerle aynı okula göndermek istemiyorum' gerekçesini öne sürdü. Bu ifadelerinin ardından Tekin,  ''Şimdi benim Milli Eğitim olarak birincil hedefim ne? Kız çocuklarının okullaşması sağlamaktı. O zaman veliyi ikna etmek için biz, gerekirse kız okulları da açabilmeliyiz, veli isterse çocuğunu kız okullarına gönderebilmeli, isterse erkeklerin gittiği okullara gönderebilmeli'' dedi.

Tekin, ifadelerini ''özgürlükçü'' olmakla savunmuştu. 

TEPKİ YAĞDI
Tekin'in açıklamalarının ardından dernekler ve muhalefet partileri tepki göstermişti. Tekin'in açıklamalarını Toplumsal'a değerlendiren Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği YK üyesi Dr. Evrim Gökçe, AKP'nin karma eğitime diş bilemesinin altında yatan temel referansın ''laikliğe düşman olmaları'' olduğunu dile getirdi. 

Bakan Tekin'in ifadeleri hakkında konuşan Gökçe şunları söyledi:

AKP'nin 21 yıllık iktidarı en aklı evvellere bile öğretmiştir diye düşünüyoruz, bu iktidarın özgürlükler alanına dair bir şey söyleme ehliyeti yok. Ya da şöyle ifade edelim; ne diyorlarsa tersini anlamalıyız. Özgürlük diyorlarsa orada dayatma, refah diyorlarsa orada yoksulluk, millicilik diyorlarsa orada yurda düşmanlık var... Bu da aynı hesap. Toplumsal yaşamı kendi dünya görüşleri çerçevesinde tasarlamak, yani dinsel kurallarla belirlenen, dolayısıyla daha boyun eğen, daha itaatkar bir toplum yaratmak istiyorlar. AKP'nin karma eğitime diş bilemesinin altında yatan temel referans da bu, laikliğe düşman olmaları...

Laik eğitimin temel göstergelerinden biri karma eğitimdir. Çocuk kendini keşfeder, yetenekleriyle yüzleşir, yaratıcılığını gösterir, özgürleşir, böyle bir süreçtir eğitim. Kız ve erkek çocuklarının ayrı eğitim gördüğü tek cinsiyetli okulların toplumsal cinsiyet rollerini, dolayısıyla cinsiyet eşitsizliğini pekiştirdiğini biraz kitap karıştıran herkes görebilir. Ama tabii AKP'nin kitap karıştırmakla ilgisi yok. Bu beyler ve yanlarındaki bey gibi hanımlar okullaşmayı artırmak istiyorlarsa, işe okul açarak, zorla imam hatip yapıp öğrencisiz bıraktıkları okulları ve hatta köy okullarını geri açarak, okulda açlıktan bayılan çocukların karınlarını devlet olup da doyurarak başlayabilirler.

'EVET, ÜLKEMİZ TARİKATLAR TARAFINDAN KUŞATILMIŞ'
''Tarikatların okullara kadar ulaşabiliyor ve devlet desteğiyle var olabiliyor olması Türkiye'nin tarikatlarca kuşatıldığını gösterir mi'' sorusu üzerine Gökçe bugün Adıyaman'ın Kahta ilçesinde cenazesi düzenlenen Menzil Cemaati lideri Abdulbaki Erol'a atıfta bulunarak şu ifadeleri kullandı:

Bugün Adıyaman'da bir cenaze var. Bir tarikatın lideri ölmüş, onbinlerce insan kente akın etti. THY ek seferler düzenledi. Aynı tarikatın depremden sonra çocukları alıkoyduğu iddiası nedeniyle derneğimiz suç duyurusunda bulunmuştu. Bu konudaki tüm suç duyurularımız takipsizlikle sonuçlandı. Hatta önceki Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık hanım dedi ki, "aileleri vermiş biz karışamayız."

Görünen o ki, evet ülkemiz tarikatler tarafından kuşatılmış. Biri darbe yapınca öbür cemaate yüzlerini dönüyorlar. Yeter ki çocuklar ve kadınlar düzlüğe çıkamasın, ülke yüzünü aydınlığa dönmesin. Ama bu ülkenin en az yarısı da başka türlü bir ülke istiyor. Bunu da unutmayalım. Bu kuşatmaya teslim olmak zorunda değiliz.

'EĞİTİMİN İÇERİĞİ BÜYÜK ÖLÇÜDE DİNSELLEŞTİRİLDİ'
AKP'nin eğitimdeki düzeni değiştirmeye çalışarak tarikatlaştırmasını ''gericilik'' olarak nitelendirdi. Gökçe arka plan yatan neden hakkında ise ''Karma eğitim dediğiniz şey yalnızca eğitimle ilgili bir konu değil, AKP bunu biliyor. AKP'nin karma eğitim düşmanlığı ne toplumsal işbölümü, ne evrensel çocuk hakları ne de yaşamın olağan akışı için uygun bir yaklaşım'' ifadelerini kullandı.

Öte yandan AKP'nin uzun zamandır bu konuda çalıştığınında sinyallerini veren Gökçe ''Gericilik gerçek bir anomali... Hedefleri de, hayal ettikleri gelecekte... Kadın erkek eşitliğinin okul çağlarından itibaren kavranması, kadın ve erkeğin sağlıklı, eşit ilişkiler kurabileceği bir zeminin geliştiği yerdir okul sıraları. Düzenli aralıklarla "kadın-erkek eşitliğine inanmıyoruz" zırvalarını ortaya saçan kadrolarla dolu bir yer AKP. Nasıl karma eğitime düşman olmasınlar? Eğitimin içeriğini büyük ölçüde dinselleştiren AKP, şimdi biçimine de son imzasını atma derdinde. Kolay değil, yeni bir rejim inşa ettiler. Eğitim sistemi de elbette bu rejimlerine hizmet edecek şekilde dönüşmek zorunda'' açıklamasını yaptı. 

'AKP KADAR MUHALEFET DE SUÇLU'
Muhalefetin ve sendikaların eğitimdeki tarikatlaşma ile ilgili nasıl bir yol izlemesi gerektiğini sorduğumuz Gökçe, muhalefetin bu konuda yetersiz kaldığını ifade ederek ''Açıkçası canını seven örgütlenmeli. Evladını korumak isteyen ebeveynler, hayatta kalmak isteyen kadınlar, insanca yaşamak isteyen herkes. Kadın örgütleri yıllardır çok çabalıyor. Meclis muhalefeti içinse aynı şeyi söylemek zor. Din dersinin zorunlu olmasının, din eğitimi zorbalığının kreş düzeyine inmesinin, en nitelikli okulların imam hatip yapılmasının önüne geçmezseniz, şimdi karma eğitimi tartışmak zorunda kalırsınız. Dolayısıyla AKP kadar tüm bu gericileşme sürecini seyreden muhalefet de suçlu'' dedi.

Gökçe son olarak, ''Kendi geleceğine, sevdiklerinin geleceğine karşı sorumluluk hisseden herkes bir yerinden tutunmalı mücadeleye. Belki böylece muhalefeti de ileri çekmeyi başarabiliriz'' ifadelerini kullandı.