İtalya’nın başkenti Roma’da düzenlenen “MED Akdeniz Diyalog Forumu”nda, bölgedeki deniz yetki alanları, güvenlik sorunları ve uluslararası ilişkiler tartışıldı. Uluslararası Siyasi Çalışmalar Enstitüsü (ISPI) tarafından organize edilen ve bu yıl 10’uncusu gerçekleşen forumda, "Akdeniz'de Deniz Gücü: Küresel Etkiyi Şekillendirmek" başlıklı panel dikkat çekti. Panelde Türk Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı Koramiral Yalçın Payal, Türkiye’nin Doğu Akdeniz'deki çıkarlarını vurgulayan önemli açıklamalarda bulundu.
Türkiye’nin Kritik Öncelikleri: Deniz Yetki Alanları ve Kıbrıs Türklerinin Hakları
Panele katılan Koramiral Yalçın Payal, Doğu Akdeniz'deki deniz yetki alanlarının sınırlandırılmasında Türkiye’yi dışlayan girişimlerin kabul edilemez olduğunu belirtti. Payal, “Türkiye, bölgedeki en uzun kıyı şeridine sahip ülke olmasına rağmen, hak ettiğinden daha az bir deniz yetki alanı almaya zorlanıyor. Bu durum, uluslararası hukuka ve adalet anlayışına aykırıdır” dedi.
Kıbrıs meselesine de değinen Türk amiral, “Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Kıbrıslı Türkleri ve adanın tamamını temsil edemez. Türkiye’nin iki temel önceliği var: Deniz yetki alanlarının adil bir şekilde belirlenmesi ve Kıbrıslı Türklerin haklarının korunması” ifadelerini kullandı.
Doğu Akdeniz’de Artan Gerilim
Payal, bölgede yeni doğal gaz rezervlerinin bulunmasının gerilimleri artırdığını, bazı ülkelerin tek taraflı girişimlerinin barış çabalarını baltaladığını söyledi. Türkiye ile Libya arasında 2019’da imzalanan deniz yetki alanlarını sınırlandırma anlaşmasına da değinen Payal, “Bu anlaşma, uluslararası hukuk çerçevesinde imzalanmıştır ve BM'ye bildirilmiştir. Sorunların çözümünde objektif, bilimsel ve akılcı bir yaklaşımı savunuyoruz” diye konuştu.
Libya ve Karadeniz’de Türkiye’nin Rolü
Libya’daki Türk Deniz Gücü'nün bölgedeki dengeyi sağladığını belirten Payal, Türkiye’nin Libya’ya güçlü bir savunma desteği verdiğini vurguladı. Karadeniz'de ise Rusya'nın Ukrayna ve Gürcistan’a yönelik eylemlerine dikkat çeken Payal, “Türkiye, bu iki ülkenin toprak bütünlüğünü savunuyor ve Montrö Boğazlar Sözleşmesi, Karadeniz’deki askeri gerginliklerin önlenmesinde kritik bir rol oynuyor” dedi.
Akdeniz’de Ortaklık ve İşbirliği Vurgusu
Panelde konuşan diğer katılımcılar da bölgedeki sorunlara dikkat çekti. İtalyan Amiral Giuseppe Cavo Dragone, Akdeniz’de artan tehditlere değinerek, İran’ın vekalet savaşları ve Husilerin saldırılarının bölgedeki ticaret yollarını etkilediğini belirtti. Dragone, “İtalyan-Türk iş birliği, özellikle ortak tatbikatlar ve terörle mücadelede önemli bir rol oynuyor” dedi.
İtalyan Senatör Stefania Craxi ise Akdeniz’in kritik bir kavşakta olduğunu ifade ederek, “Ya yeni krizlerin merkezi olacak ya da barışçıl bir şekilde kalacak. Bunun için uzun vadeli stratejilere ihtiyacımız var” yorumunu yaptı.
Ürdün Üniversitesi’nden Prof. Zaid Eyadat ise Türkiye’nin bölgedeki lider deniz gücü olduğunu, Mısır ve Cezayir’in de bu alanda önemli aktörler arasında yer aldığını belirtti. Eyadat, “Akdeniz, Avrupa, Afrika ve Orta Doğu’yu birleştiren stratejik bir merkezdir. Bu nedenle küresel güçlerin de çıkar çatışmalarına sahne oluyor” de
Türkiye’nin Haklı Tavrı
Koramiral Yalçın Payal’ın açıklamaları, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki haklarını korumadaki kararlılığını bir kez daha ortaya koydu. Paneldeki diğer konuşmacılar da bölgesel iş birliğinin ve uzun vadeli stratejilerin önemine vurgu yaptı.