Kübra Karabulut/ Ankara

Milas’ın İkizköy Mahallesi’ne bağlı Akbelen’de pazartesi sabahı başlayan kesim ve kesime direnen köylülerin ve yaşam savunucuların mücadelesi devam ediyor. İki yıldır Akbelen’de süren mücadelede hukuki süreçler başlatılmış olmasına rağmen ne dava sonuçlandı ne yürütmeyi durdurma kararı çıktı.

CHP Milletvekili Cumhur Uzun, “Akbelen’de kömür havzasında olduğu için kesilmek istenen çam ağaçları var. Bu ağaçların kesilmemesi için orada nöbet tutan ve direnen yaşam gönüllüleri, ekoloji gönüllüleri var. Bunlar orada yatıp kalkıyor. İki yıldır bu süreç devam ediyor. Bir kısım hukuki gelişmelerle destekleniyor bu süreç ama iki yıldır Akbelen’deler” sözleriyle mücadelenin nasıl bağladığını ifade etti.

CHP’li Uzun, Pazartesi sabaha karşı başlayan kesimi ve yaşananları şu şekilde açıkladı:

Pazartesi itibariyle idarenin müdahale, kesim yapma konusunda karar almış olduğunu gördük. Bununla ilgili çok sayıda polis, jandarma ve ekipmanlarıyla birlikte, TOMA’larla oraya gelmişler ve bunun için de orada toplanarak bir mukavemet oluşumunu engellemek için de 05.30 saati seçilmiş. 05.30 saati de takdir edersiniz ki insanların uykuda oldukları ya da birine erişimin en güç olduğu saatler. Bu saatler özellikle seçilmiş ve bu saatlerde bir şey daha seçilmiş: O da bu saatlerde olası bir internet üzeri, telekomünikasyon üzeri haberleşmeyi ve orada çok sayıda kişinin toplanma ihtimalini bertaraf etmek için jammerla ve interneti de hangi teknik yöntemle yapılıyorsa daraltma işlemi, etkinsizleştirme işlemini de aynı anda uygulamışlar ve dolayısıyla haberleşmeyi kısıp orada birlik olmanın önüne geçmek istemişler ve bunu da kendi açılarından kısmen başarmışlar.

Çok sınırlı sayıda haber verilmiş ve bu nedenle de bunu düşünenler yapmak istediklerini gerçekleştirmişler. Köylüyü ve oradaki yaşam gönüllülerini sahaya sokmamak suretiyle fiili bir etki sağlayarak rahatlıkla ve hızla kesim yapılmasına olanak sağlamışlar. Bizim haberimiz olduğu anda biz de bölgeye intikal ettik. Biz bölgeye gitmeden önce orada bir arbede yaşanmış. Polis su ve biber gazı sıkmak suretiyle müdahale etmiş. O esnada 7 kişi karakola götürülmüş. Ancak bu kişilerin adli işlemleri yapılıp serbest bırakıldılar.

Biz bölgeye ulaştıktan sonra olup biteni kamuoyuna duyurduk. Bizim de girişimize engel olmaya çalıştılar. Biz milletin vekilleri olduğumuzu, orada olup biteni kendi gözümüzle görüp bunu millete aktaracağımızı, bunu engellemeye kimsenin gücünün yetmeyeceğini, gücü yetecek olan varsa onun buraya gelmesini istedik. Böyle bir kararlı duruştan sonra, birtakım telefonlaşmalar yaptılar ve sonra buyurun dediler.

Bölgeye girdiğimizde genç orman ağaçlarının, çam ağaçlarının, kesilmiş olduğunu, üzerlerinin hafriyatlarla kapatıldığını ya da kömür havzası açmakta olduklarını, kazmaya başladıklarını gördük.

Bundan sonraki günlerde ne yaşanabileceğine ilişkin bir fikir yürütmenin pek mümkün olmadığını belirten Uzun, “Bundan sonraki günlerde de bu yaşanabilir mi? Elbette yaşanabilir, süreç hala devam ediyor” dedi.

AKBELEN'DEKİ TAHRİBAT DRONE ÇEKİMİ SONUCU GÖRÜLEBİLİR
Dün sabah olağanüstü toplanan TBMM Genel Kurulu’na gelip hızla tekrar bölgeye döndüklerini ifade eden Uzun, ne kadar ağacın kesildiğini bilmenin güç olduğunu söyledi.

Uzun, Akbelen’deki ağaç katliamına ilişkin şu ifadeleri kullandı:

Kocaman ormanın içinde farklı alanlarda kesim yapılmış. Net sayıya ulaşmak için kesim öncesi ve kesim sonrası drone ile çekim yaparak tahribatı görmek mümkün olabilir. Bu sebeple sayı veremem ama 3-5 ağaç demek mümkün değil. ‘Kesim devam eder mi, ne zaman olur?’ gibi soruların cevapları tamamen idarede.

Şu an hukuken bir engel ellerinde yok çünkü yürütmeyi durdurma kararı yok, her ne kadar dava varsa da… Biz isterdik ki yürütmeyi durdurma kararı olmasa da dava bitene kadar beklenilsin. Beklenilsin ki davada olumlu sonuç çıkarsa bu ağaçlar boşuna kesilmiş olmasın. Çünkü bu ağaçları yerine koyma şansımız yok, bu tür haller içinde yürütmeyi durdurma kararı varmış gibi davranmak sorumlu idarenin ödevidir, hukuka saygılı insanın ödevidir ama bu memlekette ara ki bulasınız.