Gezi davası tutuklu Hatay Milletvekili Can Atalay için 210 basın emekçisi, yayımladıkları ortak çağrı metni ile Yargıtay’ı Anayasa’ya uymaya çağırdı.

Türkiye İşçi Partisi Hatay Milletvekili Can Atalay, 25 Mayıs'ta İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılan karar duruşmasında, 'Türkiye Cumhuriyeti’ni ortadan kaldırmaya teşebbüs suçuna yardım' suçundan 18 yıl hapisle cezalandırılmasına çarptırılmış ve aynı gün tutuklanarak Marmara Cezaevi'ne gönderilmişti. 

25 Mayıs tarihinde avukatları tarafından mazbatası alınan Atalay için özgürlük çağrısı yapılmış fakat Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ''Gezi Davası Anayasa'nın 14'üncü maddesindeki dokunulmazlık kapsamı dışında" demişti.

BASIN EMEKÇİLERİNDEN TOPLU İMZA
Yargıtay'a Anayasa'ya uyması için çağrı yapan 210 basın emekçisi ortak açıklama yayınladı. Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Basın-İş Genel Başkanı Faruk Eren ve Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Başkanı Gökhan Durmuş da imzacıları arasında yer aldı.

Açıklamanın tam metni şu şekilde:

ANAYASA UYGULANSIN, CAN ATALAY DERHAL TAHLİYE EDİLSİN!

14 Mayıs 2023 tarihinde yapılan Milletvekilliği Genel Seçimi’nin ardından Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) 28. döneminde görev alacak isimler Meclis Genel Kurulu'nda yemin ederek görevine başlarken, Türkiye İşçi Partisi’nden (TİP) Hatay Milletvekili seçilen Can Atalay ise cezaevinden keyfi bir şekilde tahliye edilmedi ve görevine başlayamayan tek milletvekili oldu. Avukatları aracılığıyla milletvekili mazbatasını alan, TBMM’de milletvekili olarak kaydı yapılan Atalay’ın tahliye edilmesi için Yargıtay’a başvuru yapıldı ancak Atalay, keyfi ve hukuksuz şekilde hala cezaevinde tutuluyor.

Anayasa’nın 83. Maddesi açıktır: 

“Seçimden önce veya sonra bir suç işlediği ileri sürülen bir milletvekili, Meclisin kararı olmadıkça tutulamaz, sorguya çekilemez, tutuklanamaz ve yargılanamaz.” 

Yargıtay, Anayasa’nın emrettiği hükmü keyfi şekilde uygulamamaktadır. Can Atalay’ın tutukluluk hâlinin devamı, Hatay halkının iradesinin gasbedilmesidir. Anayasa’ya aykırı olan bu durumda, kişi hürriyeti ve güvenliği engellenmekte olup, aynı zamanda da seçmenlerin temsil edilme hakları ihlal edilmektedir. 

Bu keyfi hukuksuzluk, gazetecilere yönelik her türlü engelleme, baskı, şiddet ve tutuklamada da kendini tekrar tekrar göstermektedir. Anayasa’yla güvence altına alınan hakların hukuksuz şekilde engellenmesi ve ihlal edilmesi, aynı zamanda basın özgürlüğü için de bir tehdit oluşturmaktadır. Basın emekçileri olarak, hukuksuzluğa bir bütün olarak karşı çıkıyor; halkın haber alma özgürlüğü kadar, seçme ve seçilme hakkı ile temsiliyet hakkına da sahip çıkıyoruz.

Seçilmiş bir milletvekili olarak Can Atalay’ın yasama faaliyetlerine katılmasının önündeki engellerin kaldırılmasını, T.C. Anayasası ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ile koruma altında olan seçme ve seçilme hakkının gözetilerek Anayasa’nın açık hükmünün derhal yerine getirilmesini bekliyoruz.