"Pınar Sabancı ile Merak Ediyorum" serisinin bu haftaki konuğu, ünlü komedyen ve içerik üreticisi Yasemin Sakallıoğlu oldu.Programda samimi açıklamalarda bulunan Sakallıoğlu, hayatına dair çarpıcı ve duygusal açıklamalarda bulundu.
"Unutmak İstediğim Çok Şey Var"
Hayatta her şeyi unutmak istiyorum, bir tek yemeklerimi unutmamışım. Dost kazıkları da dahil, yediklerimi asla unutmam, ama onun dışında unutmak istediğim çok şey var.
"Asıl Hastalar, Terapiye Gitmeyenlerdir"
2 yıldır terapi alıyorum ve terapi gerçekten muhteşem bir şeymiş. Hatta şuna kanaat getirdim: Asıl hastalar, terapiye gitmeyenlerdir. İnsan kendini her zaman iyileştiremiyor. Yani, bazen farklı bir sese, farklı bir kimyaya ihtiyaç duyuluyor.
"Sevildiğimi Küserek Anlamaya Çalıştım"
Babam çok küserdi, yani anneme küserdi, 3 gün odadan çıkmazdı, yemek yemezdi. Biz babama zorla yemek yedirirdik. Babamın o duygusal tarafı bana geçmişti ve ben de eşimle küsüyordum, aynı babam gibi davranıyordum. Hatta bir keresinde odadan çıkmadım, eşim beni odadan çıkartmak için kapının önüne telefonundan Ajdar’ın "Ajdar Ajdar Ajdar" diye bağırdığı bir şarkıyı koydu. O şarkı yaklaşık 30 kere üst üste çaldı. Bendeki inada bak, çıkmadım odadan ve sonra Burak gelip o telefonu aldı, dayanamadı. Sanki ilişkimde sevildiğimi bu şekilde anlamaya çalışıyordum.
"İnsanların Bir Sevme Limiti Var"
Bir gün babama neden bu kadar küstüğünü sordum. O da annesinden öğrenmiş meğer. Peki, dedim, "Babaannem niye küserdi?" diye sordum, "Gücünün yetmediği her şeye küserdi," dedi. Bu cevap bana o kadar dokundu ki, ondan sonra ben de dedim ki, konuşmaya cesaretin olduğu hiçbir şey seni küstüremez artık."Ben konuşacağım, arkadaşımla da, sevgilimle de, eşimle de konuşacağım. Çünkü hayatta şunu öğrendim: İnsanların bir sevme limiti var ve inan bana, o seninle alakalı değil. Sen yanlış da yapsan seni seviyor, doğru da yapsan seni seviyor. Ultra bir şeyleri alttan almakla daha çok sevilmiyorsun. Bunu öğrendikten sonra, artık çatır çatır kavgamı ediyorum. Gerçekten sevilip sevilmediğini, bir insanın seni gerçekten kazanıp kazanmak istemediğini zaten onunla gerçekleri konuştuğunda görüyorsun.
"Yakışıklı Erkeğin Yanında 5 Dakika Oturamam"
Tek başına güzellik yeterli bir şey değil, bu erkek için de geçerli. Bu arada, erkek çok yakışıklı olur, oturur buraya, kafası çalışmaz, 5 dakika bile duramam yanında. Bana ne katacaksın? İnsanın bana bir şey katması lazım. Yanımda otururken ondan bir şey öğrenmeliyim, beni hayrete düşürmeli, merak etmeliyim.
"Bizim Ailede Kız Evlat Çok Değersizdi"
Ben öyle bir hayal kurardım ki kafamda; bana o kadar işlenmişti ki evlilik ve çocuk baskısı. Hatta 11 yaşındaki doğum günü partimi hatırlıyorum, komşularımız hep altılı yemek takımı, borcam falan getirmişti. Çünkü annem hep onlardan onları istemiş. Hani siz oyuncak almayın çeyizlik eşya alın. Annem çok buraya endeksliydi; "Evlen, ayaklarının üzerinde dur diyordu. Ayaklarının üzerinde durmakla evlenmek arasında bir bağlantı kurmuştu. Kafamda da şöyle hayallerim vardı: 18 yaşında evleneceğim, 19'da hamile kalacağım, 20'de oğlumu doğuracağım ve 40 yaşında oğlum askere gidecek. Sürekli buna odaklanıyordum. Ne yazık ki bizim ailede kız evlat o kadar değersizdi ki, hep erkek evlat hayal ettim. Ama terapiye gitmeye başladıkça, ilginç bir şekilde kız evlat istemeye başladım. Çok enteresan, bunu tarif edemiyorum ama artık çok kızım olmasını istiyorum. Onunla arkadaşlık kurmayı, paylaşım içinde olmayı istiyorum.
Haber/ Elif Garip