Ankara’da Başbakanlık Osmanlı Arşivleri’nde milyonlarca belge yer almaktadır. Ancak Sultan Vahdettin’le ilgili tek bir siyasi belge bulunmamaktadır.
Peki, bu belgelere ne olmuştur?
Vahdettin, İngiliz savaş gemisiyle İstanbul’dan kaçmadan önceki gününü Yıldız Sarayı’nın Merasim Köşkü’nde geçirir. Gecenin neredeyse tamamını evrak imhasıyla geçirmiştir. Vahdettin, Doktor Reşat Paşa ve üçüncü muhasebeci Hayrettin Ağa’yla beraber tomar tomar evrak yakmıştı şöminede.
Sultan Vahdettin, devletin önemli belgelerinin bir bölümünü, hiç kuşkusuz kendisiyle ilgili olanları, İstanbul’dan kaçmadan hemen önce yakarak yok ediyor. Yakamadıklarını ise beraberinde San Remo’ya götürüyor. Orada yeğeni Sami Bey’le oturup geri kalan devlet belgelerini şöminede yakıyorlar!
Bir padişah, devletin önemli belgelerini niçin yakıp yok eder?
Kaldı ki, Vahdettin sonraları yaptığı tüm konuşmalarda ve yazışmalarda İstanbul’dan kaçmadığını, bir süre sonra tekrar dönüp tahtına yeniden döneceğini ısrarla söylemiştir.
Öyleyse soralım:
Bir süreliğine başkentten ayrılan, dönüp yeniden tahtına oturacağı haberini yayan bir padişah, neden devletin önemli belgelerini yakarak yok eder?
Sultan Vahdettin, İngiliz savaş gemisiyle İstanbul’dan kaçmadan önce bu belgeleri yakarak yok ettiğini kendisi itiraf etmiştir!
Bu itirafı Vahdettin’in kendisi söylüyor, kızı Sabiha Sultan’a San Remo’dan 11 Haziran 1923’te gönderdiği mektupta bazı belgelerden söz ediyor ve “Ben İstanbul’dan çıkmadan önce bu gibi evrakı tamamıyla mahvettim” diyordu.
San Remo yıllarını bilip hatırlayanlar da Sultan Vahdettin’in Villa Nobel’de ablası Mediha Sultan’ın oğlu Sami Bey’le beraber bazı belgeleri şöminede yaktığını anlatıyorlar.
Öyleyse bir kez daha soralım:
Bir padişah, devletin önemli belgelerini niçin yakıp yok eder?