Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, Fatih Altaylı'nın YouTube programına konuk oldu.
"Devlet Bahçeli'nin Öcalan çağrısı hakkında ne düşünüyorsunuz?"
Altaylının sorusuna Özdağ,
Öncelikle meselenin arka planını geçen yıldan itibaren yakından takip ettiğim için çok şaşırdığımı söylemem mümkün değil. Çünkü geçen yıl Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) meclis grubunda, "Amerika Birleşik Devletleri Irak'ı böldü, Suriye'yi böldü, sıra İran'a geliyor, İran'dan sonra da Türkiye'ye yönelecek" şeklinde bir anlatı geliştirildiğini biliyorum. Ayrıca, daha önce "Kürtlerle bir barış süreci gerçekleştirilmeli" söyleminin de partide dile getirildiğini hatırlıyorum.
Tabii, Devlet Bahçeli'nin 24 Mayıs 2023'te yaptığı çok önemli açıklama da aklımızda. Bahçeli, "Önümüzdeki süreçte çok şey değişecek, inşallah Türkiye değişmez" demişti. Bu açıklama, Türkiye'yi değiştirecek ve parçalanma tehlikesiyle karşı karşıya getirecek bir projeyle ilgiliydi. Bahçeli'nin bu projeye direnmediği, aksine kabul ettiği ve bunu kamuoyuna açıklarken "Türkiye değişmesin, inşallah Türkiye parçalanmaz" demek istediği anlaşılıyor.
Tabii ki, siyasetçi olarak bizim görevimiz, "İnşallah" demek değil; Türkiye'nin refahı, mutluluğu ve güçlü bir Türkiye için mücadele etmektir." yanıtını verdi.
"Türkiye'ye yönelik tehdit var mı, İsrail Türkiye'ye saldırır mı?"
İsrail'le ilişkiler devam ediyor
Esasen, İsrail'in Irak'taki faaliyetleri, Kürdistan'daki faaliyetleri zaten bilinen bir durumdur. Bu faaliyetler, Türkiye'nin toprak bütünlüğünü hedef alıyor, bu çok net. Ancak, bunun için İsrail ordusunun Türkiye'ye saldırmasına gerek yok. Buna rağmen, söylemsel düzeyde İsrail'e çok sert eleştirilerde bulunan ve her gün İsrail'e küfreden Recep Tayyip Erdoğan, İsrail'e yönelik herhangi bir ciddi yaptırım politikasını uyguluyor mu? Hayır. İsrail ile olan ihracat ilişkisi devam ediyor. Daha, yeni Mersin'deydim ve İsrail'e mal götüren kaptanlarla konuştum.
Bunlar hep küçük düşüncelerin ürünü
Bırakın millet Starbucks'ta kahvesini içsin kardeşim, Bizim aklımızla alay etmeyin, bizim aklımızla da dalga geçmeyin. Siz başka bir yerde başka bir kafe açacaksınız, asıl dertleri İsrail değil. O kafeyi ön plana çıkartmak için bunu yapıyorlar. Bunlar hep küçük düşüncelerin ürünü. Çünkü bu kadar basit, İsrail'le ilişkiler devam ediyor. Bakın, Savunma Bakanlığı ve birçok Bakanlığın siber korumasını bir İsrail şirketi sağlıyor. Bu İsrail şirketi aynı zamanda İsrail ordusuna da hizmet veriyor.
"İhraç edilen teğmenler ile ilgili partisinin ne düşünyorsunuz?"
Bu kesinlikle Türk milliyetçiliği değildir
Bakın, burada da Devlet Bahçeli'yi unutmamak lazım. Milliyetçi Hareket Partisi'nin üç farklı yetkilisinden, teğmenleri destekleyen açıklamalar geldikten sonra Devlet Bahçeli, teğmenleri mahkum eden ilk açıklamayı yaptı. Ardından, Recep Tayyip Erdoğan'dan da benzer bir açıklama geldi. Yani, Abdullah Öcalan'ı affettirip, mecliste konuşturmak için çaba gösteren Bahçeli, üç haftadır bu görüşün arkasında olduğunu açıklayan Bahçeli, "Mustafa Kemal'in askeriyiz" diyen teğmenlerin cezalandırılmasını isteyen Bahçeli'dir. Peki, bu nasıl bir Türk milliyetçiliğidir? Bu, kesinlikle Türk milliyetçiliği değildir.
"Kayyum meselesi hakkında ne düşünüyorsunuz?"
Ahmet Özel'in aday olmaması için özellikle çalıştım
Şimdi, kayyum meselesinde de Devlet Bahçeli ile Erdoğan arasında bir mutabakat oluştu. Evet, bu, Öcalan'la ilgili yapılan açıklamanın bir parçası. Bir taraftan Öcalan'ı çıkarma, affetme ve siyasete döndürme sürecinden bahsederken, diğer taraftan DEM ve PKK üzerinde baskı uygulayarak, oyun bozanları hizaya getirme çalışması yapıldığını görüyorum. Abdullah Öcalan'ın bu süreçten çok memnun olduğundan eminim çünkü burada bir anlaşma yapılmış durumda ve bu anlaşmanın yaşama geçirilmesi için oyun bozacak olanlara da göz dağı veriliyor.. Benim bildiğim kadarıyla bu süreç devam edecek, yani yeni kayyumlar atanacak. Hatta AKP'li yazarlar, 27 kayyum daha atanacağını söylüyorlar.
Bu arada, Esenyurt'a seçim öncesinde üç defa gittim ve Ahmet Özel'in atanmaması, aday olmaması ve aday olduktan sonra seçilmemesi için özellikle çalıştım. Çünkü ben, terörle ve anti-terör politikalarıyla yıllardan beri ilgilenen, bu konuda akademik çalışmalar yapan biriyim. Ahmet Özel’in de bu sürecin bir parçası olduğunu, aslında Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet Halk Partisi'nin yanında olmadığını, HDP'li olduğunu ve Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet’le kavgalı olduğunu Esenyurt’ta anlatmaya çalıştım. Savcılık belgesini okudum, orada bir PKK'lı ailenin çocuklarından "memlekete hayırlı çocuklar" olarak bahsediliyordu. Bu, aslında onun ait olduğu siyasal zihniyeti gösteriyor. Yani, eğer PKK'lıysanız ve Türk ordusuna karşı terör eylemleri gerçekleştiriyorsanız, makul ve müspet bir adam olduğunuz anlamına geliyordur. Adam bunu inkar etmiyor, hatta bunun için roman bile yazmış.
Peki, mesele şu: Cumhuriyet Halk Partisi, böyle bir adamı neden aday gösterdi?
Haber/ Elif Garip