Gündem

Ülkücü cinayetini Kılıçdaroğlu çözecek

Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Halk TV’de Lider Masası programında Bengü Şap Babaeker ve İsmail Küçükkaya’nın sorularını yanıtladı. Kılıçdaroğlu şunları söyledi:

“BİR AKADEMİSYEN ŞEHRİN ORTASINDA VURULUYOR KİMSENİN KILI KIPIRDAMIYOR”

Açıkça konuşmak lazım ben bu iktidara güvenmiyorum. Çünkü Ankara’nın göbeğinde, Ankara’nın ortasında Sinan Ateş katledildi. Hiç kimsenin doğru dürüst sesi çıkmadı. İktidar sahipleri hiç konuşmadı, saray bütün sessizliğini hala korudu ve korumaya devam ediyor. Bu cinayetin aydınlatılması lazım dolayısıyla polisin aldığı tutanakları, tuttuğu tutanakları savcının istemi üzerine savcılığa göndermesi lazım. Savcı soruşturmasını yapıyor. Toplum büyük bir dikkatle izliyor bunu biz de sonuçta insan olarak da siyasi parti olarak da yakından izliyoruz. Olayı örtmeye çalışacaklar, başka yerlere çekmeye çalışacaklar. Aileye söz verdim. ‘Bu bizim için bir namus meselesidir’ dedim ve biz bu olay çözülünceye kadar, gerçek failler ortaya çıkarılıp, tutuklanıncaya kadar, gerekli cezaları alıncaya kadar biz bu işin takipçisi olacağız. Bu bir insani görevdir, bu aynı zamanda Türkiye’de artık demokrasinin gelmesi, farklı düşünenlerin katledilmemesi, zaman zaman çatışmalar olabilir düşünsel olarak ama bunun, al eline silahı git bunu vur, sokağın ortasında öldür, ondan sonra elini kolunu sallayarak gez. Siyasi iktidar sesini çıkarmasın, bir kişinin burnu kanadığı zaman kıyameti koparıyorlar, bir akademisyen şehrin ortasında vuruluyor kimsenin kılı kıpırdamıyor. Üstelik bir kişi, MHP milletvekilinin evinde teslim etmek istemiyor. Siz o sanığı hangi gerekçeyle evinizde tutuyorsunuz? Hangi gerekçeyle polise vermemek için çaba harcıyorsunuz? Bunlar sorulmayacak mı, bunlar sorulacak az kaldı.

“BU OLAYI BÜTÜN AYRINTILARIYLA YAZIN, DAVANIZI AÇIN. BİZLER DE TAKİPÇİ OLACAĞIZ VE ONLARIN AYNI ZAMANDA GÜVENCESİ OLACAĞIZ”

Eğer siz bir ülkeye adaleti getiremezseniz hiçbir şeyi getiremezseniz. Vurulan kişi kim olursa olsun. Yani rahmetli Sinan Ateş de vuruldu ama bir başkası da olabilirdi. Siz devlet olarak bu tür bir olaya asla izin veremezsiniz. Adaleti sağlamak zorundasınız, bu işi yapanlar hangi gerekçeyle yapıldı, arkasında hangi meseleler vardı. Bütün bunlar bütün çıplaklığıyla araştırılması, soruşturulması ve kamuoyuna sunulması gerekiyor. Siz olayı kapatıyorsunuz, olayı örtüyorsunuz. Neden? Güç başka bir yerde, güç yargıya baskı yapıyor, savcının üzerine baskı yapıyor, polislere baskı yapıyor. Buradan polislere de savcı arkadaşlara da hepsine söylüyorum. Cesaretli olun, yürekli olun, hiç endişe etmeyin bu olayı aslında onlar bütün ayrıntıları biliyorlar. Bu olayı bütün ayrıntılarıyla yazın, davanızı açın. Bizler de takipçi olacağız ve onların aynı zamanda güvencesi olacağız.

“SİZ TUTTUĞUNUZ TUTANAĞI İMHA EDİYORSANIZ BU ÇOK BÜYÜK BİR SUÇTUR”

(Polis tutanağının imha edildiği iddialarıyla ilgili) Tutanağı tutanlar da hayatta eğer varsa imha, imha edenler de hayatta. Asla, delil kararttığınız andan itibaren katliamı ve katilleri koruyorsunuz demektir. Bir kamu görevlisi katilleri korumaz tam tersine katilleri yakalayıp yargının önüne çıkarır, savcının önüne çıkarır. Umarım böyle bir şey yoktur. Çünkü devlette bir şey kaybolmaz. Varsa bir tutanak alınır, bir yerde tutulur. Siz tuttuğunuz tutanağı imha ediyorsanız bu çok büyük bir suçtur. Dediğim gibi tutanağı tutanlar hayatta, tutanağı imha edenler de hayatta, bütün ayrıntılarıyla ortaya çıkar. Çünkü şundan eminim bu ülkede polis eğer bir tutanak tutmuşsa o tutanak o polisin namusudur. Onlar geleceklerdir, söyleyeceklerdir. Hangi gerekçeyle, nasıl tutanağı tuttukları, tutanaklarda nelerin olduğunu anlatacaklardır tabii.

“SİNAN ATEŞ, TÜRKİYE’NİN YETİŞTİRDİĞİ DEĞERLİ BİR AKADEMİSYEN. SİZ BUNU NASIL YOK EDEBİLİRSİNİZ? BEN SÖZ VERDİM KENDİSİNE, BU OLAYI AYDINLATACAĞIZ”

Mersin’de de benzer bir olay yaşandı. Mersin olayıyla bağlantılı bu ve ikisinin beraber ele alınıp çözülmesi ve sorgulanması gerekiyor. Biz bunların hepsini biliyoruz. Biliyoruz ama bekliyoruz. Yani savcı bakalım ne yapacak… Delilleri toplayacak, biz hepsini bütün ayrıntıları bizim hukukçu arkadaşlarımız var, temas ettiğimiz kişiler var, oturup konuştuğumuz kişiler var. Ayşe Hanım adalet istiyor. Geldi gerçekten, gözleri yaş doldu, ağladı. Sonuçta kendisini teselli ettim. Adalet istiyor. ‘Ankara’nın ortasında eşim katledildi’ diyor. Çocukları var, babasız kaldı. Şimdi bir anneyi düşünebiliyor musunuz? Hangi gerekçeyle katledildi? Bir akademisyen, bir bilim insanı çalışıyor, sevilen sayılan bir insan, ülkücü dünyanın çok sevdiği çok saydığı bir insan, tam tersine olaylara karışmak gibi değil tam tersine ülkücü camianın dünyanın gelişmesini, dünyadaki büyümeyi, gelişmeyi, teknolojiyi araştıran, sorgulayan, ‘acaba biz nasıl bir perspektifle Türkiye’yi daha ileriye götürebiliriz?’ diye düşünen, arkadaşlarıyla da konuştum, böyle bir kişi… Yetenekli bir kişi, siz bir yeteneği yok ediyorsunuz. Sinan Ateş, Türkiye’nin yetiştirdiği değerli bir akademisyen, bir yetenek aynı zamanda siz bunu nasıl yok edebilirsiniz? Ben söz verdim kendisine, bu olayı aydınlatacağız.

ANKA

{ "vars": { "account": "G-9KFVFXJPJ" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }