CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Bursa ziyareti kapsamında, Gemlik Belediyesi’ni ziyaret etti. Gemlik Belediye Başkanı Şükrü Deviren ile belediye binasındaki makamında görüşen Özel, ardından belediye binası önünde kendisini bekleyen yurttaşlara seslendi.

Özel'in konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

Gemlik’te yüzde 51 oy oranıyla Şükrü Başkan'ı ve yüzde 47 oy oranıyla Mustafa Bozbey’i oylarınızla görevlendirdiniz. Gemlik, fay hatlarının üzerinde ve Gemlik Belediyesi’nin birinci gündemi kentsel dönüşüm. Gemlik’te kentsel dönüşüm konusu kadar hayati bir mesele yok. Deprem aslında bize sürekli kendini hatırlatıyor. Ama maalesef belli bir süre sonra unutuyoruz. Şahıslar unutabilir ancak kamu yöneticileri, belediye başkanları ve iktidar sahipleri, hükümetler devlet unutamaz. Ben, seçildikten sonra bunu birinci gündem maddesi olarak gören Şükrü Başkan'ıma yürekten teşekkür ediyorum, tüm çabalarını sonuna kadar destekliyorum.

'HİZMET YAPTIRMAYACAĞIZ’ DERKEN DEPREMİN KARŞISINDA BU MİLLETİ ÇARESİZ BIRAKMAYIN

Kentsel dönüşüm bir belediye başkanının belediyenin kıt imkanlarıyla başaracağı bir iş değildir. Bunun için genel yönetimin doğru kanuni düzenlemeler yapması ve uzun vadeli, faizsiz ya da çok düşük faizli kredilerle ve kamu destekleriyle kolaylaştırıcı bir rol oynaması lazım. Yurt dışından bulduğumuz yabancı kredileri dahi onaylamıyorlar. Onaylasa, dışarıdan alınan kaynakla bir mahalle depreme dayanıklı güçlü evlere, sosyal donatı alanlarına, güvenli okullara, güvenli camilere kavuşacak. Diyorlar ki ‘CHP’ye bunu yaptırmayalım.’ Buradan Sayın Erdoğan’a sesleniyorum; başta kentsel dönüşüm olmak üzere, belediyelerimizin yurt dışından, Dünya Bankası’ndan, çok uluslu yapılardan bulduğu ya da kendi gayretleriyle finans şirketlerinden, bankalardan bulduğu kredileri onaylamamazlık yapmayın. Hizmeti engellemeye, ‘hizmet yaptırmayacağız’ derken depremin karşısında bu milleti çaresiz bırakmaya bile yeltenecek bir kalpsizlik yapmayın. Bu işleri bırakın. Partizanlık yapmayın. Milletin karşısında değil, yanında yer alın.

‘İNSANLARIN EVİNİ ÜSTÜNE YIKILDIKTAN SONRA YAPMAYA UĞRAŞMAK YERİNE, DEPREMDEN ÖNCE YAPILMASINA İZİN VER’

Buradan, Tayyip Erdoğan’a sesleniyoruz; ‘Bir yılda yapacağım’ deyip yapamadığın deprem konutlarını üç yılda yapacağına, bu durumla karşı karşıya kalacağına evler sağlam değil ama vakit varken şu kredileri onayla. Kentsel dönüşüme destek kanunlarını çıkar. Uygun faizli kredileri çıkar. İnsanların evini üstüne yıkıldıktan sonra yapmaya uğraşmak yerine, depremden önce yapılmasına izin ver. Bunun için Gemlik Belediyemizin çabalarını görüyoruz, destekliyoruz. Buradan bütün Bursa ve Türkiye kamuoyuna, hükümeti kentsel dönüşüm konusunda birincisi samimi olmaya, ikincisi gayretli olmaya, üçüncüsü bu işi parti işine dönüştürmemeye davet ediyorum. Bir apartman çökünce, Azrail gelince AKP’li, CHP’li ayırıyor mu? O zaman sen de ayırmayacaksın. Ben bu kalpsizliği milletimize şikayet ediyorum. Kentsel dönüşümde elimizi kolumuzu bağlamaya çalışan Sayın Erdoğan’a bir kez daha Gemlik’ten ‘Bunu yapma. Bu milletin sesini duy artık’ diyorum.

‘TEMMUZ AYI ANKETLERİNDE, CHP YEDİ PUAN FARKLA BİRİNCİ PARTİ ÇIKTI’

31 Mart’tan bugüne tüm anketlerde birinci partiydik. Dün ve evvelsi gün, üç anket firması temmuz anketlerini yayınladılar. Dün üç büyük anket firmasının temmuz ayı anketlerinde CHP yeniden birinci parti çıktı ama bu sefer birinde dört buçuk, birinde beş buçuk, birinde yedi puan farkla birinci parti çıktı.

‘ONLAR ANKETLERDE HER AY BİR PUAN DÜŞERKEN HALKIN KAVGASINI VEREN CHP, HER GÜN İLERİYE GİDİYOR’

Tayyip Bey kavga istiyor ya yardımcısı, ittifak ortağı Devlet Bey kavga istiyor ya ben onunla kavga edeceğim, ‘Cambaza bak’ diyecekler. Siz kavgaya bakarken maaşlardan 5 kilo kıymayı alacaklar, hesap bu. O yüzden ben onlarla kavga yaparsam, onların istediği kimlik siyaseti üzerinden, belirledikleri gündemler üzerinden değil; emeklinin maaşı üzerinden kavga yapacağım. O yüzden millet, boş yere kavga çıkaranlarla kendi kavgasını verenleri ayırıyor. Onlar her ay bir puan düşerken halkın kavgasını veren CHP, her geçen gün ileriye gidiyor.

‘TAYYİP BEY KARAR VERMİŞ, ‘BELEDİYE BAŞKANLARININ ELİNİ, KOLUNU BAĞLAMAM LAZIM’

Tayyip Bey’in partisi 22 yıl sonra, CHP’nin yedi puan gerisine düşünce düşündü, taşındı ‘Bu niye oluyor’ diye. ‘Bunun belediye başkanları çalışkan. Bizimkiler gibi değil’ diyor Tayyip Bey. Alinur Aktaş gibi bir Belediye Başkanı seçmediniz siz. Mustafa Bozbey gibi bir Belediye Başkanı var. Arı gibi maşallah. Millet diyor ki ‘Belediyeyi bunlar bu kadar iyi yönetiyorsa verelim, Türkiye'yi de yönetsin. Çalmak yok, çırpmak yok, hizmet var, çalışkanlık var.’ O zaman Tayyip Bey karar vermiş. ‘Ne yapacağım? Özgür Özel'e saldıracağım, kavga çıkaracağım. Dikkati dağıtacağım.’ Eski sistem gitmek istiyor. ‘Kavga kıyamet gidelim. Millet yokluğu, yoksulluğu, işsizliği, açtığı, sefaleti, enflasyonu, hayat pahalılığını konuşmasın. Bir de bu belediye başkanlarının elini, kolunu bağlamam lazım.’ Nasıl bağlayacaksın? ‘Sosyal Güvenlik Kurumu'na (SGK) borçları varmış belediyelerin. O belediyelerin borçlarını faizleriyle tahsil edeceğim.’

‘4 MİLYAR LİRAYI MUSTAFA BOZBEY BORÇLANMADI Kİ, ÖNCEKİ DÖNEM AKP BELEDİYESİ BORÇLANDI’

Biraz önce yine konuşmuş, diyor ki ‘SGK'ya en borçlu beş belediye CHP’li. 96 altı milyon lira borcun 68’i CHP'ye ait.’ Zaten belediyelerin nüfus olarak 65’i bizde. Ekonomi olarak yüzde 80’i bizde. Bundan üç-dört ay öncesine kadar Alinur Aktaş ‘Hesabı ödemeyeceğim. Mustafa Bozbey gelecek, o ödeyecek’ demiş. Bu rakamların içinde AK Parti'den aldığımız bütün belediyelerin ödemediği SGK primleri var. Devlet eliyle yalan atıyorlar hem SGK'da hem vergide. Bakın, dün TRT haber yaptı, diyor ki ‘Bursa'nın SGK'ya borcu 4 milyar. Borcunu ödemiyor.’ Bu parayı Mustafa Bozbey borçlanmadı ki, bu parayı önceki dönem AKP belediyesi borçlandı. Ey TRT, ne zaman AK Parti’nin belediyelerin çoğu elindeyken sen SGK'nın borçlarının tahsilatını haber yaptın da bugün yapıyorsun? İkincisi eğer 4 milyar borç varsa evvelsi gün haber yapmıştın, ilgili Bakan açıklamış borçlu beş belediyeyi, ‘Birincisi Ankara 5 milyar, ikincisi İstanbul 3 milyar’ diyor. Bu Bursa’nın 4 milyar var da neden koymadın listeye? Demek ki bir günden bir güne dedikleri tutmuyor.

‘ŞİMDİLİK NE ÖDERİZ NE İNKAR EDERİZ, ÇÜNKÜ BU BORCUN TAMAMINI SİZİNKİLER YAPTI’

Ben size doğrusunu söyleyeyim. Biz, belediyeleri borçlu devraldık. Bursa Belediyesi en borçlu belediyelerden bir tanesi. Ne kadar borcu var biliyor musunuz? SGK'ya, devlete bırak. Piyasaya, müteahhitlere, içeriye, dışarıya toplam 30 milyar borcu var. SGK'nın bütün Türkiye'den, bin küsur belediyeden alacağı 90 milyar. Bizim sadece AK Partili Bursa Belediyesi'nden devraldığımız 30 milyar. Aradaki farka bakın. Ve bu 96 milyar için konuşuyor ya. Yüzde 80’ini kendi belediye başkanları yapmış borcun. Daha geçen sene vergi borcunu sildiği 43 tane firma var. Onların tam 660 milyar borcunu silmiş. O yüzden Tayyip Bey'in bütün hesabı şu: Bunu böyle yapacak, biz hizmet yapamayacağız. Vallahi çok beklersin Tayyip Bey. ‘Borç öde’ diyorsun. Borç yiğidin kamçısıdır. Şimdilik ne öderiz ne inkar ederiz. Çünkü bu borcun tamamını sizinkiler yaptı neredeyse. Ama kendi dönemimizle ilgili hiç borç bırakmıyoruz.

‘TAYYİP ERDOĞAN, MALİ DARBE YAPMAYA ÇALIŞIYOR, ASLA VE ASLA TESLİM OLMAYIZ’

Getireceksin Meclis’e kanunu. Oturacağız, konuşacağız. Geçmiş dönemden o yediğiniz, içtiğiniz, biriktirdiğiniz ve devlete ödemediğiniz o paraları bize ödetemezsiniz. Onların faizlerini kaldıracaksın. Ana parasını böldüreceksin. Herkese eşit davranacaksın. Onun üzerinden bu işleri yapacağız. ‘Haciz koyarım.’ Koy. Vatandaş da hizmete kimin engel olduğunu görür. Bak Tayyip Erdoğan, hiç bu işlere kalkışma. Gerekirse başta Genel Başkan, bütün milletvekilleri, 1 milyon 600 bin CHP'li, ellerimizle o çöpü toplarız, yine sana kendimizi muhtaç etmeyiz. Ama doğru değil. Yani hazımsızlık doğru değil. Millet birini seçiyor, seçilen yönetiliyorsa demokrasi oluyor. Biri demokrasiyi hazmetmiyor süngüyle, tüfekle, tankla gidiyor. Askeri darbe oluyor. İkincisi İstanbul seçimine karşı döndüler, yargı darbesi yaptılar. Şimdi de Tayyip Erdoğan, mali darbe yapmaya çalışıyor. Asla ve asla teslim olmayız. Bu yaptığı, milletin seçtiğine darbe yaparak hizmet ettirmemektir. Millet bunları affetmez. İstanbul'da olduğu gibi demokrasi tokadını yersin.