CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun belediye başkanları ile yaptığı toplantıda “Bizim parti içinde konuştuğumuz şeylerin bir kısmı tabi ki aramızda kalmalıdır. Ama köşe yazarları üzerinden parti içi meseleler tartıştırılıyor. Ben kimin nereden ne kadar maaş aldığını iyi biliyorum” ifadelerini kullandı.
Veryansın'da yer alan habere göre; Ekrem İmamoğlu’na yakınlığıyla bilinen Odatv, Cumhuriyet gazetesi yazarları ve Halk TV’de programlar yapan Barış Terkoğlu ve Barış Pehlivan’ı suçladı.
“Türk Savunma Teşkilatı” isimli bir Twitter hesabındaki “CHP Genel Merkezi, aylık maaş ödediği gazeteciler ile olan iş sözleşmelerini de feshetti! Barış Terkoğlu ve Barış Pehlivan’a her ay CHP kasasından 75 Bin TL ödendiği öğrenildi.” iddiasını Terkoğlu ve Pehlivan’a soran Odatv, Pehlivan’ın “CHP’den maaş aldı” iddiasını yalanlamadığını, Terkoğlu’nun ise saldırgan bir yanıt verdiğini öne sürüldü.
Terkoğlu’nun Odatv’ye verdiği yanıtta Soner Yalçın’ı “Mehmet Cengiz ile yediği içtiği ayrı gitmeyen patron” diye suçlaması dikkat çekti.
İki ismin Odatv’ye yaptığı açıklamalar şöyle:
Barış Terkoğlu:
Odatv’nin gazeteciliğine güvenmediğim için size hemen bir yazılı yanıt göndereyim. Tamamını yayınlamazsanız sosyal medyadan paylaşacağımı söylemiş olayım, madem gazetecilik adına cevap almak için aradınız. Yanlış anlamayın, şahsi anlamayın. Bugüne kadar CHP’den ya da başka bir kurumdan tek kuruş almadım. Konuşmayı dahi zul sayarım. “İddia” dediğinizin sahibi ise hakkında kitap yazdığımız eski bir bakanın ve Fetöcülerin sosyal medya trolleri. Haklarında da suç duyurusunda bulunacağım. Bizim gazeteciliğimizin tek bedeli, mahkeme salonları ve hapishaneler. Bunu da en iyi Hasan Dağcı’nın evinde yaşayan, Mehmet Cengiz ile yediği içtiği ayrı gitmeyen patronunuz bilir. Ne mutlu ki hayat bize utanacağımız işler yaptırmadı. Size de tavsiyem budur.
Barış Pehlivan:
Öncelikle Soner Yalçın’a selamımı söyleyin. Odatv’nin kimlerden ne para aldığını ilk olarak Soner bey açıklasın. Eğer haberde benim ismime de yer vereceksiniz, bu söylemimle yer verin yoksa söylemime yer vermeyip ismimi geçirdiğiniz takdirde açıklamamı yazmadığınızı sosyal medyadan paylaşacağım.
Yanıt vermeyi bile zül saydığım bir konuya dair sadece okurlarıma açıklama: Gazeteciliğimin 20. yılındayım. Bu süreçte bırakın bir siyasi partiyi, çalıştığım kurumlar dışında hiçbir yerden maaş / para almadım. Zira, kalemini parayla satanlardan olmadım hiç. Kaldı ki… Hakkımda açılan gazetecilik soruşturmalarından dolayı MASAK düzenli olarak tüm hesaplarımı kontrol ediyor zaten, aksi olsaydı başıma gelebilecekler malum… Acı olan şu ki, 14 yıl genel yayın yönetmenliğini yaptığım Odatv’nin geldiği nokta. Gerçekleri duyurmak için büyüttüğümüz, uğruna ağır bedeller ödediğimiz bir haber sitesini, kişisel zenginliklerinin ve korkularının esiri haline getirdiler.
Soner Yalçın'ın yanıtı ise şu şekilde;
Odatv 15 yıldır yayındadır. Kimseden bir kuruş para ya da fon almamıştır. Aldığını ispat etmek iddiayı yapanların kendi aldıklarını örtme çabasıdır. Odatv son üç yıldır maliyeciler tarafından denetlenmiş, böyle bir paranın olduğuna dair rapor düzenlememiştir. Keza hapislik sürecinde de FETÖ benzer araştırmayı yapmış sonuç elde edememiştir. Yıllarca Odatv’de çalışan iki dedikodu yazarını iddialarını ispat etmeye çağırıyorum.
Keşke haklarındaki iddiaya net yanıt verselerdi? Yazık. Kötü yola düşmemişlerdir umarım…
Tartışmaya Fikret Bila, Şirin Payzın ve Murat Ağırel'de katıldı.
Murat Ağırel: Ben de aynı soruyu Kemal Kılıçdaroğlu’na sordum sosyal medyada. Bu sadece bugüne ait değil, 3-4 yıldır bu şekilde Pelikan hesapları ve onlara bağlı hesaplar bu şekilde şeyler yazıyor birtakım maaşlar aldığımıza dair. Daha önce fiyatlar çok yüksekti, sonra düşürdüler, sonra toplu aldığımızı söylediler. Bunlar tabii saçmalık. Ben de Kılıçdaroğlu’na sordum hatta. Sözcü gazetesindeki muhabire verdiği röportajda ‘Maaş alan gazetecilerin olduğunu biliyorum’ diye söylemiş. Ben de ‘Artık yeter’ dedim, kimse karnından konuşmasın. Ne varsa, kimin ne biliyorsa, kim ne aldıysa açıklasın. Türk milleti bilsin bunu. Mutlaka ellerinde dekont, belge, kayıt vs vardır. Bunların hepsini açıklasınlar. Türk milleti bu gazeteciler kimmiş öğrensin herkes, ona göre tavrını alsın. Çağrı yaptım sosyal medyadan. Bununla ilgili ‘Yanlış anlaşıldı, öyle demek istemedi’ gibi açıklamalar geldi CHP’den. Sosyal medyadaki trollerin yazdıklarını umursayacak halimiz yok. Bununla ilgili nelre söylüyorlar? Odatv’nin Amerika’daki dehlizlerden yönetildiğini, Soner Yalçın’ın şöyle olduğu böyle olduğu gibi şeyler söylüyorlar. Bunları dikkate alırsak mesleğimizi de yapamayız.
(Kılıçdaroğlu’nun söylediği iddiada kimi kastediyor olabilir?) Hiçbir fikrim yok, hiçbir tahminim de yok. Sadece kendisine açıkça soruyorum. İsim isim açıklaması gerekiyor. ‘Var’ dediğine göre elinde mutlaka belge de vardır, net emareler de vardır. Hem aldığı kurumu he ne kadar aldığını hem de gazeteci ismini açıklaması gerekiyor. Hiçbir camiayı zan altında bırakamaz. Mesleğini yapmayan, kalemini halkın sesi olarak kullanmayıp çıkarları için kullanan meslektaşlarımız var mı? Tabii ki var. Bu zamana mı mahsus, değil. Gazetecilik faaliyetinin olduğu günden beri var. Ama isimlerinin açık açık ifşa edilmesi gerekiyor.
Fikret Bila: Ben görmedim, nerede gördünüz benim ismimin geçtiğimi? Ben görmedim, görmeden bir şey diyeyim. Varsa elinde bana at ver, okuyayım, arayayım seni. (Henüz aramadı)
Şirin Payzın: Böyle bir ‘iddia’ olduğunu ilk olarak sizden duyuyorum ve asla ciddiye almıyorum. Saçma sapan laflar… Kirli bir yalanı dolaşıma sokmadan önce kaynaklarınızı ve kimlerin yalanlarının maşası olduğunuzu gözden geçirmenizi öneririm.