Gündem

Sinan Ateş cinayeti davası | 22 tutuklu sanık hakim karşısına çıkıyor; Sincan Cezaevi'nde yoğun güvenlik önlemleri

Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş'in öldürülmesinin üzerinden 18 ay geçti. Aralarında eski Ülkü Ocakları yöneticileri Tolgahan Demirbaş, Emre Yüksel ve Serdar Öktem’in de bulunduğu 22 tutuklu sanık, bugün ilk kez hakim karşısına çıkıyor.

Duruşma nedeniyle Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'nün etrafında yoğun güvenlik önlemleri alındı. Kampüs yakınında polis arama noktası kurulurken, girişte yoğun araç trafiği oluştu. Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş, duruşmaya 5 polis koruması eşliğinde ve çelik yelek giyerek geldi. Ateş, çelik yeleği duruşma salonuna girişte çıkardı. Duruşmayı CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve eski Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu da takip ediyor. Ayşe Ateş, Özgür Özel ve Kemal Kılıçdaroğlu, yan yana oturuyor. Cinayeti planlayan ve organize eden Doğukan Çep, salona getirildiği sırada "Bay Kemal nerede" diye bağırınca, jandarma eşliğinde salondan çıkarıldı. Çep, daha sonra mahkeme başkanının talimatıyla yeniden salona getirildi. Avukatları aracılığıyla davaya katılma talebinde bulunan MHP'nin isteği, "suçtan doğrudan zarar gören sıfatı bulunmadığı" gerekçesiyle, mahkeme heyeti tarafından reddedildi. 

İŞTE GÜN BOYU YAŞANAN GELİŞMELER

10.25: Sanık Vedat Balkaya’nın savunması başladı. İddianameye göre, Ateş’i öldüren tetikçi Eray Özyağcı, kendisini bekleyen motokurye Vedat Balkaya’nın kullanımındaki motosikletle, Gölbaşı’nda atıl durumda bulunan bir benzin istasyonuna bırakılmıştı.

10:10: Mahkeme Başkanı avukatlara söz vererek, Özyağcı'ya ilişkin soruları aldı. Özyağcı, “Ben yalnızca Doğukan Abi’mi korumak istedim” dedi.

Özyağcı, kendisini, yakalandığı Ankara’daki evde kimin karşıladığı soruldu. 'Suat abi karşıladı' dedi. Adresi ve konumu kimden aldınız sorusuna ise 'Doğukan Çep' yanıtı verdi.

Vedat Balkaya’nın motoru nereden temin ettiğine dair bilgisi olup olmadığı sorusuna, 'Doğukan Abi'nin parasıyla aldık' dedi.

Özyağcı, kendisini kaçtığı yerden alan kişinin “Mustafa Kemal”' adında bir kişi olduğunu öne sürdü. Ancak iddianameye göre, Özyağcı'yı alan kişi Tolgahan Demirbaş. Özyağcı, Tolgahan Demirbaş yerine “Mustafa Kemal” dediği bir şahıstan bahsederek, kendisini kaçıran ve Gölbaşı’ndan İzmir’e götüren kişinin de bu kişi olduğunu iddia etti. Demirbaş’ın adını asla vermeyen Özyağcı, Mustafa Kemal isimli kişinin kimlik ve adres bilgilerine sahip olmadığını öne sürdü.

Ancak iddianameye göre, Ateş’i öldüren tetikçi Eray Özyağcı, kendisini bekleyen Vedat Balkaya’nın kullanımındaki motosikletle, Gölbaşı’nda atıl durumda bulunan bir benzin istasyonuna bırakıldı. Bu esnada benzinlikte kendisini Citroen C-5 marka bir araç bekliyordu. Bu araca binen Özyağcı, daha sonra yine Gölbaşı’nda bir noktaya bırakıldı. Daha sonra buradan alınarak önce Bolu’ya, ertesi gün de İstanbul’a götürülen Özyağcı, 6 Şubat depremlerine kadar kayıplara karıştı. Özyağcı’yı benzinlikten alarak kameraların bulunmadığı bir noktaya bırakan aracın Tolgahan Demirbaş’a ait olduğu belirlendi. Yapılan araştırmalarda Demirbaş’ın cinayetten dakikalar önce tetikçinin kaçırılacağı konumu Emre Yüksel’e gönderdiği ortaya çıktı.

10:08: Sanık Doğukan Cep’e söz verildi. “Ben bu davanın baş aktörüyüm, azmettiriciyim. İfade vermek istiyorum” dedi. Mahkeme başkanı, "Sıranı bekleyeceksin" uyarısında bulundu.

ERAY ÖZYAĞCI: ‘SENİN İÇİN SİNAN ATEŞ'İ AYAKLARINDAN VURURUM’ DEDİM

09.40: Cinayetin tetikçisi olarak dosyada yer alan sanık Eray Özyağcı, ifade vermeye başladı.

Özyağcı, Doğukan Çep'in anlaşmazlık nedeniyle kendisini Sinan Ateş'i vurmak için Ankara'ya gönderdiğini, kendisini de olay yerine Vedat Balkaya'nın götürdüğünü söyleyerek, “Aradım aradım ulaşamadım, bir dosya için bana söz vermişti, sözünü tutmadı. Bir para göndermiştim" dedi. "Ben senin için Sinan Ateş'i gider ayaklarından vururum' dediğini söyleyen Özyağcı, "Sonra Suat Abi’yi (Kurt) aradım, ‘Kalacak yer lazım’ dedik. Doğukan Abi ile beraber otoparka gittik. Otururken bana ‘Her şeyi ayarladım, Ankara’ya gitmem kaldı’ dedi" ifadelerini kullandı.

Mahkeme başkanı Özyağcı'ya, ifadesi ile savunması arasındaki çelişkileri sordu. Sanık Özyağcı, söylemediği şeylerin ifadeye yazıldığını öne sürdü.

"BEN AYAKLARINA SIKTIM, 'REİSİ VURDUK, REİSİ VURDUK' DİYE BİR SES DUYDUM"

Tetikçi Özyağcı, olay anını anlatırken, “Doğukan Sinan'ın yanında iki kişi var, sadece ayaklarından vur uzaklaş dedi. Ben sadece Sinan Ateş’in sağlı sollu ayaklarına ateş ettim efendim. Bana yanındakiler ateş etti. En son şöyle bir ses duydum: ‘Reisi vurduk, reisi vurduk’ diyorlardı” diye savunma yaptı.

Mahkeme başkanı ise “Kamera kayıtlarını izledim, sana doğru koşuyorlardı. Kim reisi vurduk diye bağıracak sana” diye sordu. Özyağcı, “Ben duyduklarımı söylüyorum vallahi efendim” dedi.

"DOĞUKAN ÇEP, 'BEN SİZE AYAKLARINDAN VURUN DEMEDİM Mİ' DİYE BAĞIRDI"

Özyağcı, savunmasına şöyle devam etti:

"Doğukan Abi’yi aradım, ben ayaklarından vurdum ama ‘Reisi vurduk’ diye arkadan ses geldiğini söyledim. 'Bu işin içinde iş olmasın' dedim. Sonra Doğukan Abi beni arayıp, ‘Oğlum Sinan Ateş ölmüş, ben size ayaklarından vurun demedim mi’ diye kızdı. Ben öldürmedim, ben yapmadım abi dedim. Kızdı, bağırdı, çağırdı.

İfadelerimde Doğukan Abi'yi (Doğukan Çep) korumak için yalan söyledim.

"SAVCILAR, 'BİZE İKİ ÜÇ MHP’LİNİN ADINI VER' DİYE TELKİNDE BULUNDU"

Üç tane savcı benim ifademi almaya başladı. Durmuş Ali Kaya, 'Bize hikaye anlatma, biz bu işin siyasi olduğunu biliyoruz. Sana Devlet Bahçeli talimat verdiyse söyle, bize iki üç MHP’linin adını ver, içeride de dışarıda da seni koruyacağız. Sana birkaç araç fotoları göstereceğim, bunları onayla yeter' dedi. 'Ben bunlara alet olmam, bunlar yalan dolan' dedim.

'Ben hiç tanımadığım insanlara iftira atamam' dedim. Bana fotoğraflar göstermeye başladılar.

'Ben bu dosyanın kalemşörüyüm, sana göstereceğim' dedi. Öyle bir ifade alıyor ki, abimi korumak için ne yazıyorsa yazsın dedim. Şunları imzala dediler, imzaladım. Sonra da cezaevine gönderdiler. Bana gösterilen araç ve insan fotoğraflarını televizyonlarda gördüm, meğer onlar Ülkü Ocakları'na aitmiş. Allah'a şükrettim beni bunlara alet etmedin diye. Doğukan Çep, benim abimdir, ben sadece abimle Sinan Ateş arasındaki anlaşmazlık yüzünden ayaklarından vurdum. Ben kimseyi öldürmedim."

Özyağcı, 'tahliye talebin var mı' sorusuna da 'hayır' yanıtı verdi.

MHP'NİN KATILMA TALEBİ REDDEDİLDİ

09.33: Sanıklara soruldu, sanıklar MHP avukatlarının davaya katılma talebini kabul etti, sanık müdafileri 'takdir mahkemenindir' dedi. MHP avukatlarının dilekçesi ve dilekçedeki 1 adet flash bellek dosyaya eklendi. Savcı, suçtan doğrudan zarar görmedikleri gerekçesiyle MHP avukatlarının katılma talebininin reddedilmesini talep etti. MHP'nin suçtan doğrudan zarar gören sıfatı bulunmadığından, katılma talebinin reddine oybirliğiyle karar verildi. Karar, salonda alkışlarla karşılandı.

09.30: Avukatlar İbrahim Ethem Yiğit ve Çağrı Can Pak, MHP adına davaya katılma talep etti ve dilekçelerini mahkemeye sundu. 

09.25: Mahkeme başkanı, salondakileri ve sanıkları "sakin olacaksınız, tahriklere kapılmayacaksınız" diye uyardı, Doğukan Çep'in salona getirilmesini istedi. Çep, jandarma eşliğinde salona yeniden getiriliyor.

09.24: CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in sosyal medya hesabında, duruşma salonundan bir fotoğraf paylaşılarak "Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş suikasti davasını Sincan'da takip ediyoruz. Adalet tecelli edene, suikast üzerindeki sis perdesi aralanana kadar bu davanın takipçisi olacağız. Yanı başında olacağız demiştik, Ayşe Hanım adalet tecelli etmiştir diyene kadar yanı başındayız..." ifadeleri kullanıldı. 

09.22: Mahkeme heyeti salona geldi.

"BAY KEMAL NEREDE" DİYE BAĞIRAN ÇEP, SALONDAN ÇIKARILDI

09.10: Salona en son, cinayeti planlayan ve organize eden Doğukan Çep ile eski Ülkü Ocakları yöneticisi Tolgahan Demirbaş getirildi. Doğukan Çep, "Bay Kemal nerede" diye bağırınca, jandarma eşliğinde salondan çıkarıldı. 

09.08: Sanık yakınları, salonun ayrı bir bölümüne alındı ve diğer izleyicilerle aralarında güvenlik bariyeri oluşturuldu

09.05: Tutuklu sanıklar, kelepçeli olarak duruşma salonuna getirildi. 

08.50: Saadet Partisi Grup Başkanı Selçuk Özdağ ve Sinan Oğan, duruşmanın yapılacağı salona geldi. 

08.45: Ayşe Ateş, duruşmaya 5 polis tarafından korunarak getirildi. Ateş, kendisine giydirilen çelik yeleği duruşma salonunun girişinde çıkardı.

08.45: Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş, duruşma salonuna geldi. Ateş, Özgür Özel ve Kemal Kılıçdaroğlu ile yan yana oturuyor. 

08.45: CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve eski Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, duruşma salonuna geldi. CHP heyetinde Genel Başkan Yardımcıları Murat Bakan ile Gül Çiftçi ve Parti Sözcüsü Deniz Yücel de yer alıyor. 

"YAŞANANLAR, HUKUK DEVLETİNİN NASIL TASFİYE EDİLDİĞİNİN AÇIK KANITIDIR"

08.45: Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, duruşma salonuna geldi.

Salona girmeden önce açıklama yapan Ümit Özdağ,“Bu alçakça cinayetin gerçekleşmesinden bu yana ülkemizde yaşananlar hukuk devletinin nasıl tasfiye edildiğinin açık kanıtı olmak durumundadır. Başından sonuna kadar yaşanan bütün gelişmeler hukukun üstünlüğü ilkesinin askıya alındığını göstermiş ve neticede Ayşe Ateş Hanımefendi davayla ilgili hiçbir görevi ve yetkisi olmayan, altını çizerek söylüyorum, görevi ve yetkisi olmayan Cumhurbaşkanından yardım istemek zorunda kalmıştır. Bu durum olayın geldiği noktanın vahametini göstermek için yeterlidir.

Umudumuz bundan sonra mahkeme sürecinin hiç olmazsa belirli temel ilkeler çerçevesinde anayasaya ve yasalara uygun yürümesi ve suçluların ve gerçek suçluların adalete teslim edilmesidir. Bu olmaz ise kamu vicdanında çok derin bir yara açılacak, hiçbirimiz can güvenliğimiz konusunda güven içerisinde olamayacağımız gibi katillerin cezalandırılacağı hususunda da bir güvenceyle halk karşı karşıya olmayacaktır. Özetle bu alçakça cinayet işlendiği günden bu yanında Zafer Partisi olarak nasıl olayların izleyicisi olduysak, bugünden itibaren de avukat arkadaşlarımızla, hukukçu arkadaşlarımızla mahkeme sürecini yakından izlemeye ve kamuoyuyla bu konudaki görüşlerimizi açıklamaya devam edeceğiz.” dedi. 

08.40: İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu ve beraberindeki heyet, duruşmayı takip etmek üzere Sincan Cezaevi'ne geldi. 

08.30: Yoğun güvenlik önlemleri alındı

Davanın ilk duruşması için Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'nün etrafında güvenlik önlemleri alınırken, girişte yoğun araç trafiği oluştu. Kampüs yakınında polis arama noktası ve bariyerler kurulurken, müşteki ve yakınları ayrı bir noktadan; basın, ziyaretçi ve avukatlar ayrı bir noktadan içeri alınıyor. İçeri alındıktan sonra ise kayıt yaptırarak duruşma salonunun olduğu bölgeye girilebiliyor. 

5 GÜN SÜRECEK

Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Ateş, Ankara'nın Çankaya ilçesi Çukurambar semtinde 30 Aralık 2022'de uğradığı silahlı saldırıda hayatını kaybetti. Ateş'in ölümüyle ilgili 22 sanık, Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesinde hakim karşısına çıkacak.

Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki duruşma salonunda görülecek dava, 5 gün sürecek.

ÖZEL VE KILIÇDAROĞLU DA TAKİP EDİYOR

İlk duruşmayı CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu , Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, Saadet Partisi Grup Başkanı Selçuk Özdağ ve CHP 7'nci Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da takip ediyor.

İDDİANAMEDE NELER VAR?

Arkadaşı Selman Bozkurt ile bir binadan çıktığı sırada motosikletli 2 kişinin silahlı saldırısına uğrayan ve kaldırıldığı hastanede hayatını kaybeden Ateş ile ilgili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianame, cinayetten yaklaşık 1,5 yıl sonra mahkemece kabul edilmişti.

İddianamede, Sinan Ateş'in olay sırasında yanında olan ve omuzundan yaralanan Selman Bozkurt ile eşi Ayşe Ateş, "müşteki" sıfatıyla yer alıyor.

22 sanıklı iddianamede, tetikçi Eray Özyağcı ile onu olay yerine getirerek kaçıran Vedat Balkaya ve Suat Kurt'un müşterek fail olarak "tasarlayarak kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbetle cezalandırılmaları talep edildi. İki ismin, Ateş'in yanında bulunan Selman Bozkurt'a yönelik ise "tasarlayarak kasten öldürmeye teşebbüs" suçundan 13'er yıldan 20'şer yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmaları istendi. 

Özyağcı'nın ayrıca "ruhsatsız tabanca bulundurmak ve taşımak" suçundan 1 yıldan 3 yıla, Tolgahan Demirbaş'ın ise "zincirleme şekilde kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirme" suçundan 3 yıldan 7 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istendi.

Sanıklardan ''silahlı eylemi organize ettiği'' iddia edilen Doğukan Çep ve şüpheli eski Ülkü Ocakları yöneticisi Tolgahan Demirbaş'ın ise cinayete azmettirmekten ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmaları talep edildi.

Sanıklardan Zekeriya AsarkayaHakan SaraçUfuk KöktürkMehmet YüceMustafa UzunlarAşkın Mert GelenbeyMurat Can ÇolakOsman BayraktarCaner GüneyUmut ErsoyÇaglar ZorluAytaç AtaçEmre Yüksel, avukat Serdar ÖktemErdem KaradenizAlper Atay, eski cinayet büro amiri Mustafa Ensar Aykal'ın "iştirak halinde işlenen suça yardım ettikleri" gerekçesiyle cezalandırılmaları istendi.

Bu 17 sanığın, "tasarlayarak kasten öldürmeye yardım" suçundan 15'er yıldan 20'şer yıla kadar hapsi istenirken, eski cinayet büro amiri Aykal'ın ayrıca kamu görevinin verdiği yetkiyi kötüye kullanarak maktule ait kişisel bilgileri hukuka aykırı olarak temin ettiği gerekçesiyle 3 yıldan 6 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi.

17 KİŞİNİN DOSYASI AYRILDI

Cinayete ilişkin 22 tutuklu sanık hakkında dava açılırken, 17 şüphelinin de dosyası ayrıldı. Dosyası ayrılanların arasında hakkında yurt dışı çıkış yasağı konulan Ülkü Ocakları Genel Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım ve Ülkü Ocakları Ankara İl Başkanı Ömer Şanlı, Ülkü Ocakları Genel Başkan Yardımcısı Burak Kılıç ile Ülkü Ocakları Ankara İl Başkan Yardımcısı Suat Yılmazzobu, eski Çubuk Ülkü Ocakları Başkanı Gürsel Horat, Ankara Emniyet Müdürlüğü'nde komiser olarak görev yapan Talha Atalay ve eski MHP Mersin Milletvekili ve eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Olcay Kılavuz yer alıyor.

SORUŞTURMA SÜRECİNDE SAVCILAR DEĞİŞTİRİLDİ

Cinayetin işlendiği sırada Ankara Adliyesi’nde uzlaştırma savcısı olarak görev yapan Ayhan Ay nöbetçiydi. 1. Dış Bölge olarak belirlenen yerlerdeki şüpheli olaylara 24 saat boyunca savcı Ay bakıyordu. Ay’ın nöbeti esnasında Ateş cinayeti gerçekleşti. İş bölümü gereği ölümlü olaylara ilişkin dosyalar nöbetçi savcıda kaldığından, Ateş cinayeti soruşturması da savcı Ay’da kalacaktı. Ancak soruşturmanın seyri değişti. Özellikle Tolgahan Demirbaş’ın, cinayetten bir gün sonra, 31 Aralık 2022 gecesi gözaltına alınması sırasında Kılavuz’un evinde yaşanan kriz, emniyet tarafından savcıya “boş dosya” gönderilmesi nedeniyle derinleşti. Demirbaş, “boş dosya” nedeniyle serbest kaldı. Savcı Ay, daha sonra yapılan tespitler ışığında emniyete yazı yazarak, Demirbaş’ın “mevcutlu" (polis eşliğinde) şekilde adliyeye getirilmesini istedi. Buna karşın emniyet ise savcılığa “adresinde bulunamadığı” yanıtını vererek, Demirbaş’ı getirmek istemedi. O tarihlerde dönemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun devreye girdiği, mevcutlu getirme yazısı için “kapısının altından geri atın” dediği öne sürüldü. Bütün bu gelişmeler üzerine 17 Ocak 2023 tarihinde, yani cinayetten 19 gün sonra dosya milliyetçi kesime yakın olduğu bilinen Başsavcıvekili Durdu Özer’in koordinatörlüğüne verildi. Özer’in yanı sıra dosyaya Savcı Ay ile birlikte çalışmak üzere savcı Durmuş Ali Kaya da eklendi.

AYŞE ATEŞ'İN İFADESİ NEDEN İDDİANAMEDE YER ALMADI?

İddianamenin kamuoyuna yansımasından sonra Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, iddianameyi “içi boş kâğıt parçası” olarak nitelendirdi. Ateş bir başka paylaşımında ise “Savcılık ifademi unutmuş. Muhtemelen siyasilerin ismi geçtiği için ifadem yok. Adeta aklımızla alay ediyorlar” dedi.

Ayşe Ateş’in iddianameye yansımayan ifadesinde ise, Ahmet Yiğit Yıldırım ve Olcay Kılavuz gibi kritik isimlerden bahsettiği anlaşıldı. T24’ün kamuoyuna duyurduğu ifadesinde Ateş, eşinin Ülkü Ocakları Başkanı olmasından sonra sürekli itibarsızlaştırılmaya çalışıldığını, Ülkü Ocakları Genel Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım’ın kontrolündeki bazı isimlerin yönettiği sosyal medya hesaplarından eşi aleyhine paylaşımlar yapılmaya başlandığını belirterek, eşi aleyhine faaliyetlerin Yıldırım ve Olcay Kılavuz'un birlikte hareket etmeleriyle planlandığını eşinin kendisine anlattığını aktardı. Ayşe Ateş, Tolgahan Demirbaş’ın, eşinin bir arkadaşına giderek kendisini Ahmet Yiğit Yıldırım ve Olcay Kılavuz'un elçi olarak gönderdiklerini söylediğini kaydetti. Demirbaş’ın, eşinin arkadaşına "Sinan Ateş’in yanında durma abi, Ocak onun kalemini kırdı, sen de zarar görme” dediği de Ayşe Ateş'in ifadesinde yer aldı. Ayşe Ateş, 60’a yakın isimden bahsettiği ifadesinde Tolgahan Demirbaş'ın Olcay Kılavuz'un kullandığı evde yakalandığını hatırlatarak, "Kılavuz'un da suikastta dahli olduğu kanaatindeyim" dedi. Kamuoyunda, Ayşe Ateş’in ifadesinin bu nedenle iddianameye alınmadığı konuşuldu.

{ "vars": { "account": "G-9KFVFXJPJ" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }