PKK/YPG'nin çatı örgütü Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ve ABD arasındaki stratejik işbirliği, ABD Dışişleri Bakanlığı'ndan bir yetkilinin açıklamalarıyla bir kez daha gündeme geldi. Açıklamada, Suriye'nin kuzeydoğusundaki Kürt grupların yeniden diyaloğa geçmesi gerektiği ifade edilerek, bu sürecin bölgede artan askeri gerginlikler nedeniyle zorlaştığı belirtildi. Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyindeki askeri operasyonlarının, Kürt gruplarının bir araya gelme çabalarına engel teşkil ettiği vurgulandı.
Varoluşsal tehdit Türkiye
PKK/YPG'nin çatı örgütü olan Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile ABD arasındaki stratejik uyum, bölgedeki durumun ana gündem maddelerinden biri oldu. ABD'nin, Suriye'nin kuzeydoğusunda siyasi uyum ve yönetim reformları geliştirme isteği vurgulandı. Türkiye bu süreçte "varoluşsal tehdit" olarak tanımlandı.
“Bölünmüş halde olan Suriyeli Kürtlerin arasındaki diyalog iki etkili siyasi aktörü kapsamaktadır. İlki, SDG ile ittifak halinde olan ve PYD’yi de içinde barındıran Suriye’nin kuzey doğusuna hâkim siyasi güç Kürt Ulusal Birlik Partileri’dir. İkincisi ise Türkiye destekli Suriye muhalefetine bağlı ve genellikle Irak’taki Kürdistan Bölgesel Yönetimi ile uyumlu Kürt partilerinden oluşan Suriye Ulusal Konseyi’dir (SUK).
“Bu aktörler arasındaki gerilim Suriye iç savaşının ilk yıllarına kadar uzanıyor. PYD, SUK’u DEAŞ ve Türkiye gibi varoluşsal tehditler karşısındaki mücadeleyi desteklememekle suçladı. Bu bölünmeler, Kürtlerin Suriye'nin geleceğine ilişkin müzakerelerde birleşik bir cephe sunma becerisini uzun süredir zora sokuyor ve hem uluslararası aktörler hem de Suriye hükümeti nezdindeki kozlarını azaltıyor.”
Türkiye'nin operasyonlarının etkisi
2020'de ABD himayesinde başlatılan Kürtler arası görüşmelerin siyasi gücün dağılımında tıkanmalar yaşadığı bildirildi. Haberde, Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi'ne Kürt Ulusal Konseyi (KNC) temsilcilerinin entegrasyonu ve yerel güvenlik güçlerinin yönetimi konularında ciddi zorluklar olduğu ifade edildi. Ancak son dönemde, taraflar arasında uzlaşma adımlarının arttığı ve bazı temel konularda prensipte anlaşmaya varıldığı belirtildi.
“İki tarafın da yönetim düzeyinde kapsayıcılığın ve adil kaynak dağılımının önemi konusunda prensipte anlaştığı bildiriliyor. Diyaloğun yeniden canlanması, Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyinde başlattığı askeri operasyon ve bölge üzerinde artan ekonomik baskı gibi bölgesel gerginliklerin arttığı bir döneme denk geliyor.”
Türkiye tartışmasız en büyük engel
Hala büyük engellerin olduğunun altının çizildiği haberde, Türkiye, Rusya ve Suriye’nin çıkarlarına işaret edildi:
“ABD, Rusya, Türkiye ve Suriye hükümetinin çıkarlarının kesiştiği Kuzeydoğu Suriye, jeopolitik açıdan en karmaşık bölge ve bu da Kürt birliğini gerçekleştirme şansını azaltıyor. Ancak karşılaşılan pek çok zorluk arasında Türkiye tartışmasız en belirgin engel. Kürtlerin elindeki topraklara yaptığı askeri müdahaleler, sınırı boyunca bitişik bir Kürt bölgesinin oluşmasını engellemek için tasarlandı. Ankara ayrıca Kürt Ulusal Birlik Partileri ile arasına mesafe koyması için SUK’a baskı yaparak Kürt siyasi ortamını daha da parçaladı.”
Haberde, ABD'nin ise Türkiye dahil olmak üzere bölgedeki rekabet halindeki aktörler arasında hassas bir dengeyi gözeterek, özerk Kürt yönetimlerini desteklemeye devam edeceği belirtildi.