Son dönemlerde yaptığı YouTube programlarıyla tanınan Pınar Kerimoğlu, Bircan Bali'nin konuğu oldu.
Özgürlüğümün kısıtlanmasını istemem
"Televizyon hayatım hiç olmadı, sadece konuk olmuştum. O programda da eğlenmiştim. Yine de, televizyon dünyasında bazı şeylerin beni kısıtlayacağını düşünüyorum. Mesela, 'şöyle giyinmelisin', 'bu konuyu konuşamazsın', 'bunu böyle yapamazsın', 'gülme, ağlama' gibi kısıtlamalar olduğu anda ben kendimi biliyorum, direkt olarak sessizleşip oturan bir insana dönüşürüm. Çünkü özgürlüğümü kısıtlanmak istemem, kendimi doğal şekilde ifade edememek beni zorlar."
"Benim sabrım sonsuzdur, ama bir yere kadar. Bir noktada dayanamayacağımı anladığımda, 'ben bittim' derim. O noktada ne olursa olsun, kendimi tutamam. O anı anlatamam, gerçekten. Normalde çok gülerim, ama bir yandan da çok sinirli bir insanım. O ikisi arasında gidip geliyorum."
Keşke Bülent Ersoy'u tanımasaydım
"Ben normalde işlerimi kendi başıma yapmayı tercih ederim. Bir gün bir arkadaşım bana 'Tuğba, Özerk klibi hazırlanıyor, sen klip için bir şey yapar mısın?' dedi. Ben de 'Yaparım' dedim, çünkü benim için ünlü olup olmamak önemli değildi; orada para kazanmak önemliydi. Neyse, hazırlıklara başladım ve bir anda içeri Bülent Ersoy girdi. Kumaşlar, çantalar falan... O anı gerçekten anlatamam, çünkü şok oldum. Kendisine de bunu söylerim. Keşke tanışmasaydım, keşke hayatımda Bülent Ersoy olmasaydı. Gerçekten istemiyorum. Benim hayatım normal, kahkahalı, enerjik ve sıradan bir aile yaşantısı sürerken, o tamamen kaotik bir dünya sunuyor. İş olarak onu gördüm ama onun hayat tarzının kaoslarından uzak durmak istedim, ve bunun üzerine ilişkiyi kestim.
Sonrasında ne mi oldu? Bülent Ersoy, 'Küçük beyinli, hazır giyim butikçi oldum' dedi. Ama ben hazır giyimci değilim, sen de biliyorsun, her şeyi kendimiz dikiyor, üretiyoruz. Bir de 'Kuş' olmakla suçlandım, ama kesinlikle kuş falan değilim, çok kötü bir laf bu."
18 yaşımda tüm aile bağlarım koptu
"Ben annemi görmüyorum, babamı görmüyorum, kardeşimle aram pek iyi değil. Yani 18 yaşımda tüm aile bağlarım koptu. O yüzden, hayattaki tek ailem eşim ve çocuklarım. Onlara karşı herhangi bir yanlış yapmam. Ama insanlar bunu anlamıyor. Mesela, Bülent Hanım bir yere çağırıyordu, 'Yemeğe geleceksin, gel' diyordu. Ben de eşime, 'Gitmem lazım' diyordum. İşte bu noktada tartışmalar başlıyor. Sıkıntı şu; insanların çevresi o kadar rahat ki, sanki herkesin hayatı da aynı şekilde rahat olmalıymış gibi düşünüyorlar."
Elif Garip