CHP Genel Başkanı Özgür Özel, CHP'nin başkan adaylarının belirlenme yöntemiyle ilgili tartışmalara ilişkin, "Bazı yerlerde bazı zaruretler vardı ama mesela belediye bizdeyse memnuniyet anketi yapıyoruz. Eğer halk belediye başkanına seçildiğinden ileride bir destek veriyorsa, memnuniyeti partinin oyunun üstündeyse yeniden aday yapıyoruz" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Birileri emekliyi kışkırtıyor' sözlerine de Özel, "Sen yaptıklarınla emekliyi kışkırtmıyorsun da ben bunu söyleyince mi emekliyi kışkırtıyorum? Keşke kışkırtabilsem, ümit ederim emeklileri sokağa dökebilsem, emekliler ve işçiler haklarını aramak için yürüseler, Biz bu milleti sokağa dökeceğiz kardeşim. Sokağa çıkacağız, hakkımızı alacağız, evimize döneceğiz" diye cevap verdi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, TV100'de "Özel Röportaj" programına katıldı. Özel, burada gazeteciler Gürkan Hacır, Başak Şengül ve Erdoğan Aktaş'ın sorularını yanıtladı. Özel, gündemdeki konulara ilişkin şunları söyledi:
"ANKET YETKİLİSİ SUNUMUNUNDA DA ANKARA’DA ‘YARIŞ BİTTİ’ DEDİ"
Biz toplam 390 bin tekil anketle adaylarımızı belirledik. Şu anda da memnuniyet anketleri yapıyoruz. Aday performans anketleri yapıyoruz. O anketlerde iyi sonuç alıyoruz. Aday belirleme sürecindeki toplam anket sayısından bahsediyoruz. 90 bin tekil görüşme, toplam 350 bine yakın anket var. Bunlar aday belirleme sürecinin anketleri. Sonrasında da devam ediyoruz. Bu anketlerde de iyi sonuç var ama orada 390 bin kişiyle konuştunuz falan değil. Heralde onlar da 60 – 70 bin kişi olmuştur. Ankara’da yarış artık 'CHP kaç belediye çıkaracak? CHP belediye meclisinde çoğunluğu sağlayacak ama farkı açacak mı? Açmayacak mı?' Ankara Büyükşehir Belediyesi yarışı tamamlanmış görünüyor. Her ölçüm daha ileri gidiyor. Anket yetkilisi sunumununda da Ankara’da ‘yarış bitti’ dedi. Ankara’da AK Partililere de sorsanız Mansur Yavaş’ın her seferinde farkı açtığını görüyoruz. Zaten rakip adayın motivasyon düşüklüğünden de gözlüyorsunuzdur. Ekrem İmamoğlu, İstanbul’daki her ölçümde 1,5 – 2 puan farkı açıyor. Kurum gelene kadar, DEM’in adayı çıkana kadar… Olmayan adaylar ölçülemiyor. Fikir, sonuç vermiyor. Bütün adaylar belli olduktan sonra gelen her ankette 1 puan, 1,5 puan farkı açıyoruz.
"'CHP GELİRSE SOSYAL YARDIMLARI KESECEK’ DİYORLARDI. SONUÇ, BEŞ KATINA ÇIKARILDI"
Kaybedecek bir tane belediyemiz yok. Kaybetmek istemiyoruz. Çok özel olarak üzerinde hassasiyetle anketlerin üzerinde durmamızın sebebi de eğer bir yerde sıkıntı görürsek oralarda çok daha fazla dikkat ve enerji vermek. Genel başkan olarak girdiğim yerel seçimlerde partimizin belediye kaybetmesini istemem. Geçen seferki ittifak ve destek ortamından çok geride bir yerdeyiz ama partinin bir enerjisi var. Toplumun beklentileri var. Adaylarımız var. En önemli güvencem; Mansur Yavaş’ın, Ekrem İmamoğlu’nun Vahap Seçer’in, Zeydan Karalar’ın yani belediye başkanlarımızın bir de gerçekten yatsınamayacak performansları var. Eğer kötü bir dönem geçirmiş olsalardı partinin başında kim olursa olsun öyle beğenilmeyen belediye başkanını öyle sizin beğendirtmeniz çok kolay değil. Çok net söyleyeyim, pandemide yaptıkları özellikle… ‘CHP gelirse sosyal yardımları kesecek’ diyorlardı. Sonuç, beş katına çıkarıldı. AK Partili belediyeler pandemide gözlerine ışık tutulmuş tavşan gibi kaldılar. Uzun bir süre kaldılar.
"YATILI OKUL ARKADAŞLARIMLA ARAMDAKİ İLİŞKİ NEYSE EKREM BEYLE ARAMDAKİ İLİŞKİ ODUR"
Saray rejiminin tek umudu 1 Nisan'dan sonra birbirine düşmüş bir CHP. CHP'deki bazı sonuçları hazmedemeyen çok az sayıda partinin köklerinden gelmeyen, nereden geldiği belirsiz kişilerin de tek umudu, partinin kavga etmesi. 10 yaşında yatılı okula gittim, 17 yaşında mezun oldum. O aradaki 6 sene yatılı kaldığım arkadaşlarım ve eşleriyle her sene bir hafta tatil yaparım. Hayatta dost bildiğimi düşmana çevirmedim, arkada kimseyi bırakmadım. Ekrem İmamoğlu'yla hem partinin kaderini değiştirmek hem Türkiye'nin kaderini değiştirmek üzere kader birliği yaptık. Bugüne kadar birbirimize 'Öf' demedik, birbirimizin hukukunu kendimizinken fazla koruyoruz çünkü böyle 'Acaba kavga edeler mi' çabaları olduğunda ve normalde en yakınlarınla paylaşmadığım bilgileri, Ekrem Bey de en yakınlarıyla paylaşmadığı bilgileri birbirimizle paylaşırız. Bu kadar kardeşlik hukuku içinde ilerleyen bir ilişki yok. Yatılı okul arkadaşlarımla aramdaki ilişki neyse Ekrem Beyle aramdaki ilişki odur.
"İSMAİL OK, İKİ ELİYLE SEÇİMİ AKP'YE BIRAKTI, YANİ KAYBETTİ"
Eski dosttan düşman olmaz, birinci prensibimiz bu. İkinci prensibimiz, İYİ Parti'yle ilişkilerimizi ikiye ayırıyoruz: Bir, Balıkesir özelindeki ilişkilerimiz. Orada İYİ Partililerden beklentimiz var. Geçen sefer biz Balıkesir'de Ahmet Akın'ı aday gösterdik, ortak adayımızdı. Seçimi almaya yakın değil, almıştı Ahmet Akın. İYİ Parti'nin İsmail Ok diye bir milletvekili vardı. İnanılmaz bir ısrarla 'Balıkesir'i bize bırakın' diye Meral Hanım istedi. Kemal Bey kabul etti. İsmail Ok, iki eliyle seçimi AKP'ye bıraktı, yani kaybetti. Sonra partisinden istifa edip AKP'ye katıldı. Şimdi yeniden milletvekili yapıldı. Meral Hanım'ın 'Bunların hiçbirine bir borcum yok, sana var Ahmet. Bir gün borcumu ödeyeceğim' dediğine şahit oldum. Biz Ahmet Akın'ı aday yaptık ve İYİ Parti'nin bu jesti yapmasını açıkça bekledik. Ben hala bekliyorum. Bu jesti İYİ Partili yöneticilerden görmüyorsak da Balıkesir'deki İYİ Partililerden göreceğimizi ümit ediyoruz.
"SOKAĞA ÇIKACAĞIZ, HAKKIMIZI ALACAĞIZ, EVİMİZE DÖNECEĞİZ"
TÜRK-İŞ açlık sınırı olarak 16 bin 200 lira ilan etti, bunlar emeklilere 10 bin lira veriyorlar. Açlık sınırının neredeyse yarısına emekliyi yokluğa, yoksulluğa mahkum etti. Yüzünü kapatan anneler, ablalar pazarda ezilmiş sebze-meyve topluyorlar. Bugün marketlerde çürümeye yüz tutmuşları olgunlaşmış sebze diye yarı fiyatına satıyorlar, millet onu kapışıyor. Bu tutmuş diyor ki, 'Birileri emekliyi kışkırtıyor.' Sen bu yaptıklarınla emekliyi kışkırtmıyorsun da ben bunu söyleyince mi emekliyi kışkırtıyorum? Keşke kışkırtabilsem, ümit ederim emeklileri sokağa dökebilsem, emekliler ve işçiler haklarını aramak için yürüseler, keşke 500 bin tane emekli Taksim'e gitse de zapt etse. Demokrasi, tepki ve protesto rejimidir. Bununla tanışacaklar. 10 bin lira verdiğin emekli susuyorsa ona hakkını arattırmak benim görevim. Biz bu milleti sokağa dökeceğiz kardeşim. Sokağa çıkacağız, hakkımızı alacağız, evimize döneceğiz. Sendikal haklar için de mücadele edeceğiz, zamlara karşı da direneceğiz. Kan akıtmayacağız, cam-çerçeve kırmayacağız ama hakkımızı arayacağız."