Ahmet Mümtaz Taylan’ın NTV’de sunduğu "Empati" programına konuk olan Nur Sürer, "Yoksulluk insana erken büyümeyi öğretir" diyerek, kendi çocukluğundaki zorlukları ve annesinin güçlü figürünü anlattı. Kaderin insanın elinde olduğunu belirten oyuncu, özgürlüğün önemine de vurgu yaptı.
"Yoksulluk nedir, ne demektir?" sorusuna başarılı oyuncu Nur Sürer,
Ben yoksul bir aileden geldim. Şimdi baktığımda daha neşeliydim mesela, muzun tadını bilmeyen biriydim ben ama yoksulken bile neşeliydik. Yoksulluk, iyi bir şeye erişememektir. Yani bir insan için gerekli ne varsa; barınma, yeme içme, beslenme, giyim ya da kitap alma, eğitim fırsatları... Öyle daha sıradan, herhangi bir okula gidebiliyorsun. Ben Çocuk Esirgeme Kurumu'nda okuyan çocukların gittiği bir okulda okudum ilkokulu. Yokluk insana bir sürü şey öğretir. Yani büyük bir insan gibi düşünebiliyorsan, yaşının çok üstünde aslında çabuk büyümeyi öğretiyor sana yoksulluk." yanıtını verdi.
Annem hayatımda baş karakterdi
Ben, annenin daha önemli olduğunu düşünürüm hep. Çünkü kendi hayatımda baba figürü yok gibi bir şey. Annem baş karakterdi ve daha kucaklayıcı biriydi. Benim öğrendiğim bu ama tabii ki örnekler var. Yani çok iyi babalar da var.
Kadere inanmam
Ben kadere hiç inanamam. Yani, insanın kendisinin belirleyeceği bir şeydir kader. Kendi örebilir insan, kurgular içinde değiştirebilir, yapabilir, belirleyebilir.
Annem alkışlanacak bir kadındı
Annem çalışan bir kadındı, babam ise çalışmayan biriydi. Zaten ben ilkokula başladığım sene hayatımızdan çıktı. Dört kardeş, annemle beraber büyüdük. Cesur bir kadındı, okuma yazması yoktu ama alkışlanacak bir anneydi.
Okulda fakirler listesindeydik
Okuldayken, kardeşlerimle beraber fakirler listesindeydik. Anneme, niye böyle bir yardım yapılıyor, bu insanlar bizim fakir olduğumuzu nereden biliyorlar?" diye sormuştum. Herhalde eğitimde belirliyorlardı, aileler nedir, çalışan bir kadın, kocası yok, çocuklarına bakıyor falan, oralardan yürüyorlar. Ama ben hep çıkıntı bir çocuktum. Öfkeli değildim ama çıkıntı bir çocuk oldum, burnum düşse yerden almazdım. İlginç bir çocuktum yani, okumaya meraklıydım.
Düzene karşıyım, yasaklara gelemiyorum
Disiplinle sorunu olan birisiyim, toplumsal disiplin falan hepsiyle yasaklara gelemiyorum, düzene biraz karşıyım yani onlarla ilgili sorunum var, rahatsız biriyim. Kavgam var, niye var? Yoksulluk olmasın, daha çok demokrasi, herkes fırsat eşitliğine sahip olsun.
İnsanların sınırsız olmasını istiyorum
Yani biz çok özgür çocuklardık, annem bize hiç karışmazdı. Yani düşündüğün şeyi söylemek, bağırarak söylemek... Hatta şimdi ben kendi çocuğuma da onu yaptım. Yani çok özgür bir şekilde yetiştirdim oğlumu, onunla hiç çatışmadım çünkü kararlarını ona bıraktım. Kendi kararlarını vermesini istedim çünkü biz öyle gördük.
Özgürlük çok güzel bir şey, bir defa kelimenin kendisi çok güzel. Özgürlük deyince deniz, okyanus, yeşil görüyorum. İnsanların düşündüğü şeyleri rahatça söyleyebilmesi... Bunun sınırsız olmasını istiyorum, hatta.
Haber/Elif Garip