Televizyon dünyasının ünlü isimlerinden Mehmet Ali Erbil, bu hafta Pembe Masa programının konuğu oldu. Özlem Esra ADA ile gerçekleştirdiği keyifli sohbetin detaylarını paylaşan Erbil, hayatına dair önemli anekdotlar ve özel açıklamalar yaptı.


Televizyonda yaptığın işte kamera önünde eğer kendinsen o çok değerli bir şey. O zaman puan alıyorsun, o zaman ailenin içine giriyorsun, o zaman seviliyorsun, kalıcı oluyorsun. Kameranın önünde kendin olabilmek, çok değerli bir olgu. Ben kendimi bu konuda hem yurt içinde hem yurt dışında kanıtladım. Dünyada 3 yıl üst üste en iyi showmen presenter olarak, yani Game Show sunucusu olarak 3 yıl üst üste ödül almış tek sunucuyum.


Konservatuara ilk girdiğimde bir aşkım vardı, hüsrana uğramış bir aşkımdı. Beni pilotla aldattı, o yüzden pilotlara karşı birazcık mesafeliyim dermişim. Çok üzülmüştüm, çünkü gerçekten çok seviyordum. Yani, yaz aşkı denir ya, öyle bir şeydi.


Beni çözebilecek psikologlar daha doğmadı. Kendimi açıklamaya ve ifade etmeye başladığımda, psikologlar bana şunu söylediler: "Böyle bir şey, böyle bir tema, hiç kafamızda oluşturmamıştık. Kitaplarda da yazmıyordu." Saygı duydular. Ben yedekleme yapıyordum, çünkü bana "Eşinizi aldatıyorsunuz ya da neden böyle yapıyorsunuz" diye soruyorlar. Küçüklüğümden beri sevgi yoksunluğu yaşadığım için, sevgiyi kaybedebilirim korkusuyla hemen başka bir yedekleme yapıyordum.


Yani bizim evliliklerimizde olsun, çocuklarımla olsun, çok insani ilişkilerimiz vardır. Ben hiç kimseye bugüne kadar şiddet göstermedim, bir tokadım bile yoktur. 4 evlilik geçirdim hayatımda, hiçbir eşime bir tokat bile atmamışımdır. Evet, onları hep çiçek gibi korumuşumdur, kollamışımdır. Hiçbirini mağdur etmemişimdir. Bunu gururla söylüyorum.


Hastalık dönemimde hiç öleceğini düşündün mü? 

 
"Hayır, sadece Allah korusun felç olursam yani elim ayağım tutmazsa, bitkisel hayat gibi bir şey olursa, kız kardeşime

Cemil İpekçi: "Benim için güzel insan, beynini giydirmiş insandır" Cemil İpekçi: "Benim için güzel insan, beynini giydirmiş insandır"
. Çünkü kimseye yük olmak istemem, kendime de öyle. "


O dönemlere ait bir tek şeyi unutamam, Hülya Avşar’ı. Mesela, kaç ay yattım, hiç dışarıya çıkamadım, yatağa mahkumdum. Tekerlekli sandalyeyle sadece hastane koridorunda dolaşıyordum. Aralarından sadece Hülya Avşar beni dışarıya çıkardı.


Toplum üzerinde kredim çoktu

Toplum üzerinde her zaman kredim çoktu. Önemli bir olgu bir sanatçı için. Herkese nasip olacak bir şey değil, yani birçok sanatçıyı görüyoruz, en ufak bir hatasında seyirci veya izleyici onu linç ediyor ve bir daha geri dönmüyor. Bazılarını görüyorsunuz, bir bayana şiddet uyguluyor, 3 yıl, 4 yıl ekranlardan, sinemalardan uzak bırakılıyor. 

Bugüne kadar çapkınlık telefonum olmadı

Kendinden büyük biriyle olmak, bu konuda Seda Sayan'ı örnek alıyorum. Kendinden yaşça küçük biriyle beraber oluyor, bir bayan olarak oluyorsa, ben de bir erkek olarak niye olmayayım? Ben gizli saklı yapmıyorum. Yani ben evli olup da hiçbir zaman başka bir metresim olmadı, başka bir imam nikahlı ikinci eşim olmadı. Hiç bunları yaşamadım, yaşatmadım da eşlerime. O kadar evlilik geçirdim, ikinci telefonum olmamıştır, yani çapkınlık telefonu. Genç sevgili olmuş, benden 40 yaş küçük olmuş, 10 yaş küçük olmuş, hiç önemsemiyorum. İnsanlar nerede ortak paydada buluşuyorlarsa, o değerli, benim için.

Tekrardan Çocuk Sahibi Olmayı Çok İsterim

Tekrardan çocuk sahibi olmayı çok isterim, neden olmasın? Yeniden hayata gelmek gibi bir şey. Diğer çocuklarımın da çok hoşuna gider, ailemize hareketlilik gelir.