Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Kobanê Davası'nda karar çıktı.
Duvar'dan Ceren Bayar'ın haberine göre duruşma öğlen arasının ardından yeniden başladı. Yaklaşık 35 dakikalık gecikmenin ardından başlayan duruşmada karar okunmaya başladı.
Mahkeme başkanı, "Bu vicdani kanaate varırken, dosyadaki deliller incelendi ve böyle bir vicdani kanaate varıldı" diyerek sözlerine başladı. 130 sayfalık karar olduğunu, ancak bunun özetini okuyacağını belirtti. Karar okunmaya başlanınca avukatlar "Bijî berxwedana HDP" sloganları atarak alkışlarla kararı protesto etti. Avukatların salonu terk etmeye başlamasının ardından mahkeme başkanı kararı okumayı durdurdu. Avukatların salondan çıkması beklendi.
KARAR OKUNDU
Mahkeme başkanı, avukatların salonu terk etmesinin ardından kararı alfabetik olarak okumaya devam etti.
Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk'e 10 yıl hapis cezası verildi.
HDP'li siyasetçi Ali Ürküt'e, 'devletin birliğini bozma eylemine yardım suçundan' 13 yıl 4 ay hapis cezasına, Ürküt’ün tutukluluk halinin devamına, suç işlemeye tahrikten de ayrıca 3 yıl 9 ay hapis cezası verilmesine hükmedildi.
Alp Altınörs'e, 'Devletin birliğini bozmaya yardım eylemi'nden 18 yıl hapis cezası, suç işlemeye tahrik suçundan da 4 yıl 6 ay ceza verildi. Tutukluluğunun devamına hükmedildi.
Ayhan Bilgen ve Altan Tan, 'Devletin birliğini, bütünlüğünü bozma ve terör örgütü kurma' suçlamalarından beraat etti.
Siyasetçi Ayla Akat'a, 'terör örgütü üyeliği' suçlarından 9 yıl 9 ay ceza verildi. Akat'ın tutukluluk süresi göz önünde bulundurularak tahliyesine hükmedildi.
Aynur Aşan'a 'örgüt üyeliği'nden 9 yıl hapis cezası ve tutukluğunun devamına karar verildi.
Aysel Tuğluk, hakkında beraat kararı verildi.
Ayşe Yağcı'ya 'örgüt üyeliği'nden 9 yıl ceza verildi. Yağcı'nın tutukluluk süresi dikkate alınarak tahliye kararı verildi.
Berfin Özge Köse ve Bircan Yorulmaz'ın beraatine hükmedildi.
Bülent Parmaksız, 'devletin birliğini bozma' suçundan 16 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Can Memiş, hakkında beraat kararı verildi.
Cihan Erdal ve Dilek Yağlı'ya 16 yıl hapis cezası verildi.
Figen Yüksekdağ hakkında 'devletin birliğini ve ülkenin bütünlüğünü bozma' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilirken ceza 19 yıla düşürüldü. Tutukluluk halinin devamına karar verildi. Yüksekdağ, 'tahrik' suçunu basın yoluyla işlediği gerekçesiyle 4 yıl 6 ay, 'kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşlerine katılma' sebebiyle 2 yıl ve 'terör örgütü propagandası'ndan da 1 yıl 6 ay ceza aldı.
Gültan Kışanak, 'örgüt üyeliğinden 12 yıl hapis cezası' aldı. Kışanak'ın tutukluluk süresi göz önünde bulundurularak adli kontrol ile tahliyesine hükmedildi.
Günay Kubilay hakkında 'devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma' suçundan 16 yıl hapis cezası, suç işlemeye tahrikten 4 yıl 6 ay hapis cezası verildi.
İbrahim Bilici'ye beraat kararı çıktı.
İsmail Şengül hakkında 'devletin birliğini, ülkenin bütünlüğünü bozmaya yardım' suçundan 16 yıl hapis cezası, 'suç işlemeye tahrik'ten 4 yıl 6 ay hapis cezası verildi.
Mesut Bağcık ve Meryem Adıbelli'ye 'örgüt üyeliği'nden 9 yıl hapis cezası aldı. Adli kontrol şartı ile tahliyelerine kararı verildi.
Nazmi Gür'e ise 'devletin birliğini ve ülkenin bütünlüğünü bozma' suçundan 18 yıl, 'suç işlemeye tahrik'ten 4 yıl 6 ay hapis cezası verildi.
Nedir Çakan, örgüt üyeliğinden 9 yıl hapis cezası aldı.
Pervin Oduncu'ya 'devletin birliğini ve ülkenin bütünlüğünü bozma' suçundan 18 yıl, 'suç işlemeye tahrik'ten 4 yıl 6 ay hapis cezası verildi.
Sebahat Tuncel hakkında 'örgüt üyeliği'nden 12 yıl hapis cezası verildi. Tuncel’in tutuklulukta geçirdiği süre göz önünde bulundurularak adli kontrol şartı ile tahliyesine karar verildi.
Selahattin Demirtaş'a 'devletin birliğini ve ülkenin bütünlüğünü bozmaya yardım' suçundan ağırlaştırılmış müebbet cezası verildi cezası 20 yıla indirildi. Tutukluluk halinin devamına karar verildi. Demirtaş hakkında ayrıca 'suç işlemeye tahrik'ten 4 yıl 6 ay, 21 Mart 2016 Newroz’unda yaptığı konuşmadan 2 yıl 6 ay, 29 Şubat 2016’da Diyarbakır’da yaptığı konuşmada halkı kanunlara uymamaya tahrikten 1 yıl 6 ay hapis cezası verildi.
DAVA ÖNCESİ
Türkiye'nin pek çok şehrinden 300'e yakın avukatın, 10 baro başkanının ve yüzlerce kişinin izlemeye geldiği duruşmanın görüleceği Sincan Cezaevi önünde onlarca çevik kuvvet aracı, TOMA araçları, yüzlerce çevik kuvvet polisi ve özel harekat polisleri de konuşlandırıldı. Sincan Cezaevi etrafında yaklaşık bir buçuk kilometrelik koridor oluşturulurken, havadan da polis helikopteri devriye uçuşu yaptı.
'AİHM KARARINI UYGULAMAYAN BİR YARGI VAR'
DEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan da davası öncesinde açıklamada bulundu.
Bakırhan, "Bu bir hukuk davası değildir. Gizli tanıklarla zorlama yorumlarla hazırlanan siyaseti erkin yönlendirdiği, karar verdiği bir kumpas davasıdır. Bugün yumuşamadan bahsedenler için Kobanê kumpas davası bir milat olacaktır. 31 Mart'tan bir ders alınıp alınmadığını bugün göreceğiz. Verilecek kararın önümüzdeki dönem Türkiye'nin hangi hatta gideceğinin de göstergesi olacağına şahitlik edeceğiz. Diliyorum ki mahkeme heyeti siyasi erkten etkilenmez. Dosyadaki boş delillerle yıllardır tutuklu olan arkadaşlarımızı tahliye ederler" ifadelerini kullandı.
Hatimoğulları ise şöyle konuştu, "Burada açıklanacak olan karar, ya Türkiye'yi tam bir karanlık, tam bir İstiklal Mahkemeleri ortamına geri çekecek ya da Türkiye'de demokrasinin önünün açılması için bir başlangıç olacak. Türkiye için bu dava bir yol ayrımıdır. AİHM kararını uygulamayan bir yargı var. Bu karar uygulanmış olsaydı, Kobanê kumpas davasından yargılanan bütün arkadaşlarımız serbest olacaktı."
Duruşmayı izlemeye gelen CHP heyeti arasında Ali Mahir Başarır, Sezgin Tanrıkulu, Kayıhan Pala, Orhan Sarıbal, Yüksel Taşkın, Muhip Kanko, Gökçe Gökçen, Aliye Timisi, Süleyman Bülbül ve Okan Konuralp yer aldı.
Duruşmaya ayrıca TİP Genel Başkanı Erkan Baş, EMEP Milletvekili Sevda Karaca, CHP eski milletvekilleri İlhan Cihaner ve Atilla Kart, büyükelçilik temsilcileri ve çok sayıda DEM Parti milletvekili katıldı.
CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır da uzun süredir görülen bu davada kararın, dosyadaki delillere göre verilmesi gerektiğini söyledi. Adaletin yerine gelmesini beklediklerini ifade eden Başarır, "Dosyada sadece gizli bir tanık var ve o gizli tanığın ifadeleri savunma tarafından çürütülmüş durumda" değerlendirmesini yaptı.
Duruşmayı yöneten hakimlere de seslenen Başarır, "Bugün beklentimiz lütfen tüm ön yargılarınızdan arının, hiçbir siyasal yapıya bakmayın, vicdanınıza göre karar verin. Burada adalet bekliyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi grubu bu tip tüm davalara aynı hassasiyeti gösteriyor. Bugün de arkadaşlarımızla bu hassasiyetle davayı takip ediyoruz" diye konuştu.
DURUŞMA BAŞLADI, DEMİRTAŞ VE YÜKSEKDAĞ KATILMADI
Kobanê Davası'nın karar duruşması kimlik tespiti ile başladı. HDP'nin tutuklu bulunan önceki dönem eş genel başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ ile tutuklu siyasetçiler Gültan Kışanak, Ali Ürküt, Günay Kubilay, Nazmi Gür, Bülent Parmaksız, Sebahat Tuncel, Zeynep Karaman, Zeynep Ölbeci, Aynur Aşan, Ayşe Yağcı, Ayla Akat Ata, Dilek Yağlı, Pervin Oduncu, Meryem Adıbelli duruşmaya katılmadı.
Demirtaş, son savunmasında, "Kararı yüzüme okumanıza müsaade etmeyeceğim. Karar açıklandığı zaman eşime, kızlarıma, sizlere vasiyetimdir. Karar açıklandığı zaman davul-zurnalarla karşılayın. Çünkü biz de burada öyle karşılayacağız" demişti.
AVUKAT ÖZBİNGÖL: TARAFSIZ VE BAĞIMSIZ YARGININ SÖZ KURMASI VAKTİ GELDİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUZ
Mahkeme başkanı, avukatlara son sözlerini sorması üzerine savunma avukatları adına iki avukat söz aldı. İlk söz alan DEM Parti Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu Eşsözcüsü ve avukat Sevda Çelik Özbingöl yargılama sürecinde yaşananlara dair bir özet sundu.
Özbingöl, “Soruşturma, kovuşturma süreçleri kanuna aykırı bir şekilde işletilmiştir. Yargılamanın en başından beri ilke ve mevzuatlar açıkça ihlal edilmiştir. Tüm itiraz ve izahatlarımıza rağmen celse süreleri, duruşma periyotlarıyla adil yargılanma hakkı ağır bir şekilde ihlal edilmiştir. Tüm yasal öncelikler açıkça ihlal edildi. Bu dosya bir yük halinde etkin bir savunmayı etkileyecek şekilde planlamak yürütülmüştür. İnsani taleplerimiz bile ısrarlı bir şekilde reddedildi. Savunmalar bitmeden tanık görüşleri alınmıştır. Gizli tanıklar avukatların olmadığı bir yerde dinlenmesi gerçeği ortaya koyuyor. Aysel Tuğluk ısrarla mahkemeniz tarafından savunması zorla alınmıştır Yine Ali Ürküt hakkındaki tahliye talebi gerekçe dahi sunulmadan reddedilmiştir. Birçok yasada bulunan ağır suç istinatlarla yargılanıyor müvekkillerimiz. Karar siyasi bir karar olacak. Bu kararla rant devşirmeye çalışan gürûhu hepimiz biliyoruz” dedi.
Adil yargılama hakkının ağır bir şekilde ihlal edildiğini söyleyen Özbingöl, davanın siyasi süreçlerden bağımsız ilerlemediğini ifade ederek, “Artık dosyamızda yaşanan tüm süreçlere rağmen, ülkemizin demokratik geleceği, kamuoyu vicdanı ve dosyanın gerçek mahiyetine uygun tüm siyasi baskı ve etkiden azade yargının, tarafsız ve bağımsız yargının söz kurması vakti geldiğini düşünüyoruz” dedi.
KADIN SİYASETÇİLERDEN CEZAEVLERİNDE DEVAM EDEN EYLEME DESTEK
Bingöl, duruşmaya katılmayan tutuklu kadın siyasetçiler Sebahat Tuncel, Ayla Akat Ata, Zeynep Ölbeci, Zeynep Karaman, Aynur Aşan, Ayşe Yağcı, Meryem Adıbelli ve Pervin Oduncu'nun mesajını okudu.
Mesajda şu ifadeler yer aldı: “Kürt sorununun çözümü, Türkiye'nin demokratikleşmesi, demokratik hukuk düzeninin sağlanmasının yolu İmralı Ada Cezaevi'ndeki mutlak tecrit ve izolasyona son verilmesidir. Kürt halk önderi sayın Abdullah Öcalan'ın sağlık, güvenlik ve özgürlük koşullarının sağlanması için bugün mahkemenizde görülecek olan duruşmaya katılmayacağım.” İmralı Cezaevi'ndeki duruma dikkat çekmek isteyen bazı tutukluların çeşitli cezaevlerinde duruşmalara, aile görüşüne katılmama ve telefon hakkına çıkmama eylemi yaptığı, kadın tutukluların da bu eyleme destek verdiği kaydedildi.
'YARGI VE GÜVENLİK BÜROKRASİSİ İÇİNDEKİ GELİŞMELER KAYGI VERİCİ'
Bingöl’ün ardından söz alan avukat Özgür Erol, dosyaya yeni belgeler girdiğini hatırlatarak, bugün bir karar kurulmamasını ve tutuk incelemesi yapılarak müvekkillerinin tahliye edilmesini istedi.
Erol, “Hâlâ yeni evraklar geliyor, hâlâ incelenmemiş evraklar var. Beyan alınmadığı için bugün karar kurmayınız. Evrakların incelenmesi için gerekirse başka bir gün veriniz. Tutuk durumunu inceleyiniz. Maktullerin gerçek faillerinin kimler olduğunu Emniyet de iddia makamı da yapmadı. Bunu biz yaptık. Getirip önünüze koyduk, siz ne dediniz aynı gün kurduğunuz ara kararla 'Dava dışı kişilerle ilgili talepleri kabul etmiyoruz' dediniz. Kobanê olaylarının paramiliter güçler olduğunu gösterdik. Dargeçit’te Diyarbakır’da Hizbullahçıları, Adana’da IŞİD’in işlediği cinayetleri gösterdik. Ancak bu yargılama kendi hakikatini üretme kabiliyetinden dahi yoksundur. Hakikat o kadar basit değildir, her zaman bir bedeli vardır. Bu davanın tamamı içerisinde hakikate en yakın olanlar yargılanan arkadaşlarımızdır. Hepsine gösterdikleri duruş için saygılarımı sunuyorum” diye konuştu.
Sinan Ateş cinayetinde yaşananlar, Ayhan Bora Kaplan dosyası ile Yargıtay Başkanlığı seçimine siyasetin müdahale ettiği iddialarını hatırlatan Erol, yargı bürokrasisi ve güvenlik bürokrasisi içindeki gelişmelerin kaygı verici olduğunu kaydetti.
‘BİR SİYASİ PARTİNİN HUKUK ELİYLE SİYASETEN KATLEDİLMESİNİN HİKAYESİ’
Dava sürecinde yaşananları özetleyen Erol, ardından şu ifadeleri kullandı: “Bir siyasi partinin hukuk eliyle siyaseten katledilmesinin hikayesidir. Böylesi bir yargılamanın hakikati ortaya çıkarmakla uzaktan yakından alakası bulunamaz. Bu yargılama kendi hakikatini üretme kabiliyetinden dahi yoksundur.”
ARA KARAR: ERTELEME TALEBİ REDDEDİLDİ, TAHLİYE TALEBİ HÜKÜMLE BİRLİKTE DEĞERLENDİRİLECEK
Avukat beyanlarının ardından Mahkeme Başkanı ara kararını açıklayarak avukatların erteleme ve ek süre talebini reddederek, tahliye taleplerinin ise hükümle birlikte değerlendirileceğini söyledi.
Ardından salonda bulunan sanıklara söz veren tutuklu siyasetçi Alp Atınörs’ün “Bugün bir hüküm açıklayacak mısınız?” sorusu üzerine mahkeme başkanı, “Son sözleri aldıktan sonra hüküm açıklayacağız” dedi.
Duruşma Altınörs’ün sözleriyle devam etti. Altınörs, “HDP'ye üye olmak MYK toplantılarına katılmak da suç değildir. Bunların tümü Anayasa güvencesi altında olan haklardır. Ortada suç yoktur ama ortada yatılan 4 yıllık hapis vardır. Bizler halklarımızın nezdinde çoktan beraat ettik sizden de beraatimizi talep ediyoruz” dedi.
ALTAN TAN: 6 EKİM 2014 MYK TOPLANTISINA KATILDIM, DEMOKRATİK PROTESTO ORTAK GÖRÜŞÜMÜZDÜ
Duruşmaya Diyarbakır’dan SEGBİS’le bağlanan, tutuksuz yargılanan eski HDP’li Altan Tan, “Çok açık ve net bir şekilde ifade edeyim ki yıllardır PKK’nin yürütmekte olduğu siyaset şekline eylemlerine karşı olduğu gibi devletin ve hükümetin Kürt sorununun çözümü ile ilgili yaklaşımlarını yanlış bulmaktayım. Ne PKK’nin siyasetini ne de devletin bugün uygulamakta olduğu yöntemi doğru bulmaktayım” dedi.
Demokratik çözümün doğru olan yol olduğunu ifade eden Tan, “6 Ekim 2014’teHDP’nin MYK üyesi olduğunu ve toplantıya katıldığını söyledi. IŞİD’in Kobanê’ye yönelik saldırılarının demokratik yollarla protesto edilmesi ortak görüşümüzdü. Bu ortak görüşte hiçbir şekilde şiddet ve terör yoktu bu konuda da hiçbir görüş hiçbir çağrı olmadı” ifadelerini kullandı.
‘DEMİRTAŞ VE DİĞER ARKADAŞLARIMIZI ZAN ALTINDA BIRAKACAK HİÇBİR ŞAHİTLİĞİM YOK’
Selahattin Demirtaş ve diğer siyasetçilerin aleyhlerinde ifadede bulunacak hiçbir şahitliği olmadığını belirten Tan, “Arkadaşlarımızı zan altında bırakacak, aleyhlerinde delil oluşturacak hiçbir şahitliğim, ifadem, duyumum yoktur” dedi ve beraatini istedi.
ÜSTÜN: HDP’NİN POLİTİK ÇİZGİSİNE TÜRKİYE’NİN İHTİYACI VAR
Duruşmaya SEGBİS’le İstanbul’dan bağlanan dönemin HDP MYK üyesi Beyza Üstün, HDP’nin politik çizgisine Türkiye’nin ihtiyacı olduğunu söyledi ve “Bu dava hukuka, bilime, insanlığın bütün değerlerine, barışa aykırıdır. Bize suç olarak isnat edilen hiçbir suçu kabul etmiyorum. Bu bir siyasi müdahaledir. Bu müdahaleye adalet, hukuk ortak edilmeye çalışılmaktadır” ifadelerini kullandı.
Mahkeme heyetine seslenen Üstün, "Bugün vereceğiniz kadar bu ülkenin demokratik yapısı için de vereceğiniz bir karardır. Hukukun evrensel ilkelerine bağlı kalacağınızı umarak kendiniz ve tüm halklar için karar vereceğinizi düşünüyorum" dedi ve beraatini talep etti.
108 KİŞİ YARGILANIYOR
Eski HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın da aralarında bulunduğu 18’i tutuklu 108 kişi davada yargılanıyor. Söz konusu 108 kişi, ''devletin bütünlüğünü bozma'' başta olmak üzere pek çok iddiayla yargılanıyor. Davanın iddianamesi, Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 7 Ocak 2021’de kabul edildi. Davada yargılananlar hakkında 29 ayrı iddiayla 38'er kez ''ağırlaştırılmış müebbet hapis'' cezası isteniyor.
Tutuklu bulunan siyasetçiler Figen Yüksekdağ, Selahattin Demirtaş, Ali Ürküt, Günay Kubilay, Nazmi Gür, İsmail Şengül, Bülent Parmaksız, Alp Altınörs, Sebahat Tuncel, Zeynep Karaman, Zeynep Ölbeci, Aynur Aşan, Ayşe Yağcı, Ayla Akat Ata, Dilek Yağlı, Pervin Oduncu, Meryem Adıbelli ve Gültan Kışanak.