Çocuklarımız gözbebeğimiz. Hep öyle deriz. Öyle de.

Bir ulusun gelenek ve kültürlerini sürdürebilmesi için, bugünün çocukları yarının büyükleri olacak bu genç nesilin hangi ortamlarda yetiştikleri, hangi ortamlarda eğitim aldıkları bizim için çok önemli.

Bugüne kadar bu sayfalarda birçok konuyu dile getirdik. Çözümler aradık, bazılarına çözümler bulduk bazıları elimizde olmayan nedenlerden dolayı sürümcemede kaldı. Onu da siz okuyucularımızın takdirine bıraktık. 

Bugün de çok önemli ve görkemli bir eğitim kurumunda geçtiğimiz günlerde yaşanılan bir taciz olayının failinin akıbetini araştırmak için olayın yaşandığı Kağıthane Bil Koleji'nden olay hakkında bilgi almak istedik. Bir dayak yemediğimiz kaldı. 

Nasıl mı? 

Anlatayım...

Anlatmadan önce kısa bir hatırlatma yapalım:

Tarih 13 Mayıs,

İstanbul Aydın Üniversitesi'ne bağlı Bil koleji'nin İstanbul Kağıthane'de bulunan şubesi bir taciz olayıyla sarsılıyor. İddiaya göre; İngilizce öğretmeni, lise düzeyindeki iki öğrenciye okulun asansöründe cinsel tacizde bulunuyor.

Tacize uğrayan öğrencilerin olayı velilerine haber vermesiyle birlikte okula gelen öfkeli aileler, tacizci olduğunu iddia ettikleri İngilizce öğretmeniyle okul müdürünü darp ediyor.

Olayın ardından okula gelen polisler ise, tacizle suçlanan öğretmenle birlikte öğretmeni darp olayına karışan öğrenci yakınlarını da gözaltına alıyor. Civardaki esnafların anlatımına göre, polisin olaya erken müdahalesi okul bahçesinde olası bir facianın önüne geçmiş oluyor.

Olay üzerine Toplumsal muhabiri, iddiaları sormak ve bilgi almak üzere okula gittiğinde kapıda duran görevlinin "Bunu haber yapmak zorunda mısınız" tepkisiyle karşılaşıyor. 

Tabii ki Toplumsal Gazetesi olayın peşini bırakmayıp iddiaları araştırıyor ve bu sırada öğrenci velilerinden geçtiğimiz yıl da okulun müzik öğretmeninin bir başka öğrenciye cinsel saldırıda bulunduğunu ve okul yönetiminin sadece öğretmenin işine son vermekle yetindiğini öğreniyor. Olayın üzeri bu yolla kapatılmaya çalışılmış. Bir başka veli ise okul yönetiminin ailelere öğrencilerin okul puanının düşürüleceği tehdidiyle susmalarını tavsiye ettiklerini ileri sürmüştü. 

Bugün öğrencisine cinsel saldırıda bulunan öğretmen hakkında okul yönetiminin şikayetçi olup olmadıkları hakkında bilgi almak amaçlı okulu aradığımızda telefona yanıt veren ve ismini söylemeyip sadece muhasebe görevlisi olduğunu söylemekle yetinen hanımefendinin "size ne yaa" azarıyla karşılaştık...

Anlaşılan okul yönetimi, cinsel taciz olayının Toplumsal tarafından duyurulmasından hayli rahatsız. Rahatsız olmakta haklılık payı da yüksek. Ancak velilerin iddiasında olduğu gibi bir önceki yılda da yaşınılan olayın bu yıl tekrarının olması, önümüzdeki yıllarda da bu ve benzeri olayların gerçekleşmeyeceğinin garantisinin olmayacağını anlatıyor.

Bil koleji yöneticilerine sorularımı yöneltmeden önce telefonda "size ne yaa" diyerek azarlamaya yeltenen hanımefendi acaba tacize uğrayan kendi çocuğu olsa nasıl davranırdı? Aynı tepkiyi gösterip "size ne yaa" der miydi? 

Şimdi Bil Koleji yönetimine kamuoyu ve öğrenci velilerinin kaygılarını dile getirmek adına soruyoruz: 

İddiaya göre geçtiğimiz yıl müzik öğretmeninizin okulunuzda yaptıklarının üzerini kapattınız mı? Eğer öğrenci velilerinin iddiası doğruysa 13 Mayıs'ta yaşanılan taciz olayı, önceki yıl yaşanılan olayın üzerini kapattığınızdan dolayı alınan cesaretten kaynaklı olabilir mi?

13 Mayıs'ta yaşanılan olaydan dolayı şüpheli İngilizce öğretmeni hakkındaki iddialarla ilgili şikayette bulundunuz mu?

Ve bir şey daha... Geçtiğimiz aylarda civardaki esnafın iddiasına göre, 7. sınıf öğrencisini sokak ortasında güvenlik görevlileriniz trafik kazası tehlikesine rağmen sokak ortasında uzun bir süre kovaladı mı? Ha "kovalamadı, yalan" diyorsanız, aileye ulaştık. O öğrencinin velisi size çok öfkeli, haberiniz olsun.

Ayrıca, bu işin peşini bırakacağımızı sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Şunu da hatırlatmakta fayda var. Ne muhabirlerimizi tehditleriniz korkutur bizi, ne de aileleri tehditleriniz velileri çocuklarına sahip çıkmaktan vazgeçirir. Bilmenizde fayda var.