4 Mart Pazar günü akşam saatlerinde İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü'nde faaliyet gösteren "İnsan ve Medeniyet Topluluğu" üyeleri tarafından "ramazan kutlamaları" gerekçesiyle okulun içine Arapça-Türkçe ayetler, cami sembolleri ve İslami motifler asıldı.
Toplulukların okul yönetiminden imzalı izin almaması halinde imzasız afiş, pankart, süsleme vb. materyaller aynı gün içinde güvenlik tarafından kaldırılırken, söz konusu ayet ve süslemeler öğrenciler tarafından tepkiyle karşılanmasına karşın okul yönetimi tarafından herhangi bir adım atılmadı.
Okul yönetiminin tepkilere rağmen adım atmamasının ardından okuldaki öğrenci platformu olan İYTE Dayanışma, dün konuya dair açıklama gerçekleştirdi. Açıklamanın ardından bu sabah duvardaki ayetler kaldırılırken, diğer İslami süslemelerin kaldırılmadığı görüldü.
'İRTİCAYLA MÜCADELEYE ÇAĞIRIYORUZ'
İYTE Dayanışma tarafından yapılan açıklamada, "Bizler laikliği savunanlar olarak kişilerin inançlarını kendi dünyalarında özgürce yaşayabilmesine saygı duyarız ancak dini siyasal bir araç haline getirip bununla örgütlenmeye çalışanlara karşı mücadele deriz" denildi.
Söz konusu topluluğun tarikat bağlantısına dikkat çekilen açıklamada, "İYTE’nin Cumhuriyetçi öğrencileri, sizleri irticayla mücadeleye çağırıyoruz. Şeriatçılara, tarikatçılara, din istismarcılarına okulumuzda geçit yok!" çağrısında bulunuldu.
İYTE Dayanışma'nın açıklaması şöyle:
Türkiye Cumhuriyeti’ni cumhuriyet yapan en önemli ilkelerden biri laikliktir. Laiklik sayesinde kul olmaktan çıkıp eşit yurttaş olabildik. Bu ilke dini siyasete alet edip yükselen pek çok siyasetçiyi tarafından yok sayıldı ve bu ilkeye karşı örgütlü mücadele yürüttüler. Bunun bir yansıması da şu anda okulumuzda meydana geliyor.
Laiklik ilkesinin özeti dinin kamusal alanda örgütlenmesini engelleyip kişilerin din ve vicdan özgürlüğünü sağlamaktır. Bizler laikliği savunanlar olarak kişilerin inançlarını kendi dünyalarında özgürce yaşayabilmesine saygı duyarız ancak dini siyasal bir araç haline getirip bununla örgütlenmeye çalışanlara karşı mücadele deriz. Kütüphanenin kolonlarına ayet asılması dinin vicdanı olarak yaşanması değil kamusal alana propaganda yoluyla sirayet etmesidir. Burada bir diğer noktaysa 5 gündür kolonlara asılı olmasına rağmen ne SKS’nin ne de kütüphane yönetiminin müdahale etmesidir. Okuldaki başka topluluklar altında SKS’nin imzası olmadan afiş asamazken bu kişiler kütüphanenin girişini ele geçirmiştir. Yönetim bu duruma nasıl sessiz kalabilmektedir?
Birtakım tarikat bağlantıları olan grupların okulumuzda bu kadar rahat hareket edip görünür olması bizler gibi laik duyarlılığı olan yurtseverleri derinden endişelendirmektedir. Bu grupların altına saklandığı maskeleri kaldırıp gerçek yüzlerini ortaya çıkartmak okulumuzdaki tüm Cumhuriyetçilerin ana görevi olmalıdır.
İlan ediyoruz: bizler, okuldaki yurtseverler laikliğe karşı işlenen suçlara sessiz kalmayacağız. Tarikatların, cemaatlerin ve onlarla iltisaklı grupların meşrulaşmasına izin vermeyeceğiz. İYTE’nin Cumhuriyetçi öğrencileri, sizleri irticayla mücadeleye çağırıyoruz. Şeriatçılara, tarikatçılara, din istismarcılarına okulumuzda geçit yok!
İRTİCAİ FAALİYET YÜRÜTEN GRUPLARA KARŞI LAİKLİK MÜCADELESİ ÇAĞRISI
Türkiye Komünist Gençliği de konuya dair bir açıklamada bulundu.
"Birtakım tarikatçı grupların bazı topluluklar içinde örgütlenmesiyle sözde din özgürlüğü adı altında İslamcı faaliyetler yürütülüyor" ifadelerine vurgu yapılan açıklamada, "Vakit irticacıların maskelerini indirip arkadaşlarımıza bunların gerçek yüzünü gösterme vaktidir" denildi.
TKG'nin "Çağdaş eğitimde laiklik vazgeçilmezdir" başlıklı açıklaması şöyle:
Okulumuzda son zamanlarda yükselen bir irticai faaliyet dizisi bulunmaktadır. Birtakım tarikatçı grupların bazı topluluklar içinde örgütlenmesiyle sözde din özgürlüğü adı altında İslamcı faaliyetler yürütülüyor. İşin bir diğer kısmıysa bu faaliyeti yürüten irticacıların yüzlerini saklayacak kadar korkak olmalarıdır. Açıktan HÜDAPAR’ı , YRP’yi ve diğer İslamcı legal/illegal oluşumları desteklediğini söylemekten çekinen gruplar okulumuzdaki arkadaşlarımıza 'hoşgörüyle' yaklaşıp zamanla onları dönüştürmeye çalışmaktadır.
Bizler laikliği savunan insanlar olarak dinin kamusal alana sirayet etmemesi yoluyla kişilerin inanç özgürlüğünü savunuyoruz fakat bu grupların yaptıkları faaliyetler inanç özgürlüğü altında ele alınamaz. Dini siyasete alet eden grupları ve buna alan açanları uyarıyoruz, laiklik bizim kırmızı çizgimizdir!
İnanç problemi olmadan bir arada yaşayabilmek için laiklik vazgeçilmezdir. Buradan okulumuzdaki tüm Cumhuriyetçi arkadaşlarımızı, okulumuzda irticai faaliyet yürüten gruplara karşı laiklik mücadelesine çağırıyoruz. Vakit irticacıların maskelerini indirip arkadaşlarımıza bunların gerçek yüzünü gösterme vaktidir. Şeriata, karanlığa geçit yok!