Medya

İpek Özbey, Adnan Oktar silahlı suç örgütünü tüm karanlık yönleriyle anlattı

Başarılı gazeteci ve yazar İpek Özbey, Adnan Oktar silahlı suç örgütünün gizli yüzünü tüm detaylarıyla Kırmızı Kedi TV'ye anlattı.

Adnan Oktar'ın  liderliğini yaptığı organize suç örgütünün tüm bilinmeyenlerini İpek Özbey, katıldığı YouTube kanalında anlattı. Kırmızı Kedi TV'ye konuk olan gazeteci Özbey, Adan Oktar çetesi hakkında:

"Adnan Oktar çetesi  silahlı bir suç örgütüdür. Tarihsel gelişimi de 80'lerin sonunda. Adnan Oktar'ın özellikle zengin çocukların etrafında toplardı. Kendi reklamlarını çok iyi yapan bir örgüt. Ama bunun suç örgütüne evrilmesi yıllar içinde oluyor tabii. Bu çocukların birçoğu ailelerinden kopuyor, koparılıyor. Aileler  kötüleniyor ve kendi yarattıkları Adnan Oktar'ın kendince yorumladığı o dine göre yaşamaya başlıyorlar. Ama bir süre sonra Adnan Oktar, artık bir kendi aralarında mesih gibi görüldüğü için o ne derse o olmaya başlıyor. O andan itibaren de zaten suç örgütüne dönüşüyorlar. İşin içinde kara para olduğu, ajanlık faaliyetlerinin olduğu, şantaj ve tehditle para aldıkları gibi birçok mesele var. Adnan Oktar'ın birkaç mekanı var ama asıl olaylar evinde oluyor. Stüdyo denilen bir yer var sürekli o A9 kanalından bildiğimiz çekimler yapılıyor. O çekimler için kızlar hazırlanıyor ve sürekli Adnan Oktar'a methiyeler düzüyorlar." açıklamalarında bulundu. 


Kızları kandırıp, şantaj ediyorlar

"Yakışıklı erkekler zengin ve muhafazakar görünüyorlar. Kızlarla tanışıyorlar önce seninle evlenmek istiyorum diyerek elini bile tutmuyorlar. Bir süre sonra birbirimize güveniyoruz zaten de evleneceğiz diyerek birlikte olmaya çalışıyorlar. Olmaya başladıktan sonra turnike sistemi devreye giriyor. Arkadaşı ve başkaları da kızlarla ilişkiye giriyorlar. Sonra zaten o kızlar kayıt altına alınmış oluyorlar ve bir daha o evden çıkamıyorlar. Kimisi böyle Stockholm Sendromu gibi katiline aşık oluyorlar, bazısı da nefret ediyor. 


 Adnan Oktar ölmekten çok korkuyordu

"Adnan Oktar herkesi istemiyor. Önce bir bakıyor sonra bunu bana ver diyor. Mağdurlar istemese de artık onun evinde yaşamaya başlıyor. Onun evinde yaşamak ne demek? Sabah kalkıyorlar bir ritüelleri var. Adnan Oktar kalkmadan önce hazır olmak durumundalar. Aynı o da A9 kanalında gördüğün gibi.  İşte makyajları tam, mini etekleri, dekolteleri her şeyleriyle hazırlar. Adnan Oktar, uzun penye şortuyla geliyor ve üzerinde atletiyle oturuyor. Ondan sonra onlar ona gazete okuyorlar, gazeteyi tutuyorlar, ayakları üşümesin diye fön makinesiyle terliklerini, ayakkabılarını ısıtıyorlar. Adnan Oktar'ın yemeğinin yapan tek bir kişi var, çünkü zehirlenmekten çok korkuyor. Bütün gün kızlar ona hizmet ediyorlar o da kızları taciz ediyor. Bütün günleri böyle geçiyor. Adnan Oktar zaten çok az dışarı çıkıyor. Çünkü bir şey olmasından çok korkuyor bu nedenle evde çok silah var. Herkesin odasında banyosu var banyolara kadar kamera var. O evde herkes gözleniyordu."

Kadınları görünümlerinin aynı olmasının bir hikayesi var

"Adnan Oktar'ın inanılmaz lüks bir hayatı vardı. Çok para harcıyor, kıyafetleri özel dikiliyor, hep markalar alınıyor. Yani inanılmaz konforlu bir hayatı vardı. Kadınların görünümlerinin aynı olmasının da bir hikayesi var. Çünkü Adnan Oktar, gençliğinde Ankara'da bir pavyonda bir kadını beğendiği söyleniyordu ve herkesi de o kadına benzetmeye çalıştı."


Adnan Oktar'ın her yerde adamları var

"Bunların her yerde adamları var. FÖTÖ gibi her yerde örgütlenmişlerdir. Adnan Oktar ilk yakalandığı zaman eski İçişleri Bakanı, Saadettin Tantan'a gittim. O da bir operasyon yapmıştı ama yine çıkmışlardı. Sadettin Tantan bana çok gösterişli adamlar meclis koridorlarında bana doğru geliyorlardı dedi. Kim bunlar ya dedim, bunlar "Adnan"cı" dediler dedi. Sonra o dönemin Fazilet Partisi vekilleri, onlar bizim çocuklar diyerek kendisine defalarca mesaj götürüyorlardı. Bu örgütün hala elemanları var yurt dışında, malları var ama bu gücü bence yargıtay artık bastırdı. Yani artık kafalarını çıkarabilecek durumda değiller. Çünkü Yargıtay, silahlı bir suç örgütü olduğunu onayladı."

Mağdurların kimlikleri değişti

"Ben çok mağdurla görüştüm. Oraya girdiğinde adı akbil olan kartın oradan çıktıktan sonra adının işte İstanbul Kart olduğunu bilmeyen, karşıdan karşıya nasıl geçeceğini unutmuş insanlarla konuştum. Dolayısıyla o insanlar çok acı çekmişler, çok utanıyorlar onunla birlikte olmaktan. Şimdi gerçekten hepsi kurtulduğu için çok mutlular ve her biri hala mücadeleyi sürdürüyor. Adnan Oktar mağdurlarının hepsinin kimlikleri değişti. Artık aynı kimliklerle yaşamıyorlar."

Elif Garip

Mustafa Sarıgül, Armağan Çağlayan'ın konuğu oldu Mustafa Sarıgül, Armağan Çağlayan'ın konuğu oldu

{ "vars": { "account": "G-9KFVFXJPJ" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }