Ünlü tarihçi İlber Ortaylı, KAFA TV'nin, "İlber Ortaylı Cahille Sohbeti Kestim'"in yeni bölümünde Türkiye'nin demografik yapısındaki sorunları ve toplumsal değişimleri ele aldı.
"Eurostat ve TÜİK verilerine göre, Türkiye'nin nüfusu 2053'te 93,9 milyonla tepe noktaya ulaşacakmış." yorumuna İlber Ortaylı,
"Olmayacak, Allah’a şükür. Nasıl? Çünkü 1960'ta verilen nüfus tahminine göre bizim çoktan 95 milyon olmamız gerekiyordu, olmadı, olmayacak. 1969’da nüfus etütleri girdim Hacettepe’de. Kısa bir müddet sonra ayrıldım. Yani benim kariyerim olacak gibi bir iş değil. Bir de çok iyi arkadaşlarımız vardı, hakikaten orada devam ettiler. 25 binde, 25, 2.5 yahut 24 tam bir artış. Bugün düştü. Bu düşüşü o zaman tahmin edemedik. Bu yıl için… Hayır, oluyor işte, düşüyor, söylüyorum sana. Fakat şunu söylediler; kız kardeşim jinekolog ve bununla da ilgileniyor. Bu dalla da, onun için yani Nuriye Ortaylı’nın dediği şey bu: 2000’li yıllarda yani 21. asırda Türkiye’nin nüfus artış hızı çoktan düşecek fakat genç nüfuslu bir ülke olacak ve nüfus açığını kapatacak rezervlerimiz var. Bir İsrail’in rezervi nedir? Yahudi Dünyası, etraftaki değil mi? Ona gelecekler, Amerika’nın rezervi nedir? Bütün dünya. Çünkü öyle yaratılmış." cevabını verdi.
Çiftçilik artık yapılmıyor
Geçenlerde İranlı yetkililer, 2025'te kadar yaklaşık 2 milyon kişiyi İran sınır dışı edeceğini açıkladı. İran'da yaklaşık 5 milyon Afgan bulunduğunu ve bunlardan birçoğunun düzensiz olduğunu belirterek, 2 milyondan fazla göçmeni sınır dışı edeceklerini açıkladı. Sizce bu 2 milyondan fazla sınır dışı edilen göçmen nereye gider?
"Onu bilemiyorum, buraya da gelir ama kimse bilemez, buraya da gelir, vallahi. İranlının tehlikeli bulduğu insan, en başta tabii Peştun dediğimiz dili konuşan, lehçeyi konuşan İranlı’dır. Aslında onlar da yani ırk ve şey olarak bu taraftandadırlar fakat Sünni’dir, sevmezler onları. İkincisi, Afganistan’dan gelen Türklerdir, Hazara takımı onlardır. Onları hep böyle düzensiz bulur, o kendine göre bu tarafa iter. Horasan bölgesi doludur bunlarla. Orada öyle olan, burada böyle olmaz. Kendi değerlendirmene bakacaksın.
Türkiye’de şimdi daha problem oldu gene. Gölpazarı mesela, gayet bereketli bölge. Birkaç yıldır burada ürün iyi devşirilemiyor. Yani, bölgenin genç köylüleri çiftçi olarak kalma kabiliyetini ve imkanını reddediyorlar, çeşitli nedenler var. Psikolojik neden de var, nesiller birbiriyle anlaşamıyor. Çok saçma mesela, Alpler’deki, İtalya’daki, Fransa’daki köylerde nesiller birbiriyle uyum içindedir. Burada öyle değil. Burada köyün, evin, ailenin babasıyla anası, böyle iki tane tip kan kusturuyor gençlere ve onlar kaçıyor oradan. Mesela bu çok açık, ciddi bir problem yani. Aile yapısı içinde maalesef üç nesil bir arada devam edemiyoruz."
"2074'te, Suriyelilerin doğum oranı bu hızla devam ederse, Türkiye'de seçimlerde siyasi iktidarı belirleyecek noktaya gelebilir mi?" sorusuna Ortaylı,
"Bu çok doğru bir tahmindir, %100 tutmaz ama yaklaşım doğrudur. Esas itibariyle iki nokta vardır. Birisi, kesinlikle akımı durdurursun ve hatta azaltmak için tedbirler düşünürsün. Bununla muvaffak olman mümkün değildir. Yalnızca eline satır alıp adamları kesecek değilsin, sopayı alıp kovalama imkanımız yok. Bu gibi destrüksiyon ve deportasyon metotlarını unutun. Fakat azalır, yani Suriyeliler de buna benzer, dokuz çocuk yapacak değiller. O da imkansızdır. Böyle azalan gruplar vardır, yani çok açıktır. Bizim ülkemizde de böyleydi bu."
"Günün birinde Suriye'li cumhurbaşkanımız olur mu?"
"Hayır, hiçbir zaman olmaz, hiçbir zaman olmaz ve Suriyeliler buraya uyum sağlama gayretine düştükleri ölçüde kalırlar, olamadıkları takdirde giderler. Çünkü Türklerin kozmopolit bir cemiyet yaratma kabiliyeti de yok, onu söyleyeyim size, olamaz."
Haber/ Elif Garip