Osman Keçeli

6 Şubat'ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerde sadece insanlar değil, hayvanlar da zarar gördü.

Deprem sonrası 9 gün boyunca hayvan kurtarma çalışması yürüten H.A.R.K ekibinde hayvan kurtarma gönüllüsü ve hayvan özgürlükçüsü Mansur Karaca, deneyimlerini Toplumsal Haber için aktardı.

Mansur Yarar

Mansur Yarar

'PETSHOPLARDA AÇLIKTAN ÖLEN KAFES KUŞLARIYLA KARŞILAŞTIK'
> 6 Şubat Pazarcık Depremi sonrasında hayvan kurtarma çalışmalarına yardımcı olmak için Kahramanmaraş’a doğru yola çıktın. Afet bölgelerinde hayvanların durumu nasıldı? Karşılaştığın manzaraları bize aktarır mısın?

Depremden sonraki sabah Kahramanmaraş’a gittik ve 15 Şubat’a kadar Kahramanmaraş’ta çalışma sürdürdük.

Hasarlı binalarda çok fazla toz vardı. Bu sebeple hayvanlarda göz problemleri baş gösteriyordu.

Özellikle kediler, bulundukları evden bir çıkış yolu olsa dahi evleri terk etmiyorlardı. Belki dışarı çıksalar kendileri için bir şans bulurlardı. Fakat aç kalsalar bile kırılmış camlardan ya da enkaz sonrası oluşan boşluklardan çıkmıyorlardı.

Evin içinde onları bulmakta güçlük çekiyorduk, travma dolayısıyla korkmuşlardı ve saklanıyorlardı.

İki petshop boşalttık. İçeride ölen hayvanlar dolayısıyla çok üzgünüm. Oradaki hayvanlar tamamen savunmasızdı. Deprem sonrası ilerleyen günlerden açlıktan ölen kafes kuşlarıyla karşılaştık. Balıklar için yapabilecek hiçbir şeyimiz yoktu.

Kolluk kuvvetlerle tartıştık. İçeri girmemizi istemiyorlardı. Balıklar için hiçbir şey yapamamış olmak beni çok etkiledi.

'AFAD EKİBİ HAYVANLAR İÇİN VİNÇ TAHSİS ETMEDİ'
> Hayvan kurtarma çalışmaları sırasında karşılaştığınız en büyük zorluk neydi?

Merdiveni yıkılmış binalar büyük sorundu. Bu binalara giremiyorduk, vinç gerekiyordu.

AFAD ekibi hayvanlar için vinç tahsis etmedi. Bunu planlamamışlardı. Delici ve kırıcılar gerekiyordu. Devlet böyle bir şey düşünmemişti.

Hayvan sahipleri evden çıkarken kapıyı açık bırakmalılardı. Bazı kedi ve köpekler dışarı çıkabilirdi. Ya da biz bu evlere girebilirdik. Yağmacılar girmesin diye kapıyı kitlemişlerdi. Çelik kapıları kırmak çok zordu. Kilitli bir kapıyı açamıyorduk. Kimi zaman duvarı kırmak daha kolay bir seçenekti.

Bazı binaların ana kapıları mühürlenmişti. İnsanlar mallarını korumak için evlerdeki hayvanlarını ölüme terk ettiler.

Böyle bir ortamda bütün yük hayvansever inisiyatiflerin üzerindeydi. Tedaviye muhtaç hayvanları uygun ortamda tedavi etmek için çok çabaladık fakat çabamız yetersizdi.

> Sokakta olan ve enkaz altında olmayan hayvanların durumu nasıldı?

Bölgeye gittiğimde en çok dikkatimi çeken sokak hayvanlarının azlığıydı. Acaba buradaki insanlar onları öldürdüler mi diye düşündüm. Oradaki depremzedelerle konuştum ve böyle bir şey olmadığını anlattılar.

Zannediyorum ki travma dolayısıyla uzaklaşmış olabilirler. Ama sokak hayvanlarının sayısı çok azdı. Gün geçtikçe çoğaldılar ve meydana çıktılar. Üçüncü günden sonra onlara yeterli su ve mama koymaya başlayabildik.

'STK’LAR OLMASA MARAŞ BARINAĞI'NIN KADERİNE BIRAKILACAĞINI DÜŞÜNÜYORUM'
> Maraş Barınağı’nın durumu nasıldı? Barınak yapıları depremden zarar görmüş müydü?

Maraş Barınağı depremden zarar görmemişti. Elektrik ve su olması büyük bir şanstı. Tabii ki buradaki şartları iyileştiren oradaki emekçilerdi.

Burada veteriner hizmeti de vardı. Yine de STK’lar olmasa buranın da kaderine bırakılacağını düşünüyorum.

'DEVLETİN HAYVAN KURTARMA ÇALIŞMASI DİYE BİR ŞEY YOK'
> Devletin hayvan kurtarma çalışmalarının yeterli olduğunu düşünüyor musun?

Devletin hayvan kurtarma çalışması diye bir şey yok. Devlet birimleri hayvanlarla ilgili çalışma yapmadı. AFAD’ın afet öncesi ve sonrası hayvanlar için planı, programı, uzmanı, düşüncesi yoktu.

Çok ufak birkaç dokunuş sayesinde büyük katkılar sağlanabilirdi. Birkaç çadır ve veteriner ikmali sonrasındaki çalışmaları sivil inisayitler sürdürebilirdi. Basit bir altyapı planı bile yeterli olabilirdi. Elektrik ve su olsaydı çok fazla kurtarma çalışması yapabilirdik.

Tıpkı hayvanların da insanlar gibi depremden psikolojik olarak etkilendiklerini biliyoruz.

>Deprem bölgesindeki hayvanların ruhsal sağlıkları nasıldı?

Depremde hayvanların ruhsal sağlıklarının insanlardan daha kötü olduğunu düşünüyorum.

İnsanlar depremi anlamlandırabiliyorlar ama hayvanlar için bu böyle değil. Bu onlar için çok zor.

Afet bölgesinde karşılaştığım hemen her hayvan travma sahibiydi.

>Bundan sonraki normalleşme sürecinde afetzede hayvanlara nasıl davranılmalı? Bu konuda tavsiyelerin neler?

Rehabilitasyon alanları mutlaka kurulmalı.

Orada çalışma yapacak gönüllülerin çalışma alanı sağlanmalı. Bunun için gönüllüler var fakat uygun alan yok.

Hayvanlar moloz çalışmalarından ve dozer gürültüsünden uzak bir yere götürülmeli. Burada tedavi edildikten sonra eski sahiplerine ya da yeni sahiplerine kavuşmalılar.

Bölgedeki rehabilitasyon çalışmaları için devletin yardımcı olması gerekiyor. Gün geçtikçe mama sağlanması daha da güçleşecek. Bölgede sürdürülebilir besleme yapılması gerekiyor.

Tıpkı afetzedelere sunulan sağlık ve rehabilitasyon hizmetlerinden hayvanların da faydalanması gerekiyor.