Medya

Hande Yener: Kazak katlıyordum, otobüse biniyordum

Hande Yener, müziğe olan tutkusunu ve hayatındaki dönüm noktalarını samimi bir şekilde paylaşarak, müzikle olan bağını ve bu yolculukta yaşadığı zorlukları anlattı.

İlk günden itibaren müzik tutkusuyla kendini inşaa etmiş Hande Yener, Özlem Gürses'in "Bana Baştan Anlat" kanalına konuk oldu.

Her şeyi çok seviyorum

"Ben  her şeyi çok seviyorum. Doğayı çok seviyorum, hayvanları çok seviyorum, insanları çok seviyorum. Müzikle ben de işte bu dünyadaki vaktimi geçiriyorum. İnsanlara şifa vermeye çalışıyorum şarkılarımla, ilaç olmaya çalışıyorum, konserlerdeki enerjiyle ilham vermeye çalışıyorum. Her yaşta insan genç kalabilir, bunu göstermeye çalışıyorum. Yani, ilham vermek için pek çok sebebim var, sadece şarkıcılık değil."

Hülya Avşar beni Sezen Aksu'ya ulaştırdı

"Ben çalıştığım mağazaya gelenmüşterilere, 'Sezen Aksu'ya ulaşabilir miyim?' diye soruyordum, ama kimse de benimle ilgilenmiyordu. Daha sonra bir mağazadan bana bir teklif geldi. 7 katlı bir mağaza açacaklarmış, her katına bir sorumlu koyacaklarını, iyi personel aradıklarını söylediler. Ben de 'Burada bir ünlü bulurum, oradan Sezen Aksu'ya geçerim' diye düşündüm. Son bir yıl falan çalıştım, ama ümidimi kaybettim. Bir gün biri geldi ve 'Hülya Avşar geldi' dedi. 'Hülya Avşar ne yapacak ki?' diye düşündüm, ama 'Gel, gel, Sezen Aksu'yu tanıyor, seni söyledik, dinleyecek, eğer beğenirse arayacak' dediler. 'Gerçekten mi, biri bunu yapacak mı?' diye sordum, sonunda 'Evet, vallahi yapacak' dediler. İndim, Hülya Avşar da kabindeydi. Beni dinledi ve Sezen Aksu'ya haber vereceğini söyledi. Bu da benim kırılma noktam oldu."

Müzik benim oksijenim

"Müzik, hayal ettiğimin de ötesinde güzel bir şey. Gerçekten müzik yapmaya kavuşmak, benim için nasıl diyeyim, oksijenime kavuşmak gibi bir şey. Öyle söyleyeyim, hayatta kaçtığım tek yer orası. Ben stüdyoda 24 saat geçiririm, fark etmem. Öyle uçup gidiyorum müzikle ve sıkılmıyorum."

Sabaha kadar rehin alındım

"Ben, çalıştığım barda rehin de alındım. Bayağı bir süre elinde silahla sabaha kadar mekanda kaldım. Çünkü orada çalışırken şartlar artık uymuyordu ve bir şeyler hoşuma gitmemeye başlamıştı. Gece 3'tü, sahneden indim ve orkestraya, 'Bugün işi bırakıyoruz,' dedim. 'Zaten daha önce söylemiştim,' dedim. 'Siz de aletleri toplayın arkadaşlar, bu gece sondu.' Herkes dışarı çıkarken, 'Sen içeride kalıyorsun,' dediler. O anda, adam birden silahını çıkardı ve yan yana koltukta oturduk. Ne içtiğini bilmiyorum, psikolojisi de iyi görünmüyordu. O an, 'Hande, sen canını kurtarırsın,' dedim. 'Biraz sakinleştir ortamı.' O ortamı sakinleştirip, 'Tamam, bırakmayacağım, devam edeceğim,' dedim. Ben korkuyu sevmiyorum, sevgi enerjisini çok seviyorum. Korkacak bir şey yok, en fazla ölürsün. Ölünce de Allah'ına kavuşursun."

Cebimde sadece 20 TL vardı

Ünlü olduğum o ilk günüm zaten delirtici bir gündü.  6-7 ay boyunca barlarda çalışmayıp evde bekledim.  Evde durmamın sebebi albüm çıktığında, ne olacağını görmek içindi. Çünkü internette nabzı göremiyorsun, radyolar veriyor, bazı televizyon kanalları, müzik kanalları veriyor ama tam anlamıyla bir geri dönüş alamıyorsun. Bir de Okan’a falan konuk olabiliyorsan, patlamışsındır zaten. Sonra 20 TL ile evde oturuyordum, biriktirdiğim para da bitti. O gün arkadaşım geldi, 'Sen patladın,' dedi. 'Ne oldu?' dedim. 'Radyolarda, arabada, sokakta her yerde duymaya başladım,' dedi. O zaman bir hareketlilik başladı. Şirket aradı, 'Seni radyolar konuk almak istiyor,' dedi. Ardından müzik kanallarında klibim yayınlanmaya başladı.

8 ay boyunca zirvede kaldım

Bir gün Bodrum'a gittim, televizyon programı çekmeye. Uçaktan indim, taksiye bindim, ve yolda 'Yalanın Batsın' çalmaya başladı. Takside inince içimden bir şeyler oldu. 'Biri şaka mı yapıyor bana?' diye düşündüm. Gerçekten ağlıyordum, sevincimden ne yapacağımı bilemedim. Otele vardım, lobide yine 'Yalanın Batsın' çalıyor. O an, 'Ne yaşıyorum ben?' diye düşündüm. Arkadaşlarım kulüpteydi, yanlarına gittim. Kulübe girdim, yabancı müzikler çalıyordu, bir anda 'Yalanın Batsın' çalmaya başladı. Kulüp yıkılıyor, herkes dans ediyor ama kimse beni tanımıyor. Ne tuhaf bir şeydi! 'Ben patladım galiba,' diyordum. Gece boyunca üç kere çaldı. Kulüpteki insanlar beni işaret ediyordu ama kimse benim kim olduğumu bilmiyordu.

Gece 4’te taksiye bindim, 'Yalanın Batsın' yine çalıyor. Artık 'Yok artık!' dedim, beni delirtecekler, her yerde çalıyor! O kadar çok çalınıyor ki, 'Nefret edecekler benden!' diye düşündüm. Şarkı 8 ay boyunca zirvede kaldı, bu kadar uzun süre bir şarkı zirvede kalabilir mi, diye düşünüyorum hâlâ.

Herkes her şeyi devletten bekliyor

Madde dünyası beni mutlu etmiyor. Yani bir arabanı değiştirmek, saatini değiştirmek, bir şeyler almak… Bunlar, biliyorsunuz, diğer insanlar için çok önemli şeyler. Ama şu an dünyada hayvanlardan daha değerli olan bir şey yok. Yani, bir adamın ayakkabısına bassan kızar, ama köpeği yanında öldürsen, dönüp bakmıyor. Şu anda ben, bu kadar merhametsiz ve vicdansız bir ortamda yaşıyorum. Psikolojim hiç iyi değil, sinirlerim altüst. Bizim derdimiz bu ama işte, ne kadar üzerine alınıyor, bu sorumluluk hepimizin sorumluluğu, diye düşünüyorum. Çünkü herkes bir kişiyi işaret ediyor ya da her şeyi devletten bekliyor.

Kazak katlıyordum, otobüse biniyordum

Ben halkın sanatçısıyım. Ben tezgahtardım, kazak katlıyordum, otobüse biniyordum, bu insanlarla oluyordum. İşte, insanları sevme sebebim de bu; çünkü hepsini ben o otobüste tanıdım, süzgeçten geçiriyordum.

Böyle bir hayattan, bu hayata geçip bunu unutmak mümkün mü? Niye unutayım ki? Bu, benim en önemli şeyim, hayatımda aldığım en değerli tecrübe.

Elif Garip

Binnur Kaya, Avrupa Yakası sahnelerini izledi Binnur Kaya, Avrupa Yakası sahnelerini izledi

{ "vars": { "account": "G-9KFVFXJPJ" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }