Sayıştay’ın 162. kuruluş yıl dönümü dolayısıyla Sayıştay Başkanlığı Konferans Salonu'nda düzenlenen törene AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın yanı sıra TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ve diğer davetliler katıldı.
Erdoğan'ın yaptığı konuşmada öne çıkan başlıklar şöyle:
'Ülkeye hizmet yolunda, rehavete yer yoktur. Millete hizmet etmemenin mazereti olamaz. Görevini yapmamanın hiçbir bahanesi olamaz. Devlet işleri ciddiyetle, samimiyetle ve özveriyle icra edilmelidir. Yasaması, yürütmesi ve yargısıyla devlet erklerimizin tamamı millete efendilik taslamak için değil, hizmetkarlık yapmak için vardır. Sorumluluk makamında bulunanlardan temel beklentimiz, vatandaşa karşı yükümlülüklerini kanun ve nizam çerçevesinde, en güzel ve en verimli ve etkin şekilde yerine getirmektir.
'HANTAL DEVLET YAPISINDAN, ÇEVİK DEVLET YAPISINA...'
Milletin takdiriyle geldiğimiz tüm görevlerde bu anlayışla hareket ettik. Amacımız milletimizin hızlı, kaliteli ve eşit bir şekilde kamu hizmetlerinden faydalanmasına imkan sağlamak oldu. Reformlarla, kuralları sadeleştirici, süreçleri kısaltıcı, prosedürleri azaltıcı ve en büyük sorunumuz olan kırtasiyeciliğe karşı bir anlayışla kamu hizmetlerinin kalitesini yükselttik. Diğer bir ifadeyle hantal devlet yapısından, çevik ve atılgan devlete geçilmesi için gayret gösterdik.
'HUKUKUN GEREĞİNİ YAPMAKTAN ASLA ÇEKİNMEDİK'
İdari maslahatçılığı ortadan kaldırmak için çok ciddi çaba harcadık. Tüm vesayet biçimleri gibi bürokratik vesayeti de ülkemiz ve milletimiz için bir tehdit kaynağı olarak gördük. Vatandaşa tepeden bakanlara, milleti kendisine mahkum zannedenlere, insanımıza hizmet yerine eziyet edenlere, görevinin ifasında bahanelere sarılanlara hukukun gereğini yapmaktan asla çekinmedik. Bugün de aynı yüksek sorumluluk bilinciyle hareket ediyoruz.
'ESKİ ALIŞKANLIKLARIN TEKRAR BAŞ GÖSTERMESİNE İZİN VERMEYİZ'
Son dönemde bazı kamu hizmetlerinde vatandaşlarımızın şikayetlerinin çoğaldığının farkındayız. Kurumlarımız çalışırken; idari, mali, hukuki ve bürokratik bazı sorunlarla karşılaşılması gayet tabidir. Ama bunların hiçbiri vatandaşı mağdur etmenin, görevden kaçmanın, işi ertelemenin, vatandaşa ‘bugün git, yarın gel’ demenin mazereti olamaz. Halktan sorunlardan kopuk, görev şuuru eksik, devletle millet arasına duvar ören eski alışkanlıkların tekrar baş göstermesine izin vermeyiz. Bu tür yollara tevessül edenlerin gözünün yaşına bakmayız.
'SERZENİŞLERE KULAK TIKAMIYORUZ'
Halkamızın serzenişlerine kulaklarımızı asla ama asla kulaklarımızı tıkamıyoruz. Hızlı ve erişilebilir kamu hizmeti sunmak için pek çok alanda atılabilecek ilave adımların hazırlığı içindeyiz. Vatandaşlarımızın kamu hizmetlerinden memnuniyetini artırmak amacıyla gayretlerimizi daha da yoğunlaştıracağız. Bu çalışmalarımızda Sayıştay Başkanlığımızın da öneri ve tespitlerinden yararlanmayı sürdüreceğiz.
'YENİ ANAYASA BORCUMUZ VAR'
Yıllarca belirsizlik sebebiyle ekonomide, demokraside ve güvenlikte bedel ödeyen ülkemiz, bu açıdan bunun tarihi bir kazanım olduğunu gördü. Bu kazanımın korunması gerektiğine inanıyoruz. Elbette sistemin işleyişinde pürüzler çıkabilir, bunlar gayet doğaldır. Bu pürüzleri gidererek sistemin daha verimli, başarılı ve etkin çalışmasını sağlamak siyaset kurumunun uhdesindedir. Biz tecrübelerimizin ışığında sistemi iyileştirecek her türlü adımı atmaya hazır olduğumuzu söyledik, söylüyoruz. Eski sisteme dönüş, bu bir polemiktir. Bu polemiğin ülkeye ve millete herhangi bir hayrının dokunmayacağı kanaatindeyiz. Eskiye öykünmek yerine önümüze bakmanın, geleceğe odaklanmanın, istikbali inşa etmenin mücadelesini vermemiz şart. Yeni anayasa meselesi de gelecek vizyonumuzun bir parçasıdır. Türkiye'yi darbe anayasasından kurtarmak bizim için milli bir görevdir. Evlatlarımıza çağdaş normlara uygun, kuvvetler arasında doğru denge kuran, demokratik hukuk devletini esas alan, siviller eliyle yapılmış yeni bir anayasa borcumuz vardır.
Milletin çoluk çocuğunun rızkından keserek oluşturduğu kıt kaynakların, birilerinin şahsi reklam bütçesine dönüşmesini hoş karşılayamayız. Son dönemde eş dost ve hısım atamalarıyla birlikte belediye imkanlarının kişisel amaçları için kullanıldığını üzülerek görüyoruz. Bir kısmı yakın zamanda medyaya da yansıyan bu hadiseler, milletin kamu kurumlarına ve siyasetçilere olan güvenini de derinden sarsmaktadır. Kimse kusura bakmasın. Milletin cebinden basın mensuplarına özel uçakla Roma turu yaptırmanın hiçbir haklı gerekçesi olamaz. Bu konuda atanmış veya seçilmiş fark etmeksizin tüm makam sahipleri daha dikkatli ve hassas davranmalı. Kamu malına özen göstermelidir.