Tüm Emeklilerin Sendikası hakkında açılan kapatma davasının ikinci duruşması 8 Haziran Perşembe günü Ankara 4. İş Mahkemesi’nde yapılacak. Sendika üyeleri, dava öncesi Ankara’daki sendika genel merkez binası önünde protesto eylemi düzenledi. Emekli sendikacılar, ellerinde “Yaşasın örgütlü mücadelemiz”, “İnsanca yaşamak istiyoruz”, “İşte emekli, işte sendika” dövizlerini taşırken, “Sendika hakkımız engellenemez; yaşasın emeklilerin birleşik sendikal mücadelesi” pankartını açtı. Sendika üyeleri, “Direne direne kazanacağız”, “İnsanca yaşamak istiyoruz” sloganları attı.
"AÇILAN DAVA SİYASİDİR, HUKUKİ DEĞİLDİR"
Sendika temsilcileri, yaptıkları basın açıklamasıyla tepkilerini dile getirdi. Tüm Emeklilerin Sendikası Genel Sekreteri Ali Rıfat Temel, şunları kaydetti:
“Zor süreçten geçiyoruz, ekonomik olarak demokratik olarak… Fakat, gönlümüzde yatan demokrasinin, insan haklarının hukuka yerleşmesi. Bu süreci inşallah hep birlikte yakalayacağız. Arkadaşlar, hükümetin bakanlar kurulu belli oldu. İki bakanı özellikle çok takip etmek istedim. Bir Maliye Bakanlığı çünkü, bizim ekonomik haklarımızı ilgilendiriyor. Bir de bizim sendikamızın kapatılmasını talep eden İçişleri Bakanlığı’nı takip ettim. Bizim emekliler sendikası yasal. İdare tarafından açılan bu dava, siyasi davadır. Bu dava hukuki bir dava değildir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemeleri, Birleşmiş Milletler kararları ve Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak onaylanmıştır. Anayasamızın 90’ıncı maddesi derki; ‘Uyuşmazlıklar çıkarsa, uluslararası imzalanan yönetmelikler, yasalar, yürürlüğe girer’, bu anlamda biz yasalız. Açılan dava siyasidir, hukuki değildir.
"ÖRGÜTLENME ÖZGÜRLÜĞÜMÜZ GASP EDİLİYOR"
Sendika yöneticisi Ömer Tunca, emekliler adına yaptığı basın açıklamasında şunları söyledi:
“Tek amacı emeklilerin insanca yaşaması olan sendikamıza, Ankara Valiliği’nce açılan kapatma davasının 2. Duruşması 8 Haziran’da Ankara 4. İş Mahkemesi’nde görülecektir. Demokratik toplumların olmazsa olmazı olan örgütlenme özgürlüğümüz gasp edilmek isteniyor. Emeklilerin sendika kurması; biriktirdiğimiz emeğin geri dönüşünün bizlerin insana yakışır yaşam sürdürmesini sağlaması içindir. Oysa bugün emeklileri bırakalım insanca yaşamı, çok büyük bir kısmı açlık sınırının altında, ölüm ile yaşam arasında hayata tutunmaya çalışıyor. Geriye kalanların tamamı (istisnalar hariç) yoksulluk sınırının yarısı kadar bile maaş alamıyor. Yani emeklilerin sendika çatısı altında örgütlenmesi zorunlu ihtiyaçtan kaynaklıdır. Özetle bedelini peşin ödediğimiz emeklilik hakkımızın, insanca yaşamımızın güvencesi olması gerekir.
Türkiye’nin imzacısı olduğu uluslararası sözleşmeler; herkesin sendika kurabileceğine hükmetmektedir. Yine anayasamızın 90. Maddesinde iç hukukun uluslararası sözleşmelerle çelişmesi durumunda, uluslararası sözleşmeler esas alınır denmektedir. İç hukukta bir düzenleme yapılmamışsa, sorun bizim değil, sorun yasa koyucularındır. Haklar yasadan önce geleceği bütün hukuk çevrelerinin üzerinde mutabık kaldığı bir gerçektir.
Bu nedenle; ilgili iş mahkemesinin Tüm Emeklilerin Sendikası’nı kapatması bize göre hukukla bağdaşmayacaktır. Zaten idarenin kapatma davası siyasi bir tercih olup, demokrasiyle ve hukukla ilgisi yoktur. Hatırlatmak istiyoruz; emeklilerin sendikal örgütlenmesi engellenemez. İdare bu sevdadan vazgeçmelidir. Mahkemenin de uluslararası sözleşmelerde güvence altına alınmış sendika hakkımızı gözeteceğini umuyor, demokratik ve vicdani bir kararla sendikamızın kapatılması davasını reddetmesini bekliyoruz.” (ANKA)