İktidara geldiği ilk yıllarda IMF ve Dünya Bankası'nın programı kapsamında ülkenin önemli kamu varlıklarını satan AKP iktidarı ülkeyi yine Dünya Bankası'na borçlandırıyor.

IMF ile görüşmeler yürütüldüğü eleştirilerine AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın geçen genel seçimler öncesinde yanıtı "Biz IMF'yle olan ilişkilerimizi bitirdik, kendi kaynaklarımızla ayaktayız" olmuştu.

Erdoğan yıllarca 2013'te son taksidi ödenen borcu hatırlatarak IMF'nin Türkiye'den borç istediğini dile getirmişti. Erdoğan'ın söz ettiği Türkiye'nin IMF'ye 5 milyar dolarlık destek taahhüdüydü. Dönemin üst düzey ekonomi bürokratları bu fonun hiç kullanılmadığını söyleyecekti.

Bir süredir Orta Vadeli Program'la örtülü bir IMF programı yürüten Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, son olarak Dünya Bankası'yla önümüzdeki 5 yıllık döneme ilişkin işbirliği programının yürürlüğe girdiğini açıkladı.

Dünya Bankası'ndan kısa süre önce 3 ayrı proje için 1,5 milyar dolarlık finansman temin edildiğini anımsatan Şimşek, şimdi de 2024-2028 mali yıllarını kapsayan dönemdeki mali ve teknik işbirliğinin temelini oluşturan bir programa imza atıldığını anlattı.

Şimşek, "Dünya Bankası ile yürüttüğümüz güçlü işbirliği kapsamında gelecek 5 yıllık döneme ilişkin mali işbirliği programı oluşturuldu. Dünya Bankasının ilk üç yıl içinde ülkemize ilave 18 milyar dolarlık finansman sağlayacağı Ülke İşbirliği Çerçevesi (Country Partnership Framework-CPF) Programı, Bankanın İcra Direktörleri Kurulunda görüşülerek yürürlüğe girdi" diye konuştu.

'BANKANIN ÜLKEMİZDEKİ FAALİYETLERİNİN ETKİSİ ARTIRILACAK'

Şimşek, Dünya Bankası'nın, Orta Vadeli Program'ın açıklanmasının ardından Türkiye'ye aktardığı kaynak tutarını, devam eden 17 milyar dolarlık programa 18 milyar dolar daha ilave ederek 35 milyar dolara yükseltme kararı aldığını belirtti. Türkiye'nin Bankadan "uygun koşullu kredi kullanan" ülkeler arasında dünyada 3'üncü, bölgesinde ise birinci sırada olduğunu kaydeden Şimşek, şunları söyledi:

Program, Dünya Bankası kuruluşları olan Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası (IBRD), Uluslararası Finans Kurumu (IFC) ve Çok Taraflı Yatırım Garanti Ajansı (MIGA) tarafından ortaklaşa uygulanacak. Bankanın ülkemizdeki faaliyetlerinin etkisi artırılacak. Bu süreçte, ülkeye özgü zorlukların çözümüne odaklanan, özel sektör katılımını artırmayı hedefleyen ve operasyonlarda bütüncül sonuçları elde etmeyi amaçlayan bir yaklaşım izlenecek.

'ÜÇTE İKİSİ ÖZEL SEKTÖRE' 

Şimşek, Ülke İşbirliği Çerçevesi Programı kapsamında Dünya Bankası'nın 3 yıl içinde Türkiye'ye sunacağı ilave 18 milyar dolarlık finansman paketine değinerek, "Söz konusu tutarın 6 milyar dolarının IBRD'den, 9 milyar dolarının IFC'den sağlanması bekleniyor. MIGA'nın ise kısa vadeli garantiler aracılığıyla 3 milyar doları harekete geçirmesiyle 3 yıl içinde sağlanacak finansmanın yaklaşık üçte ikisinin özel sektörün geliştirilmesinde kullanılması öngörülüyor" ifadelerini kullandı.