Murat Bayar

Hatay'a yardım organize eden ve bölgenin iki vakfının da yönetiminde bulunan haber kaynağım, ilk üç gün Hatay'a malzeme göndermenin imkansız kadar zor olduğunu anlatıyor. Anlattıkları, yardımlarda Hatay'ın negatif ayrıştırıldığına işaret ediyor. 

Ve gelinen noktada devletten istenen, can ve mal güvenliği için Hatay'a sahip çıkılması! 

Söz, eli taşın altında olanların:

-Hatay özelinde Afet koordinasyon kavramının söz konusu bile olmadığını gözlemledik. Yollar da, havaalanı da zarar görmüş olabilir. En kötü durumda bile bir helikopter indirerek, mülki amirleri koordine edecek şekilde deprem uzmanlarının Hatay'da olması gerekiyordu. 11 Şubat'a kadar AFAD Hatay'da sahneye inmemişti. Antakya, Samandağ, Defne, Arsuz ve İskenderun hattı için konuşuyorum. (söz konusu yerler Alevi nüfusunun ağırlıkta olduğu şehirler)

Birinci gün kendi imkanımızla, çekicilerle kepçe gönderdik bölgeye. Yolları ulaşıma açabilmek için. Biz operatör değiliz. Organizasyonda iş makinasını kullanabilen de yok. Sadece destek hedefiyle harekete geçtik. Ne yazık ki, Hatay'daki mülki amirlerin basiretsizliği ile bunlar karayollarının garajına çekildi. Orada tutuldu ve şu ana dek kullanılmadı. 

HATAY'DA MÜLKİ AMİRLERİN BASİRETSİZLİĞİ ÖLDÜRDÜ!

'İş makinaları sahada kullanılsın' denilmediği ve böyle bir atalet hali ile kurtarabileceğimiz çok sayıda insanımızı Hatay'da ölüme terk ettik.

Şebekenin izin verdiği oranda, Hatay'daki gönüllülerimiz marifeti ile alanlara müdahale etmeye çalıştık. Uzman değildik, riskleri de fazlaydı. Ama inanın hiç bir şey yapılmıyordu!

Kimi aileleri kurtarabildiysek de, on binler halen enkaz altında. Tırların bölgeye girmesi sorununu, Hatay valiliği ve kaymakamdan izin alarak çözmeye çalıştık.

Dördüncü günden sonra, çadır dışında kalan malzemeyi geçirme noktasında kısmi bir rahatlama olsa da, jandarma malzeme koyduğumuz yere müdahaleye geldi. İlişkilerimiz ile jandarmayı geri çektik. 

HATAY'DA ÇADIRA İZİN YOK!

Yine de, çadır kırmızı çizgi! Hatay'da asla çadıra izin vermiyorlar. Hatay'ın en büyük sorunu da çadır! 

AFAD müdahale etmeye başladı. 'Yeter ki yapsınlar. Biz destek verelim' dedik. Zaten ulaşılamayan çok fazla bölge söz konusu. Ve ihmal halen tüm şiddeti ile devam ediyor. Organizasyon ve koordinasyonda çok ciddi aşamadığımız problemler var.

YARDIMLARA CİDDİ ENGELLER ÇIKARILDI

Esenyurt Belediyesi, Beylikdüzü, Maltepe Belediyesi, Adalar Belediyesi gibi farklı bölgelerle koordine olmaya çalıştık. Bu kanaldan, ciddi engellemlere karşın malzeme göndermeye çalıştık. 11 Şubat öğleden sonra çadır dışındaki engellemeleri aştık. 

-11 Şubat'a kadar yiyecek ve giyecek yardımının da Hatay'a ulaştırılmasına izin verilmiyormuş-

MERKEZE YIĞILAN YARDIMA ERİŞEMİYORLAR

Halen yakıt problemi var. Ve ihtiyaçların doğru yere ulaştırılması sorunu var. Çünkü malzemelerin önemli bir kısmı şehir merkezine yığıldı. Malzemeye yakın insanlar sürekli malzeme alırken, uzaktakinin bu malzemeye erişimi yok. Yakıt sorunu olduğu için insanlar malzemeye gelemiyor. Dağıtım ve koordinasyon olmadığı için mülki amirler de hiç bir şey yapmıyor. Sorunu gönüllülerle azaltmaya çalışıyoruz. Ama nefesimiz kesilecek. 

Mülki amirlerden, siyasi propagandaya mahal vermeden, rol çalmadan, sadece insanlara ve insanlığa yardım için çalışmasını diliyoruz. 

-Görgü tanıkları, kentin eşrafından ... G..r Ailesinin iki tırı evlerine çevirip, içindekileri kendi yakınlarına dağıttıklarını anlatıyor-

HATAY'A AYRIMCILIK VAR!

Kesinlikle Hataya'a özel bir ayrımcılık var. Partizanlık, liyakatsızlık ve dahası mezhepçilik var. 

Siyasi iktidarın bölgemizle ilgili yaptığı açıklamaların önemli bir kısmı doğru değil. Birinci gün yapılması gereken müdahale 5. günde yapılmaya başladı. 

İzmir'den 500 çadır yardımını kente götürürken, resmi yetkililer bu malzemeyi Osmaniye'ye götürdü. Nedeni, Hatay'a çadır girsin istenmiyor! -bu sorun halen var-

AFAD, HATAY YARDIMINI MARAŞ'A YÖNLENDİRDİ!

İstanbul Havalimanı'ndan yardımları gönüllülerimiz ile Hatay'a ulaştırmak üzere AFAD'a ulaştık. AFAD, Hatay'a yapılan yardımı Kahramanmaraş'a yönlendirdi. Ve bu nedenle AFAD ile çalışmaktan vazgeçtik.

Başka yollarla Antakya, Samandağ, İskenderun, Arsuz ve Defne'ye yardım ulaştırmaya çalıştıysak da, yine engellendik. 

'ALEVİ DÜŞMANLIĞI MI 'EVET!'

Alevi düşmanlığı mı, evet. İktidarın egemen olmadığı yerlerde, AFAD eliyle bunlar yaşandı. AFAD'ın mezhepçilik ve partizanlık yaptığını net biçimde ifade ediyorum. 
Yardımın Belen'e çıkarken Süleymancılar Tarikatı'na indirildiğine dair telefonlar geldi ise de bunu teyit edemem.

Hatay'ın anlatamayacağım inanılmaz sorunları nedeni ile kendi ailemdeki cenazelere vakit ayıramıyorum. Profesyonel müdahale olmadığı için yakınlarımızı yitirdik. 

HATAY'IN BİRİNCİL SORUNU GÜVENLİK

Bir molozu çekmek için insan aranırken, 'Neden ordu inmedi!' diye soruluyor. 10 illik geniş bir coğrafyada ordunun afet koordinasyon kapsamında harekete geçirilmesi gerekirdi. Özellikle bu konuda siyasi iktidarın çok ciddi vebali var. 

Hatay sınırlarında yaşayan insanların çok ciddi güvenlik kaygısı var. Dedikoduların da etkisi ile insanlar cenazelerinden, gaspa karşı evlerini korumaya koşuyor. 

Devletin, 'Güvenliğiniz için ben buradayım!' demesine ihtiyacımız var.