Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hayata geçirilmek istenen ve Danıştay 6. Dairesi’nce, bilirkişi heyetinin ‘Kamu yararına aykırı’ raporuna rağmen ‘Hukuka uygun’ olduğu kararı verilen Çeşme Projesi’ne yönelik itirazlar sürüyor. Projeye karşı çıkan sivil toplum kuruluşları, meslek odaları, sendikalar, çevre örgütleri ve İzmirli yurttaşlar, projeye Danıştay İdari Dava Daireler Kurulu nezdinde itiraz etti.
Karara itiraz etmek için İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne bugün dilekçe veren Çeşme Yarımada Projesi Davacıları, İzmir Demokrasi Güçleri ve yurttaşlar; Bölge Adliye Mahkemesi önünde “Birlikte başarabiliriz, yarımada talanını durduracağız” yazılı pankart açarak basın açıklaması yaptı.
'SADECE ÇEŞME'NİN DEĞİL ÜLKENİN PROBLEMİDİR'
Açıklama öncesi konuşan Avukat Muzaffer Çevrim şunları söyledi:
Danıştay Dava Daireleri kamunun menfaati yerine idareyi ve idarenin hukuki dayanaklardan yoksun kararlarını onaylamaktan vazgeçmesi gerekmektedir. Hukukun üstünlüğüne hepimizin ihtiyacı var. Çeşme projesi/ Yarımada projesi sadece Çeşme’nin değil ülkenin problemidir. Yaşayan tüm canlıların problemidir. Davaya konu Cumhurbaşkanlığı kararının olumsuz ekolojik ve sosyolojik sonuçları bizleri düşündürmelidir. Telafisi mümkün olmayan bir durumla karşılaşmamak için Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun temyiz başvurumuzu hukukun üstünlüğünü gözeterek kabul etmesi gerekmektedir. Çünkü biliyoruz ki temiz bir havaya temiz bir suya ve yeşil bir doğaya nasıl ihtiyacımız varsa hukukun üstünlüğüne de ihtiyacımız var.
'DANIŞTAY KARARI TAMAMEN POLİTİK'
Grup adına basın açıklamasını yapan Çeşme Yarımada Projesi Davacıları Platformunun üyelerinden Şerife Aygün Gökce ise Danıştay kararının tamamen “politik” olduğunu savundu ve şöyle konuştu:
Danıştay tarafından alınan karar tamamen politiktir. Tamamen İzmir’in, Yarımadanın, Çeşme’nin yaşam alanlarının yok edilmesini hedeflemektedir. Çeşme Yarımadasının yaşam biçimi, kültürel yapısı, çevre ve yaşam değerlerini yok edilmeye çalışılmaktadır. Danıştay tarafından alınan karar politik olduğu kadar ekonomiktir de. İktidarın ekonomik bataktan çıkışına yönelik gelir getirici çözümlerinin önde gelenlerindendir. Tamamen kamusal olan alanlarının satılarak 20 milyar doların üstünde gelirin beklendiği, İzmir Milletvekili Hamza Dağ tarafından ‘Çok önemli bir projeyi hayata geçirmek için gece gündüz çalışıyoruz. Çeşme projesi, önümüzdeki yıllarda, cari açığı kapatma, milyarlarca doların gelmesi için çok değerli bir projedir’ sözleriyle açıklanmıştı. Yapılması planlanan büyük ölçekli oteller, golf sahaları, marinalar ve alışveriş merkezleri ile şantiyeye dönüşecek olan Yarımada’nın mevcut turizm yapısı da yaşam biçimi de tümüyle değişecektir.
'İNCİRALTI'NI KAYBEDECEĞİZ'
Projenin Çeşme’nin yanı sıra İzmir’i tehdit ettiğine dikkat çeken Gökce, şunları söyledi:
İzmir Yaşam Alanları ve mücadele eden tüm kurumlar olarak biliyoruz ki kararın bozulması için sağlam hukuki gerekçelere sahibiz. Ancak, politik olan bu karara karşı, hukuk önünde gücümüzü, kitlesel tepkilerle büyütmek; bilirkişilerin, meslek odalarının ve bizlerin öne sürdüğü “yaşamdan yana” tavrın kazanabilmesi için itirazlarımızı tüm davacılar, siyasi kurumlar ve İzmir Halkı olarak önümüzdeki süreçte sürdürmeye devam edeceğiz. Birlikte başarabileceğimize inanıyoruz. Bu projenin başlangıç olduğunu, sarı öküzü kaptırırsak İnciraltı’nı da kaybedeceğimizi, Körfez Geçiş Köprüsünün önünde duramayacağımızı görüyoruz. Yaşanmış bunca mücadele örneği ve sahip olunan dayanışmanın gücü ile birlikte hareket etmenin zeminini, mücadeleyi, dayanışmayı büyüteceğiz. İzmir’in Kanal İstanbul’una karşı birlikte başarabileceğimize inanarak, seslerimizi birleştireceğiz, güçlü kılacağız, çoğalacağız ve birlikte olacağız.