TBMM İçişleri Komisyonu’nda görüşülen “Dahiliye Memurları Kanunu ve Bazı Kanunlar ile 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”, mülkiye müfettişlerine verilen geniş yetkiler nedeniyle CHP’li milletvekillerinin sert tepkisini çekti. Teklifin, mülkiye müfettişlerine mahkeme kararı olmaksızın kamu kurumlarının işleyişini engelleme yetkisi tanıdığı belirtilerek, bu düzenlemenin “kayyum yasası” olarak değerlendirildi.

Vatandaş korku iklimi istemiyor

CHP Aydın Milletvekili ve TBMM Adalet Komisyonu Sözcüsü Süleyman Bülbül, 

 “Anayasada barışçıl bir şekilde toplantı ve gösteri yürüyüşü yapma hakkı var. Belediyeye giremeyen bir partinin grup başkanvekili ve milletvekilleri varsa demek ki; bu hak sadece bu kitapta kalıyor. Güvenlikçi politikalarla özgürlükleri bir kenara iterek getirilen bu tür çalışmalar Türkiye'deki vatandaşların korku iklimi çerçevesinde, muhalif olarak eleştirisel düzeyde özgürlükleri ortaya koyabilme düşüncesinin önünde engel teşkil ediyor. Vatandaş korku iklimi istemiyor. Sokağa çıktığı zaman, barışçıl bir eylem yapmaya kalktığı zaman, cop ya da gaz yemek istemiyor” dedi. Komisyon başkanı Soylu’nun daha önceki “İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde 550 terörle bağlantılı çalışan var” sözlerini anımsatan Bülbül, “Nerede bu teröristler? Yok. Demek ki subjektif açıklamalarla, geniş anlamda terör açıklamalarıyla Türkiye yönetilemez. Türkiye’nin demokrasi ve hukuk devletinin inşasına ihtiyacı var. Türkiye’de anayasal hak ve özgürlükler kullanılsın, güçler ayrılığının kenara itildiği bir sistemle yönetilmesi bir kenara itilsin diyorum” ifadelerini kullandı.

Bu kanun bir çeşit kayyum kanunudur

CHP Bilecik Milletvekili Yaşar Tüzün ise yasa teklifine hakkında, 

“Bu teklifte 18 farklı kanunu toplayıp bir araya getirmişsiniz. Buraya gelen bürokratlara baktığımızda İçişleri Bakanlığı’nın dışındaki bakanlıklardan da bürokratların geldiğini görüyoruz. Bu teklifte 13 madde Anayasa Mahkemesi’nden (AYM) geri gönderildiği için konuşuyoruz. Mülkiye müfettişlerinin atanma koşulları ile görev ve yetkilerini tanımlarken yetki aşımlarına yönelik kanuni düzenleme yapılmaktadır. Mahkeme kararı olmaksızın kamu kurum ve kuruluşlarının çalışmalarını aksatabilecek yetkiler verilmektedir müfettişlere... Ceza Muhakemesi Kanunu’nda (CMK) savcıya verilmeyen yetki, müfettişlere verilmektedir. Bu maddenin operasyon amaçlı bir madde olduğunu düşünüyoruz” dedi. CHP Kahramanmaraş Milletvekili Ali Öztunç ise “Bu kanun bir çeşit kayyum kanunudur. Bu kanun teklifi ile mülkiye müfettişlerine fiili kayyum yetkisi verilmiştir. Burada bir siyasi kadrolaşma hükümleri olduğunu görüyorum” diye konuştu.

Sınıf güvenliğinde tedbir lazım

CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan da iktidarın sığınmacı politikasını eleştirerek,

“Avrupa Birliği, göç paktı oluşturmuş. Ülkesine gelen göçmenin biyometrik verilerini alıyor. Biz 76 binini kaybediyoruz. Kısa bir süre sonra diyoruz ki, ‘300 küsur bini Avrupa Birliği’ne gitmiş’ nasıl tespit ettin kardeşim, yerinde bulamamıştın sen. Sınır güvenliğinde acil tedbir almamız lazım” dedi. “Tek adam rejiminin silahşoru hâline gelmiş müfettişlere yetki veriliyor. Yani böyle bir yetki yok” diyen İYİ Parti Aydın Milletvekili Ömer Karakaş, yasa teklifinde “Kısa dönem ikamet izninin verilmesi ve bu iznin verilmesiyle ilgili taşınmazın değeri ve cinsi bakanlığa bağlıdır” ifadesine karşı çıkarak, şunları söyledi: “Bakıyorsunuz; yıllardır toprak satışıyla, büyük arazilerin satışıyla biz vatandaşlık verdik mülk edinmeyle ilgili ki yakın dönemde Genel Kurul’da bunu değiştirip konuta çevirdiler. Burada her önüne gelen toprak alacaksa, geçici ikamet vereceksek bunun anlamı olabilir mi? Adam gidecek, arazi alacak, toprak alacak. Zaten topraklarımızı sata sata, peşkeş çeke çeke bir hâl olduk. Böyle şey olmaz. Ben Türkiye’de bir defa toprak satışını doğru bulmuyorum. Yani biz bu en azından buraya konut olarak geçmesi gerekir. Eğer bu konut olarak geçerse en azından toprak satışının da önüne geçilir, bir fayda sağlar.”