Türkiye, doğal güzelliklerinin yanında tarihi yapılarıyla da göz kamaştırıyor. Tarihi eskiye dayanan mimari yapılardan birisi de Büyükçekmece Köprüsü. Bu yazımızda Büyükçekmece Köprüsü'nün tarihine ışık tutacağız.
Büyükçekmece Köprüsü nerede?
Büyükçekmece Gölü’nün daralarak Marmara Denizi’ne kavuştuğu noktaya konumlanan bu köprü, Büyükçekmece semti ile Mimarsinan beldesi arasındaki karayolu bağlantısını sağlıyordu bir zamanlar. Anadolu’nun çeşitli bölgelerini görkemli eserleriyle süsleyen büyük usta Mimar Sinan’ın yapıtlarından biri olan köprü, günümüzde sadece yayaların kullanımına açık.
Büyükçekmece Köprüsü'nün tasarımı
Son derece ilginç bir tasarımı olan Büyükçekmece Köprüsü, dört ayrı köprünün birleşmesinden oluşuyor. Her biri orta noktasında en yüksek konuma ulaşan dört köprü, küçük eğimlerle birbirine bağlanıyor. İlki dokuz, ikincisi beş ve son ikisi yedişer gözlü olan köprüler, farklı biçimlerine karşın estetik bir tasarımla birleştirilmiş. Köprünün bir tarafından yürümeye başlanıldığında, dört küçük iniş ve çıkış yapılarak karşı kıyıya geçilebiliyor. Yapım çalışmaları sırasında gölün suları tulumbalarla çekilerek kazıklar çakılmış ve kurşun eritme tekniği kullanılarak bu kazıkların araları doldurulmuş. Köprü 635 metre uzunluğunda ve 7 metre genişliğinde. 1972 ve 1989 yıllarında onarılan köprü, 2010 yılı içerisinde Karayolları’nın onarım programında yer alıyor.
Büyükçekmece Köprüsü ne zaman yapıldı?
Köprünün yapımına Kanuni Sultan Süleyman’ın Zigetvar seferi öncesinde başlandı. Padişahın erken ölümü sonrasında tahta geçen Sultan II. Selim’in fermanıyla bir yıl içerisinde tamamlanan köprü 1567 yılında hizmete açıldı. Köprünün ilginç özelliklerinden biri de karşılıklı konsollar üzerine konumlanan kitabeli balkonları. Dönemin hattatlarından Derviş Mehmet’in eseri olan kitabenin manzum bölümünü ise Şair Hüdâi yazmış. Kitabenin solunda yer alan taştan babanın üzerinde “Abdullah oğlu Yusuf” şeklinde Mimar Sinan’ın imzası bulunuyor.