“AYM’nin Temel Haklar Alanındaki Kararlarının Etkili Şekilde Uygulanmasının Desteklenmesi Projesi” kapsamında, Bursa’daki bir otelde “Adli Yargıda Bireysel Başvuru İhlal Kararları ve İhlalin Sonuçlarının Ortadan Kaldırılması Bölge Toplantısı” düzenlendi.
Anayasa Mahkemesi (AYM) Başkanı Zühtü Arslan, toplantının açılışında yaptığı konuşmada, bireysel başvuru sayısının 110 bine yaklaştığını belirterek şunları söyledi:
“Bu gerçekten de çok büyük bir sayı” ifadesini kullandı. Arslan bireysel başvurulara Anayasa Mahkemesi’nden önce bir idari merciin buna bakması gerektiğini belirterek “Dolayısıyla bu yönde atılacak adımların Anayasa Mahkemesinin iş yükünün azaltılmasında çok önemli katkılar yapacağına inanıyoruz. Bu kadar iş yükü bireysel başvuru kurumunu felç etme potansiyeli taşımaktadır. Bu nedenle bireysel başvurunun geleceğini, iş yükünün azaltılmasına bağlı olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır”
'MAHKEME KARARLARINA UYMAMA YETKİNİZ YOK'
Arslan, konuşmasında yerel mahkemelerin Anayasa Mahkemesi’nin aldığı kararlara uymadığını eleştirdi ve şu ifadeleri kullandı:
“Mahkeme kararlarının uygulanıp uygulanmayacağı meselesi bir hukuk devletinde tartışma konusu olamaz. Gündeme dahi gelmesi düşünülemez. Çünkü hukuk devleti mahkeme kararlarının etkili bir şekilde uygulandığı ve hak ihlallerinin giderildiği devletin adıdır. Hatta daha ilerisi mahkemelerin etkili bir şekilde çalışmadığı, iyi işlemediği bir yerde devletten de bahsedemezsiniz.
“Bazen insanlar hayatlarına mal olacağını bilse bile mahkeme kararına uymaktan vazgeçmemelidir. Sokrates’in aslında insanlığa öğrettiği budur. Hepimiz bu şuurda hareket ederek mahkeme kararlarının uygulanmasının tartışılmasını artık bir kenara bırakmak durumundayız. Mahkeme kararları ister derece mahkemelerinin kararları olsun, Anayasa Mahkemesi’nin ihlal kararları olsun tartışmasız uygulanması gereken kararlardır. Hiç şüphesiz mahkeme kararlarını beğenmeyebiliriz, eleştirebiliriz, yanlış bulabiliriz ama onlara uyup uymama noktasında hiçbir takdir yetkimiz yok, tercih hakkımız yok. Onlar hepimizi bağlayıcıdır. Esasen bu bağlayıcılık Anayasanın üstünlüğü ve bağlayıcılığı ilkesinin de doğal bir sonucudur. Anayasanın 11. maddesi bunu çok net bir şekilde ifade ediyor.