AKP Milletvekili ve Merkez Karar Yönetim Kurulu (MKYK) Üyesi Lütfiye Selva Çam, kadına ve sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin önlenmesini öngören kanun teklifiyle ilgili eleştirilere yanıt verirken lafı Beren Saat’e getirdi:
Konuşmasıyla, komisyonlarda HDP ve CHP’li milletvekillerinin konuşmalarının birebir benzeştiğini gördüm ve çok şaşırdım.
İlk imza sahibi olduğu teklifle ilgili AA’ya konuşan Çam, şiddetin sadece kanunlarla, düzenlemelerle engellenebilecek, önlenebilecek bir kavram olmadığını savunarak, ‘en azından farkındalığı oluşturmak ve faillerin gerçekten pişman olmadıkları hallerde iyi hal indiriminden yararlanmalarını engellemek’ için bu teklifi getirdiklerini söyledi.
SAMİMİ PİŞMANLIK NASIL ANLAŞILACAK?
Çam, ‘kravat taktığı için cezasında indirim sağlandı’ düşüncesine mahal vermemek için getirilen düzenlemeyle şekli anlamda yapılan görüntülerin dikkate alınmaması, diğer taraftan samimi pişmanlık gösteren kişilerin de bu iyi hal indiriminden faydalanmasının hedeflendiğini belirtti.
Kanun teklifinde ‘kadına yönelik şiddet’in tanımının yapılmamasıyla ilgili eleştirilere Çam, “Güncel dilde kullandığınız gibi ifadeleri, kanun metninde geçirmeniz mümkün değil” diyerek yanıt verdi.
‘KADIN BAKANLIĞI DİYE BAKANLIĞIMIZ YOKTU'
Başkentte düzenlenen EKO İKLİM Ekonomi ve İklim Değişikliği Zirvesi ve Fuarı’nda oyuncu Beren Saat’in yaptığı konuşmaya değinen Çam, şunları söyledi:
Aktivist kimliğiyle Beren Saat’in yapmış olduğu konuşmayla, komisyonlarda HDP ve CHP’li milletvekillerinin konuşmalarının birebir benzeştiğini gördüm ve çok şaşırdım. İşte ‘kadın bakanlığının kapatılması’ söylemi… ‘Kadın Bakanlığı’ diye bir bakanlığımız yoktu bizim. Aileyi, kadını ve dezavantajlı grupları işin içine alacak şekilde kadından sorumlu devlet bakanlığından, müstakil bir bakanlığa çevirdik ve icracı bir bakanlık haline getirdik. Buradaki söylem o kadar birebir metin anlamında örtüşüyor ki, bir iklim zirvesinde ve aktivist kimliğiyle öne çıkmaya çalışan bir sanatçıya bunu yakıştıramadım. Ortaya karışık; başörtülülerin hakkını koruyormuş gibi, öbür taraftan bir başka şeyi gündeme almak suretiyle zihinleri karmaşık bir şekilde ortaya konulan bir söylemden bahsediyoruz. Hiç şık olmayan telefondan bir metin okunması… Kendine ait bir metin miydi, açıkçası onu da merak ediyorum. Ankara’da bugüne kadarki yaptığı icraatlarla hiçbir şey göremediğimiz bir belediye başkanının şovuna dönüştürülmeye çalışılan bir iklim zirvesini şaşkınlıkla izledim. Şov yapmaya çalışan milletvekillerimizin söylemleriyle, Beren Saat’in söylemlerinin birebir aynı olması da şaşırttı.
Zirveside eşi şarkıcı Kenan Doğulu’yla birlikte ‘iklim elçisi’ olarak ödül alan Beren Saat şöyle konuşmuştu:
Öğrencilik dönemimde başörtüsünün üzerine peruk takmak zorunda kalan sınıf arkadaşlarım oldu ve geçen yıllar içinde eğitim eşitliğinin sağlanmasına hepimiz çok sevindik. Fakat sonrasında kadının giysisi siyasete malzeme yapılıyor, eğitim sistemimiz geriliyor, kadın bakanlığı kapatılıyor, kadınlar haklarını sistematik bir şekilde kaybediyor diye rahatsızlıklarımızı dile getirdiğimizde, ‘Köprülere, yollara bak ne kadar iyi çalışılıyor’ cevabını aldık.