Türkiye'de sosyal destekle yaşamını sürdürenlerin son 6 ayda yarım milyon artarken, yardımlara muhtaç hale gelen yurttaş sayısı da 17 milyonun üzerine çıktı. Konuyla ilgili İstanbul Bağcılar'da mikrofon uzatılan yurttaşlar, yardıma muhtaç hale gelmekten ve geçinememekten yakındı. Sosyal yardım aldığını söyleyen Sebahattin Seyyar, "Bana 3-5 lira yardım verip övüneceğine bana güzel imkan versin ben kendi hayatımı kendim idame ettireyim. Ben niye kapı kapı dilenci gibi yardıma gideyim?" dedi. Cemal Akıncı ise "Millet aç. Yok, ne yapsın? Kendilerine gelince bol, garibana gelince vur bir tekme" sözleriyle tepkisini dile getirdi.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın sosyal destek verilerine göre Türkiye'nin ihtiyaç sahibi hane sayısı son 6 ayda 500 bin artarak 4 milyon 278 bine, yaşamını sosyal yardımlarla geçirmeye çalışan yurttaş sayısı ise 17 milyon 114 bin 912’ye yükseldi.
"Bana 3-5 lira yardım verip övüneceğine bana güzel imkan versin ben kendi hayatımı kendim idame ettireyim"
Sebahattin Seyyar: Devlet övünmesin ben yardım veriyorum diye. Bir ülke vatandaşına yardım yapıyorsa bu övünülecek bir şey değil. Ben de yardım alanlardan biriyim ama ben yardım istemiyorum. Yardım alan vatandaş olmak da istemiyorum. Niye yardım alayım ben ya? Bana 3-5 lira yardım verip övüneceğine bana güzel imkan versin ben kendi hayatımı kendim idame ettireyim. Ben niye kapı kapı dilenci gibi yardıma gideyim? Bir insan muhtaç kalıyor, aç kalıyor, çok zor durumlarda kalıyor gideceği tek yer devlet kapısı. Gidiyor, dilekçe yaz, form doldur, eve gelelim, bakalım, öyle yapalım, böyle yapalım… Adam açlıktan ölüyor be! Yardım yapıyorsan bir an önce seferber ol. Verdiği yardımlar da yetmiyor. O yardıma da gerek yok yani. Ben emekli değilim. Emekliler, emekli maaşını, yıpranma payını alıp da tazminatını alıp da köşeye çekilip geri kalan hayatını huzur içinde yaşaması varken adam sürünüyor. Ben serbest meslek yapıyorum. Sigortalı falan da çalışmak istemiyorum. Sigortalı çalışıp da aç kalacağıma böyle devam edeyim yeter.
"Emekliyim, şuradan gidip bir çay içemiyoruz"
Ahmet Yıldırım: Hepsi onların dediği gibi olmuyor ve onların dediği gibi görülmüyor. Onlar öyle söylüyor ama görüyorsun emeklilerin durumunu, işçilerin durumunu. Bak biz emekliyiz. Şuradan gidip bir çay içemiyoruz. Niye? Ben Türkiye’de yaşamaktan utanıyorum şu anda. Dışarıdaki bir emekli geliyor buraya istediği gibi yaşıyor, biz şurada bir çay içemiyoruz. Bu hayat mı yani? Senelerimizi vermişiz, vergi ödemişiz. Zenginler ödemiyor, işçi ödüyor peşin değil mi? Diyecek bir şey yok bunlara ne söyleyelim biz. Bu politikalar devam ederse yardıma muhtaç insan elbette artacak. 10 bin lira emekli maaşıyla emekli nasıl geçinecek? Bir simit alamayan bir emekli, bir işçi gerisini düşün yani. Okul masrafları almış başını gitmiş. Yapacak bir şey yok. Bizim hakkımız bir yerde çıkacak mutlaka.
"72 yaşındayim böyle park köşelerinde vakit geçiriyorum"
Mehmet Ali Kiya: Yardım alan var mı bilmiyorum. Ben müracaat ettim vermediler. Şu anda 26 bin lira emekli maaşı almak varken 10 bin lira alıyorum. Emekliyim, yaşım 72, böyle park köşelerinde vakit geçiriyorum. Böyle giderse, bu adam olduktan sonra bu memlekette, batmak zorunda.
"Kendilerine gelince bol, garibana gelince vur bir tekme"
Cemal Akıncı: Millet aç. Millet tok olsa gidip müracaat etmez. Yok, ne yapsın? Hırsızlık mı yapsın? Kendilerine gelince bol, garibana gelince vur bir tekme. Niye kendilerine zam yapıyor da millete yapmıyor? Kendileri 9 aylık da biz 7 aylık mıyız? Kimin parasını kime vermiyorlar? Zaten bitti yani. Yolu şaşırttı ama ne götürürlerse yine götürüyorlar.
"Allah sonumuzu hayır etsin"
Aykun Başdemir: Mültecilerden dolayı işsiz kalan bizim Türkler, bir de tembel insanlar var. Para yardımıyla hazırdan geçinmeyi sağlayanlar… Bu yüzden çalışmak istemiyorlar. Ama ülkemizde gerçekten de ihtiyacı olan çok tabii ki. Bu politikalar devam ederse belki 3-5 sene sonra yardıma muhtaç insanlar ikiye katlar. Çünkü pahalılık var, iş de yok. Sonumuzu Allah hayır etsin.