İstanbul’da, yeni doğan bebekleri özel hastanelere sevk ederek en az 10 bebeğin ölümüne yol açtıkları ve haksız kazanç sağladıkları iddiasıyla 22’si tutuklu 47 sanığın yargılanmaya devam ettiği davanın üçüncü oturumu başladı. Örgüt lideri Dr. Fırat Sarı ve yöneticilerinin 582 yıl 9 ay, diğer bir yöneticinin ise 589 yıl 9 ay hapisle yargılandığı duruşmada, bugüne kadar 6 sanık savunma yaptı.
Maddi çıkarım yok, suçlamaları kabul etmiyorum
Bugün savunma yapan, Fırat Sarı'nın sevgilisi tutuklu sanık hemşire Cansu Akyıldırım, şu ifadeleri kullandı:
"2012 ile 2019 arasında farklı hastanelerin yoğun bakım servislerinde çalıştım. Çorlu Reyap'ta değil Esenyurt Reyap Hastanesi'nde çalıştım. Özel Birinci Hastanesi'nde çalıştım. TRG Hastanesi'nde de hasta bakım müdürü olarak çalıştım. Dolandırıcılık suçunu kabul etmiyorum. Maddi çıkarım olmamıştır. Ailemden aldığım maddi destek de vardır. Bu yüzden dolandırıcılık suçunu kabul etmiyorum. Bir örgüt veya çete olduğunu da düşünmüyorum bu yüzden örgüt üyeliği suçunu da kabul etmiyorum."
Sanık Akyıldırım, danışmanlık hizmeti aldıkları bir şirket olduğunu, bu şirkete hastaları danıştıklarını, herhangi bir hastada sıkıntı olması durumunda İlker Gönen'e ulaştıklarını anlattı. Cansu Akyıldırım, hesap hareketlerine ilişkin mahkeme başkanının sorduğu soruya, "Birinci Hastanesi'nde Medisense Danışmanlık hizmeti veren şirket var. Motivasyon amaçlı çalışanlara dağıtılmak üzere Medisense'den bana para aktarılırdı ben de çalışanlara dağıtırdım. Para hareketleri bunlardan ibarettir" şeklinde yanıt verdi.
Ciğer filmi çekilirken bebeğin kalbi durdu
Yoğun bakımda ölen Kadan Bebek ile ilgi kendisine sorulan soruya Akyıldırım, şu yanıtı verdi:
"Ben o dönem Birinci Hastanesi'nde çalışıyordum. Kadan bebek, TRG Hospital'de doğdu. Ben gönüllü olarak TRG Hospital'deydim. Fırat Bey yardıma gitmemi söylemişti. Bebek geldiğinde mosmordu. Kapıya en yakın olan yoğun bakım kısmına aldım. Oksijen verip Dursun beyi aradım ama ulaşamadım. İlker beyi aradım, Dursun beye ulaşacağını söyledi. Dursun bey de kısa bir süre sonra geldi. Akciğer filmi çekilmesi gerekiyordu. Ben bebeği kaldırınca sağ tarafında bir şişlik farkettim ve Dursun beye bildirdim. Ciğer filmi çekilirken bebeğin kalbi durdu, müdahale başladı."
Paraya ihtiyacı olduğu için sattığını söyledi
Mahkeme başkanının, "Konuşmalarda neden, 'epikizleri değiştirelim' ifadeleri var?" sorusuna Akyıldırım, "Ben sadece sisteme aktarıyordum Kopyala yapıştır şeklinde. Benim epikiz doldurma yetkim yok. Hiçbir şekilde de doldurmadım" diye yanıt verdi.
Denetimle ilgili Fırat Sarı ile olan tapeleri sorulan Akyıldırım, "Ben o dönem müdürdüm. Fırat Bey'e denetim raporlarını atıyordum" dedi. Cansu Akyıldırım, ilaç satışıyla ilgili soruya, "2023'te bir gün sabah Fırat Sarı beni aradı, 'bekle bir şey konuşacağız' dedi. Fırat, Hasan Basri ve ben oturduk. Fırat, Hasan Basri'ye, 'yaptın mı gerçekten' dedi. Hasan’da 'Paraya ihtiyacım vardı' dedi. Bunun üzerine Fırat, 'Söylesen yardımcı olurduk' dedi. Hasan Basri kredi çektiğini gösterdi. Ortalama 20 kutu kadar curusorf satıp para aldıklarını söyledi" diye yanıt verdi.
Ortada bir örgüt, çete olduğunu düşünmüyorum
Sanık Cansu Akyıldırım, "Ben maaşlı çalışandım. Herhangi bir maddi çıkar sağlamadım. Ortada bir örgüt, çete olduğunu düşünmüyorum. Üye olduğumu da kabul etmiyorum. 7 aydır tutukluyum. Dosya, medya tarafından çok dallanıp budaklandı. Yanlış ithamlarda bulunuldu. Böyle bir dosyada yargılandığım için üzgünüm" dedi.
Hiçbir zaman ihmali davranışta bulunmadım
Tutuklu sanık hemşire Çağla Durmuş, savunmasında herhangi bir örgüte üye olmadığını, ortada bir örgüt olmadığını düşündüğünü söyleyerek, "Ne dolandırıcılık ne ihmali davranışla öldürme suçlarını kabul etmiyorum. Bir sürü borcum var zaten, ben dolandırıcılık yapmış olsaydım daha farklı olurdu. Öldürmeye ilişkin de kesinlikle hiçbir zaman ihmali davranışta bulunmadım" dedi.
Bırakıyorum ifadesi: Kastım düşünmeyi bırakmaktı
Mahkeme başkanı, sanık Durmuş'a tapelerde hastayla ilgili, "Ölüyor mu ne yapıyorsa yapsın, bırakıyorum" ifadesini sordu. Sanık Çağla Durmuş, "Orada 'bırakıyorum' ifadesinden kastım düşünmeyi bırakmaktı. Makinede ayarsızlık olduğu için değerler bir çıkıp bir iniyordu. İhmal etmek anlamında değil. Serzenişte bulunuyorum. Malzeme eksikliğinden bahsetmişim, Bağcılar Medilife Hastanesi'nde sürekli malzeme sıkıntısı oluyordu. Yönetime de bu konuda sürekli mail atıyordum" diye yanıt verdi.
Eksiklikleri kast etmişimdir
Sanık Durmuş'un, Gıyasettin Mert Özdemir ile olan görüşmesinde "Ortalığı çok dağıttık. Herkes nerede çalıştığımızı biliyor" dediği ve bunun ne anlama geldiği soruldu. Sanık Durmuş, "İşletme mantığından bahsediyordum" yanıtını verdi. Tapenin devamında, "Bir şey yakalacaklar" ifadesi için ise, "Dosyalardaki eksikliklerden bahsediyordum" dedi. Durmuş, tapede geçen, "Patlamayız umarım" ifadesi için de "Dosyalardaki eksiklikleri kastetmişimdir diye düşünüyorum" dedi.
Doktor yok dedim ama vardı
Yetersiz beslenme nedeniyle hayatını kaybettiği iddianamede yer alan Havvanur Karakoç isimli bebeğin ölümünden sorumlu tutulanlardan biri olan sanık Durmuş, "Karakoç bebek kötüleştiğinde hemşire beni çağırdı. Bebeği entübe edip hemen müdahaleye başladık. Ben ilk ifademde doktorun orada olmadığını söylemiştim ama oradaydı. Sonradan hatırladım. Hastaya damar yolu açıldı. Ama hasta dönmedi" dedi.
Normal olanın dışında bir iş yapılmış gibi
Mahkeme başkanının, sanık Çağla Durmuş’a İlker Gönen ile arasında geçen ve Karakoç Bebek ile ilgili konuşmada yer alan, "Yeniymiş gibi göstereceğiz değil mi?" ifadesine dair sorusuna Durmuş, "Sabahtan itibaren kötüydü" yanıtını verdi. Mahkeme başkanı, "Yeniymiş gibi göstereceğiz derken sanki normal olanın dışında bir iş yapılmış gibi" şeklinde bir açıklama yaparak durumu sorguladı. Durmuş ise, "Hayır, normalin dışında bir şey yapılmadı" diyerek söz konusu ifadeyi reddetti.
Biz hekimler ne dediyse onu uyguladık
Sanık Çağla Durmuş, denetim sonrası yaptığı açıklamada, "İlaçları hemen kaldırdık, sakladık. Bir şey görmediler" şeklindeki ifadesi hakkında, "İlaçlardan bahsetmişim" diyerek açıklama yaptı. Ancak, ilaçları neden sakladıklarına dair herhangi bir açıklama yapmadı. Tapelerle ilgili soruları yanıtlayan Durmuş, "O tapede ne üzerine konuşulmuşsa, o konudan bahsetmişim" diyerek her soruya benzer şekilde yanıt verdi. Son olarak, "Biz hekimler ne dediyse onu uyguladık hemşireler olarak" diyerek savunmasını tamamladı.
Bebeğin genel durumu zaten kötüydü
Tutuklu sanık hemşire Damla Atak, savunmasında, "Kaya Bebeğin doğumuna bizzat kendim girdim. Doğumda Dr. Ümit bey vardı. Ümit beyin soyadını bilmiyorum çünkü daha kaydı olmamıştı. Bebeğin genel durumu zaten kötüydü. Doğumdan sonra Dr. Ümit beyi aradım. Bana herhangi bir yönlendirmesi olmadı. Geleceğim ya da gelmeyeceğim gibi bir şey söylemedi. Ertesi gün Ümit bey arayarak hastanede işe başlamayacağını söyledi. Sebebi de gece aranmak istemiyormuş. Kaya bebek için ben Başhekime mesaj attım '500 gram bebek var, ciğerleri kanıyor' diye. Ümit bey, Şeyhmus beyin yerine gelmişti. Ümit bey gittikten sonra başka bir doktor gelecekti ama o da sonradan vazgeçip gitti. Bu gelip giden doktorların hastanede kayıtları yapılmadan işe başlamaktan vazgeçtikleri için kaşeleri yoktu, bu yüzden Şehmus beyin kaşesini kullanıyorlardı" dedi.
Bebek kötüydü ama acil bir müdahale gerektirecek bir durum yoktu
Sanık Atak, şöyle devam etti:
"Dr. Rıza bebeğin öldüğü gün hastaneye geldi. Kaya bebeği gördü, vizitini bile beraber yaptık. O gece shift olarak Batuhan’ı bıraktığım için Kaya bebeğin ölümünden sorumlu tutuluyorum. Ona bakarsanız ben de acil tıp teknisyeni çıkışlıyım. Benim de orada olmamam gerekirdi. Savcı bey ifademi alırken, 'Bebeğin kötü olduğunu bilerek Batuhan’a neden bıraktın?' diye sordu. Bebek kötüydü ama acil bir müdahale gerektirecek bir durum yoktu. Satürasyonu normal. Kötü diye söyleme sebebim akciğerlerinin kanıyor olması. Meslektaşlarım bilir ki 500 gram bebek için kötü denir. Rıza Beyin 'Olmadı fişi çek' dediğini savcılıkta duydum. Kaya bebeğin ölümünde ihmalden suçlanıyorum. Bu konuda konuşmaktan zorlanıyorum zaten. İddianameyi görmedim. Cezaevinde çok kalın olduğu için vermediler, bilmiyorum. Rıza beyin 'kötüleşirse tüpünü çekersin' dediğini savcı bey tapelerini okuduğunda öğrendim" dedi.